7.08.2007

Küresel sağlık krizi kapıda

Çok yakında hepatit A, tifo, dizanteri, tüberküloz, mantar, bakteri ve virüs enfeksiyonları, hatta akciğer kanseri vakaları daha da artabilir. Uzmanlara göre küresel ısınma pek çok hastalığın da kapısını açıyor

İSTANBUL - Şeftaliyi taneyle, karpuz-kavunu dilim dilim satın alacağımız, hava kirliliği ve susuzluğun had safhaya varacağı günler uzak değil. Bu, bir süredir küresel ısınma etkisine giren ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün son raporuyla da pekişen durumun gelecekteki yansıması. Yağmur için duaya durulmasına, barajların dibinin görünmesine neden olan küresel ısınma, sağlığımızı da tehdit ediyor.
Artık 'ince hastalık' verem ve sıtma dışında pek çok hastalıkla daha kolay karşılaşacağız. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Mesut Başak'ın küresel ısınma ve sağlığa etkileriyle ilgili verdiği bilgiler şöyle:

Susuzluk riski
Uzun süreli susuzluk başta kalp, akciğer, beyin gibi hayati organları etkiliyor. Hijyen geri plana itildiğinden salgın hastalıklar artıyor. Özellikle meyve ve sebzelerin iyi yıkanmaması sonucu bağırsak enfeksiyonları, tifo ve dizanteri, mantar, bakteri ve virüs enfeksiyonları oluşabiliyor. Bunlar insandan insana kolayca geçiyor. Tuvalet hijyeninin olmaması bulaşıcı paraziter hastalıklara yol açıyor. Yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanlar (kalp, tansiyon, kanser vs.) daha fazla etkileniyor.

Hava kirliliği
Aşırı ısınma hava kirliliğine yol açıyor. Barajlardaki susuzluk enerji üretimi için kömür gibi daha çok kirlilik yaratan maddelere yöneltiyor. Kirli, toksik maddeler solunum yolu hastalıkları, faranjit, bademcik iltihaplanmasına yol açıyor. Havada kurşun artması kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engelliyor. Kurşun kanda ve idrarda birikiyor. Karbondioksit de kandaki hemoglobinle birleşerek oksijen taşınmasını aksatıyor.
Uzun vadeli etkisiyse akciğer kanseri.

Gıda üretimindeki sıkıntı
Birçok gıdanın üretiminde aksaklık olacak. Üretildiğinde de vitamin içeriği düşük olacak veya nadir bulunduğundan fiyatları fahiş olacak. Bu da yeterli alımı engelleyecek. Yani vücut vücudun temel yapıtaşları olan protein, karbonhidrat, vitamin ve yağdan yoksun olacak. A, C vitamini ve glikoz eksikliği bebeklerin erken veya düşük ağırlıkla doğmalarına, gelişim geriliklerine yol açar. Temel besin grupları yeterli alınmazsa enfeksiyona yatkınlık artar. Tüberküloz artacak, sıtma geri gelebilir. Zatürree ve gribe daha çok rastlanacak. Vücut gerekli besini yeterli almadığından enfeksiyonlara açık hale gelecek.

Aşırı sıcak
Sıcakta aşırı terleme olur. Bu, su ve tuz kaybı demek. Bu kayıp tansiyon düşmelerine, bayılmalara yol açabilir. Kalp yetmezliği olan kişilerde kalp gücünü ve ritmini etkiler. Sıcak bir yandan tansiyonu düşürürken öte yandan beyin damarlarını etkileyip yüksek tansiyona yol açıyor, bu da beyin kanaması demek. Sıcakla beraber klima kullanımı artıyor, bu da ölüme varan hastalıklara yol açabiliyor. İklim değişimine vücut kısa sürede adapte olamayacağından ani ölümler yaşanabilir. Güneş ışınlarının dik gelmesi nedeniyle cilt kanseri artabilir.

Doğal afetler
Küresel ısınmanın etkilerinden biri olan seller hepatit A, bağırsak enfeksiyonu, tifo, dizanteri ve cilt hastalıklarına yol açıyor.
Küresel ısınmanın etkilerine karşı uzmanların önerisi şimdiden sağlığa yatırım yapmak. Alkol ve sigara kullanıyorsanız acilen bırakıp güçlü bir bağışıklık sistemi edinin. Bunun için iyi uyku çok önemli. Vücudun su ihtiyacını karşılayın. Güneşe çok fazla çıkmayın. Suyu tutumlu kullanın.

'Gönüllü tasarruf olmuyorsa ceza'
İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'na göre tarımsal haşarelerde, kenelerdeki artış, yağışın azlığı, küresel ısınmanın etkisine girdiğimizi gösteriyor. Türkiye'nin yarı kurak bir karaktere sahip olduğunu ve çok sayıda medeniyete kuraklık nedeniyle mezar olduğunu belirten Kadıoğlu, kuraklıkla mücadele için gerekenleri şöyle sıralıyor:

  • Arıtma sistemiyle kanalizasyon suyu kullanılabilir hale getirilebilir.
  • Evlerde, işyerlerinde basit önlemlerle elimizi-yüzümü yıkadığımız suyun tuvalet suyu olarak kullanılması sağlanabilir.
  • Azalan yağışlardan su elde edebilmek için su havzaları korunmalı, yapılaşmaya izin verilmemeli, bir çivi dahi çakılmamalı.
  • Marmara Bölgesi'nde yağış olsa da yeterli su olmayacaktır. Çünkü şehirleşme ve sanayileşme buraya yığılmış. Yerleşimde su havzaları esas alınmalı.
  • Şebeke borularındaki delikler su israfına yol açıyor. Öyle ki Türkiye'deki bu sızma, dünyanın kabul ettiği miktarların çok üzerinde.
  • Sanayide kullanılan suyun tekrar kullanılabilmesi için arıtma sistemi geliştirilmeli.
  • Türkiye'de tatlısuyun yüzde 75'i sulamaya gidiyor. Damla sulama yöntemi bir an önce geliştirilmeli.
  • Halk su konusunda önce gönüllü tasarrufa çağırılmalı. Bu olmuyorsa, ceza gündeme gelmeli.
  • Hiç yorum yok:

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...