Son 40 yılda 1 milyon 250 bin hektarlık sulak alanın yok olduğu Türkiye’de çok sayıda türde binlerce kuşa ev sahipliği yapan Hotamış, Eşmekaya, Ereğli Sazlıkları ile Akşehir, Eber, Meke ve Suğla Gölü’ne kuşlar uğramaz oldu.
KONYA - Doğal Hayatı Koruma Vakfı-Türkiye (WWF-Türkiye), Doğa Derneği ile Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı bilgilere göre, yaklaşık 3-4 yıl önce yapılan ölçümlere göre Türkiye’de son 40 yılda 2.5 milyon hektarlık sulak alanın yarısı yok oldu.
Dernek ve vakıfların değerlendirmelerine göre kaybedilen sulak alan Marmara Denizi büyüklüğü kadar, Van Gölü’nün 3 katı ya da Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün 25 katı oranında sulak alana eşdeğer tutuldu.
Özellikle sulak alan miktarı ile Türkiye’de ve dünyada önemli konumda bulunan Konya Kapalı Havzası’nda sulak alanlar zamanla kururken, çok sayıda türde kuş bölgeye adeta küserek uğramaz oldu.
1994 ve 1995 yıllarında 350’şer ton sazın kesildiği, 1985 yılında 16 bin hektarlık alana sahip Hotamış Sazlığı, 1990’lı yıllardaki sayıma göre çok sayıda çiftte küçük karabatak, küçük balaban, alaca balıkçıl, çeltikçi, yaz ördeği, Macar ördeği, dikkuyruk, bataklık kırlangıcı, büyük cılıbıt, mahmuzlu kızkuşu, paspaş patka, dikkuyruk, uzunbacak, büyük ak balıkçıl, elmabaş patka, saz delicesi, tepeli pelikan türlerine ev sahipliği yaptı.
Tarımsal sulama adeta sazlığın sonunu getirdi ve 1990 yılında 8 bin hektara kadar küçülen sazlık 1996 yılında birkaç yüz hektara geriledi ve sonunda kurudu. Şimdi su birikintisinin bile bulunmadığı sazlıklara kuşlar uğramıyor.
Dünyanın “Nazar Boncuğu” olarak nitelendirilen 5 milyon yıllık eşsiz güzellikteki Meke Gölü’ne henüz birkaç yıl öncesine kadar sakarmeke, yeşilbaş, angut, kızılbacak, uzun bacak, kızkuşu, kuyruksallayan ve flamingo gibi 100’ün üzerinde türde binlerce kuş geliyordu. Gölün suyun çekildi, bataklığa döndü ve bölgeye küsen kuşlar artık gelmiyor.
1982 yılına kadar 37 bin hektarlık alana sahip olan ve bu tarihten sonra besleyen kaynaklarının üzerine barajların kurulması üzerine kuruma sürecine giren ve son birkaç yıldır tamamen kuruyan Ereğli Sazlığı (Akgöl), uzun yıllar küçük karabatak, ak palikan, tepeli pelikan, alaca balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, flaminogo, yaz ördeği, macar ördeği, paspaş patka, dikkuyruk, küçük kerkenez, kılıçgaga, bataklık kırlangıcı, büyük cıblıbıt, mahmuzlu kızkuşu, küçük sumru, turna, angıt, gri balıkçıl, boz kaz, sukuşu türleriyle kuş cenneti görünümüne sahipti. Bahar aylarında az miktarda suyun biriktiği Akgöl, son yıllarda kuşa hasret kaldı.
1990’lı yıllara kadar 11 bin 250 hektar sulan alana sahip Eşmekaya Sazlığı, baraj gölüne çevirme çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle tamamen kurudu. Kerkenez, macar ördeği, çayır delicesi, mahmuzlu kızkuşu, sakarca, leylek, bataklık kırlangıcı, bozkır delicesi ve kır baykuşu sazılkalara tamamen küstü.
Akşehir ve Eber Gölleri, yıllarca ak pelikan, tepeli pelikan, küçük karabatak, alaca balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, sakarca Macar ördeği, paspaş patka, gülen sumru ve uzun bacak türlerine ev sahipliği yaptı. Sulak alanı 350 kilometrekareden 10 kilometrekareye kadar düşen Akşehir Gölü ile suları çekilen Eber Gölü’ne kuşlar uğramaz oldu.
TUZ VE BEYŞEHİR GÖLÜ’NDE KUŞLAR AZALIYOR
Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde de sularının çekilmesi nedeniyle kuş sayısı giderek azalıyor. Macar ördeği, elmabaş patka, sakarmeke sayısının azaldığı gölde önceden kuluçkaya yatan tepeli pelikan, karabatak, gece balıkçılı, küçük ak balıkçıl türlerine hiç rastlanmıyor.
Kapladığı alan 260 bin hektardan 130 bin hektara kadar düşen Tuz Gölü’nde de önemli kuş türlerinin sayısında azalmalar gözleniyor. Flamingoların en önemli üreme alanlarının başında gelen Tuz Gölü’nde 1992 yılında yapılan sayımlarda 14 bin çift flamingo bulunurken, 2005 yılında sayı 11 bin 500’e kadar indi. Bu kuşlar artık besleyebileceği sayıda yavru yapıyor.
Türkiye’de son olarak sadece Tuz Gölü’nde 2002 yılında görülen mezgeldek kuşuna artık rastlanmazken, 1989’da 57 bin olan sakarca sayısı 2005’te 263’e, 1989’da 60 bin olan sukuşu ise 2005’te bin 424’e düştü.
Kaşıkçı, kılıçagaga, Akdeniz martısı, gülen sumru, cılıbıt, ince gagalı martı, karabaş martı, suna, uzunbacak, kızılbacak, kaşıkçı, kılıç gaga, Akdeniz martısı, gülen sumru, flamingoya ev sahipliği yapan Bolluk Gölü’nde de kuşlar azalıyor. Hızla tatlı su bataklığına dönüşen gölü kirlilik tehdit ediyor. Yakında buraya da kuşlar hiç uğramayacak.
Kılıç gaganın kuluçkaya yattığı, çok sayıda kışlayan sukuşunun bulunduğu Tersakan Gölü’nü de yazları kuruduğu için kuşlar tamamen unuttu. Göl çevresini rüzgar erozyonu tehdit ediyor.
Son 35 yılda kapladığı alan 830 hektardan 400 hektarın altına inen Samsam Gölü’ne yıllarca kılıçgaga, ince gagalı martı, Akdeniz martısı, gülen sumru, sukuşu ve turna geldi. Ekolojik dengenin bozulduğu gölde kuş görebilmek şans haline geldi.
Dikkuyruk, küçük kerkenez, kara boyunlu batağan, alaca balıkçıl, çamurcun, elmabaş patka, sakarmeke, bıyıklı sumru ve flamingoya ev sahipliği yapan Kozanlı Gölü’nün, 50 hektarı su ve büyük bölümü bataklık olmak üzere 650 hektarlık biri alanı bulunuyor. Aşırı kirlenme ve rüzgar erozyonu bölgeye gelen kuşları rahatsız ediyor.
Yaz ördeği, Macar ördeği, paspaş patka, dikkuyruk, kılıçgaga, büyük cılıbıt, Akdeniz martısı, gülen sumru, batağan, angıt, dikkuyruk, uzunbacak, kılıçgaga, akça cılıbıt, sakarcanın önceden çok sayıda bulunduğu Kulu Gölü’nde kirlilik ciddi boyutlara ulaştı. Göldeki kuş sayısı ciddi boyutlarda azaldı ve tamamen yok olmak üzere...
Bir zamanlar göl iken çok sayıda türde binlerce kuşun geldiği Suğla Gölü, DSİ tarafından depolama haline getirildikten sonra özelliğini yitirdi. Şimdi bölgeye hiç kuş gelmiyor.
İNSANLAR DA GİDECEK
WWF-Türkiye yetkilileri, kuruyan sulak alanları önce kuşların terk ettiğini belirterek, “Dünyada ve Türkiye’de benzerlerini görüyoruz. Önce kuşlar sonra insanlar terk ediyor. Konya Kapalı Havzası’ndaki birçok sulak alana kuşlar artık küstü, gelmiyor. Bundan sonra insanlar terk edecek” dedi.
[NTVMSNBC]
Dernek ve vakıfların değerlendirmelerine göre kaybedilen sulak alan Marmara Denizi büyüklüğü kadar, Van Gölü’nün 3 katı ya da Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün 25 katı oranında sulak alana eşdeğer tutuldu.
Özellikle sulak alan miktarı ile Türkiye’de ve dünyada önemli konumda bulunan Konya Kapalı Havzası’nda sulak alanlar zamanla kururken, çok sayıda türde kuş bölgeye adeta küserek uğramaz oldu.
1994 ve 1995 yıllarında 350’şer ton sazın kesildiği, 1985 yılında 16 bin hektarlık alana sahip Hotamış Sazlığı, 1990’lı yıllardaki sayıma göre çok sayıda çiftte küçük karabatak, küçük balaban, alaca balıkçıl, çeltikçi, yaz ördeği, Macar ördeği, dikkuyruk, bataklık kırlangıcı, büyük cılıbıt, mahmuzlu kızkuşu, paspaş patka, dikkuyruk, uzunbacak, büyük ak balıkçıl, elmabaş patka, saz delicesi, tepeli pelikan türlerine ev sahipliği yaptı.
Tarımsal sulama adeta sazlığın sonunu getirdi ve 1990 yılında 8 bin hektara kadar küçülen sazlık 1996 yılında birkaç yüz hektara geriledi ve sonunda kurudu. Şimdi su birikintisinin bile bulunmadığı sazlıklara kuşlar uğramıyor.
Dünyanın “Nazar Boncuğu” olarak nitelendirilen 5 milyon yıllık eşsiz güzellikteki Meke Gölü’ne henüz birkaç yıl öncesine kadar sakarmeke, yeşilbaş, angut, kızılbacak, uzun bacak, kızkuşu, kuyruksallayan ve flamingo gibi 100’ün üzerinde türde binlerce kuş geliyordu. Gölün suyun çekildi, bataklığa döndü ve bölgeye küsen kuşlar artık gelmiyor.
1982 yılına kadar 37 bin hektarlık alana sahip olan ve bu tarihten sonra besleyen kaynaklarının üzerine barajların kurulması üzerine kuruma sürecine giren ve son birkaç yıldır tamamen kuruyan Ereğli Sazlığı (Akgöl), uzun yıllar küçük karabatak, ak palikan, tepeli pelikan, alaca balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, flaminogo, yaz ördeği, macar ördeği, paspaş patka, dikkuyruk, küçük kerkenez, kılıçgaga, bataklık kırlangıcı, büyük cıblıbıt, mahmuzlu kızkuşu, küçük sumru, turna, angıt, gri balıkçıl, boz kaz, sukuşu türleriyle kuş cenneti görünümüne sahipti. Bahar aylarında az miktarda suyun biriktiği Akgöl, son yıllarda kuşa hasret kaldı.
1990’lı yıllara kadar 11 bin 250 hektar sulan alana sahip Eşmekaya Sazlığı, baraj gölüne çevirme çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle tamamen kurudu. Kerkenez, macar ördeği, çayır delicesi, mahmuzlu kızkuşu, sakarca, leylek, bataklık kırlangıcı, bozkır delicesi ve kır baykuşu sazılkalara tamamen küstü.
Akşehir ve Eber Gölleri, yıllarca ak pelikan, tepeli pelikan, küçük karabatak, alaca balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, sakarca Macar ördeği, paspaş patka, gülen sumru ve uzun bacak türlerine ev sahipliği yaptı. Sulak alanı 350 kilometrekareden 10 kilometrekareye kadar düşen Akşehir Gölü ile suları çekilen Eber Gölü’ne kuşlar uğramaz oldu.
TUZ VE BEYŞEHİR GÖLÜ’NDE KUŞLAR AZALIYOR
Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde de sularının çekilmesi nedeniyle kuş sayısı giderek azalıyor. Macar ördeği, elmabaş patka, sakarmeke sayısının azaldığı gölde önceden kuluçkaya yatan tepeli pelikan, karabatak, gece balıkçılı, küçük ak balıkçıl türlerine hiç rastlanmıyor.
Kapladığı alan 260 bin hektardan 130 bin hektara kadar düşen Tuz Gölü’nde de önemli kuş türlerinin sayısında azalmalar gözleniyor. Flamingoların en önemli üreme alanlarının başında gelen Tuz Gölü’nde 1992 yılında yapılan sayımlarda 14 bin çift flamingo bulunurken, 2005 yılında sayı 11 bin 500’e kadar indi. Bu kuşlar artık besleyebileceği sayıda yavru yapıyor.
Türkiye’de son olarak sadece Tuz Gölü’nde 2002 yılında görülen mezgeldek kuşuna artık rastlanmazken, 1989’da 57 bin olan sakarca sayısı 2005’te 263’e, 1989’da 60 bin olan sukuşu ise 2005’te bin 424’e düştü.
Kaşıkçı, kılıçagaga, Akdeniz martısı, gülen sumru, cılıbıt, ince gagalı martı, karabaş martı, suna, uzunbacak, kızılbacak, kaşıkçı, kılıç gaga, Akdeniz martısı, gülen sumru, flamingoya ev sahipliği yapan Bolluk Gölü’nde de kuşlar azalıyor. Hızla tatlı su bataklığına dönüşen gölü kirlilik tehdit ediyor. Yakında buraya da kuşlar hiç uğramayacak.
Kılıç gaganın kuluçkaya yattığı, çok sayıda kışlayan sukuşunun bulunduğu Tersakan Gölü’nü de yazları kuruduğu için kuşlar tamamen unuttu. Göl çevresini rüzgar erozyonu tehdit ediyor.
Son 35 yılda kapladığı alan 830 hektardan 400 hektarın altına inen Samsam Gölü’ne yıllarca kılıçgaga, ince gagalı martı, Akdeniz martısı, gülen sumru, sukuşu ve turna geldi. Ekolojik dengenin bozulduğu gölde kuş görebilmek şans haline geldi.
Dikkuyruk, küçük kerkenez, kara boyunlu batağan, alaca balıkçıl, çamurcun, elmabaş patka, sakarmeke, bıyıklı sumru ve flamingoya ev sahipliği yapan Kozanlı Gölü’nün, 50 hektarı su ve büyük bölümü bataklık olmak üzere 650 hektarlık biri alanı bulunuyor. Aşırı kirlenme ve rüzgar erozyonu bölgeye gelen kuşları rahatsız ediyor.
Yaz ördeği, Macar ördeği, paspaş patka, dikkuyruk, kılıçgaga, büyük cılıbıt, Akdeniz martısı, gülen sumru, batağan, angıt, dikkuyruk, uzunbacak, kılıçgaga, akça cılıbıt, sakarcanın önceden çok sayıda bulunduğu Kulu Gölü’nde kirlilik ciddi boyutlara ulaştı. Göldeki kuş sayısı ciddi boyutlarda azaldı ve tamamen yok olmak üzere...
Bir zamanlar göl iken çok sayıda türde binlerce kuşun geldiği Suğla Gölü, DSİ tarafından depolama haline getirildikten sonra özelliğini yitirdi. Şimdi bölgeye hiç kuş gelmiyor.
İNSANLAR DA GİDECEK
WWF-Türkiye yetkilileri, kuruyan sulak alanları önce kuşların terk ettiğini belirterek, “Dünyada ve Türkiye’de benzerlerini görüyoruz. Önce kuşlar sonra insanlar terk ediyor. Konya Kapalı Havzası’ndaki birçok sulak alana kuşlar artık küstü, gelmiyor. Bundan sonra insanlar terk edecek” dedi.
[NTVMSNBC]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder