28.05.2011

Bu hamburgeri hazmedebilecek misiniz?


* Siz hamburger mönünüzü nasıl alıyorsunuz? Genelde yani… Telefonda sipariş verirken filan. Neleri düşünüyorsunuz ben size söyleyeyim: Turşu olsun mu? Hardal, mayonez? Soğan? Ha, bir de içecek konusu var. Envaiçeşit arasından hangisini seçsem… 


* Biz bu hayati meseleleri düşünüp fast-food dünyasından anlık bir tatmin peşinde koşarken, hattın öbür ucunda bir insan duruyor. Çalışma şartlarını hesaba katarsak insan muamelesi görmüyor ama yine de siz bilin ki aslında öyledir o.

* Gülbahar Bad, ilkokul üçüncü sınıfa giden çocuğuna bakabilmek için bir hamburgerci zincirinin call center’ında üç yıldır siparişleri alır. Kocası bir süredir işsizdir. Kira ödememek için annesinin yanına taşınan Gülbahar Hanım, 41 yaşındadır ve vücudunun iki tarafında da kalça çıkığı vardır. Ama asıl engeli bedensel değil, üç kuruş için kafese koyduğu ruhundadır.

* Gülbahar Bad’ın günlük mesaisi: Sabah 09.00’da evden çıkar, 11.00’de işbaşı, 22.00’de paydos yapar, 23.00 gibi evine varır. 11 saatlik çalışmasının karşılığı olarak 30 dakikalık yemek molası vardır. Eskiden 27 dakikalık oksijen yahut sigara molası da vardı ama o kalktı. Yemek için haftalık 50 liralık kuponu bulunur.

* Kupon dediysem… Bu biraz farklı. Gelin biz ‘Ülseratif kupon’ diyelim o kağıt parçalarına… Hatta paçavralarına! Çünkü sadece çalıştığı hamburgercide ve sadece belirli ürünler için karşılığı var. Dolayısıyla Gülbahar Hanım ve diğer çalışanlar her öğlen-akşam hamburger ve benzeri fast-food ürünleri yerler. Yemek için dışarıya çıkmak gibi bir ihtimali akıldan geçirmek bile mümkün değildir. Yasak!

* İşe birkaç dakikalığına geç kalmak da büyük suçtur. Mesela geç kalanlar tek ayak üstünde bekletilir. Mübalağa filan değil. 41 yaşındaki engelli Gülbahar Bad bu cezaya maruz kalanlardan biridir.

* Tek ayak üstünde bekletme cezası dört ay kadar uygulandıktan sonra ‘parmak basma’ yöntemine geçilir: Geç kalan kişi bir mekanizmaya parmak basar, ardından tutanak tutulur. Ve denir ki; bu tutanaklardan üç tane birikirse işvereniniz olarak sizi hiçbir gerekçe göstermeden atabiliriz.

* Tek başına telefonda aldığı siparişlerden zincir dükkana ayda 500 bin liralık ciro yaptıran Gülbahar Bad, çalışma şartlarının iyileştirilmesini talep ettiği ve sendikaya üye olduğu için işten çıkarıldı. Tabii ki henüz tazminat ücretini de alamadı.

* Paraya ihtiyacı olduğunu bilmeme rağmen Gülbahar Hanım’a “İyi olmuş bir bakıma bitmesi” deyiverdim. “Kendime şöyle bir bakınca ‘ben’i göremiyordum, evet belki de iyi oldu” diye cevap verdi. Kendine bakıp ‘ben’i görememek’… Böyle tuhaf bir zarafet ve samimiyetle anlatmaya devam etti son üç yılını.

* “Nasıl diyeyim, bir insan değil gibiydim. Her gün 11 saat sana öyle davranılırsa, inanıyorsun… Değersizim diyorsun. Genç arkadaşlarımdan bazıları anti-depresan almaya başlamıştı. Ben de bir doktora görünsem diyordum çünkü eve geç gidince çocuğum uyumuş oluyordu. Onunla aramıza rahatsız edici bir mesafe girmişti.
Küçücük çocuk ama anlıyor stresi. Sonra sürekli anneme çatıyordum. Kadıncağız ‘Bu ne saldırganlık, bu ne öfke kızım?’ deyince, anladım ki psikolog vaktim benim de gelmiş. Sonra zaten işten çıkarıldım.”

* Aloo, orada mısınız telefonun öbür ucundaki karnı aç insanlar! Hazmetmeye vicdanınız varsa şimdi söyleyiniz: Hamburger mönünüzü nasıl alırdınız? Orta boy mu olsun, süper mi?

22.05.2011

Grimsvötn Yanardağı Faaliyete Geçti

Yaklaşık bir yıl önce aktif hale geçerek dünyayı felç eden İzlandalı volkan Eyyafyallayöküll'ün ardından haftasonu yeni bir tehlike daha gündeme geldi.

İzlanda Meteoroloji Kurumu, Grimsvötn Yanardağı'nın faaliyete geçtiğini bildirirken, yerel basın volkandan duman çıktığının görüldüğünü duyurdu.

Grimsvöth, ülkenin güneydoğusundaki insan yerleşiminin bulunmadığı Vatnajokull buzulunun altında yer alıyor.

Yanardağ son olarak 2004'te patlamıştı. Bilim adamları yeni bir patlama bekliyordu ve bunun muhtemelen çok kuvvetli olmayacağını belirtmişti.

Eyjafjallajokul volkanının Nisan 2010'da patlaması sonucu atmosfere yayılan kül tabakası tüm Avrupa'da uçak trafiğini etkilemişti.

Ve Teknoloji
NTV

21.05.2011

Polis, 'Anadolu Yürüyüşü'nü durdurdu

Köylerden, kasabalarından, şehirlerden yola çıkarak 11 koldan 40 gün 40 gece Ankara'ya yürüyen "Anadolu'yu Vermeyeceğiz" grubunun şehre girmesine izin yok. Binlerce çevreci Ankara girişinde nöbete başladı.

Çevre tahribatına dikkat çekmek ve yetkilileri uyarmak amacıyla, "Büyük Anadolu Yürüyüşü" adı altında Türkiye'nin dört bir yanından küçük gruplar halinde günlerce yürüyerek Ankara girişinde buluşan ve şehre birlikte giriş yapmak isteyen çevrecilere polis engel oldu.

Binlerce kişiyi şehir girişinde durduran polis, köyünden, kasabasından yola çıkan Anadolulu çevrecilerin Ankara'da yapmak istedikleri mitinge izin vermedi.

Kalabalık halen Ankara girişinde beklemesini sürdürürken, buradaki bölge festival havasına büründü. Kararlılıkla beklemeye devam eden grup, seslerini bulundukları yerden Ankara'daki siyasilere duyurmak için dans edip slonganlar attı.

"ARTIK BİR SEÇİM YAPMALIYIZ"
"Dağlarımızı, ormanlarımızı, kıyılarımızı, derelerimizi, göllerimizi sahipleniyoruz ve bunların özelleştirilmesi, bir mal gibi alıp satılmasını kabul etmiyoruz" diyen çevreciler, herkesi Anadolu'ya sahip çıkmaya çağırdı.

"Ege, Güney Ege, Kuzey Ege, Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz, Trakya-Marmara, İç Anadolu, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Mezopotamya" şeklinde 11 koldan Ankara'ya yürüyen 81 ilin temsilcileri "Artık bir seçim yapmak zorundayız: Ya sınır tanımayan tüketim alışkanlıklarımızı sürdürerek, doğayla birlikte kendimizi de yok edeceğiz ya da onunla uyumlu bir yaşamı seçeceğiz" dedi.

KOYUNLARI, KEÇİLERİ İLE GELDİLER
Ankara'ya doğru köyünden çevre tahribatına dur denmesini isteyerek yürüyen köylüler ise yanlarında koyun, keçi, köpek gibi hayvanları ile Ankara'ya geldiler. Çiftçiler, doktorlar, köylüler, muhasebeciler, öğrenciler, esnaflar gibi toplumun çok çeşitli kesiminden oluşan grup, manifestolarında şunları bildirdi:

"Kendini doğa ananın sahibi değil bir parçası olarak gören bizler :

İçinde varolduğumuz doğayı ve onun hassas dengesini tehdit eden, yukarıda sıraladığımız ilkeleri ve talepleri karşılamayan, ulusal veya uluslararası yasa, sözleşme, antlaşma ve bunların uygulamalarının tümünü reddediyoruz.

Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan doğamızın kadim dengesini, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın birinci şartı olarak görüyoruz. Varolan idari sistemin, taleplerimizi karşılayacağına dair inancımız kalmadığından; halk olarak bu gidişe dur diyor, parçası olduğumuz doğaanamızın haklarıyla birlikte kendi yaşam hakkımızı savunmak için ayağa kalkıyoruz."

Tehlikeli bir misafir var!

Uzmanlar uyardı: Akdeniz'de 'göçmen denizanası' türünde patlama var. Vücuda temas ettiğinde kalp krizine bile yol açabiliyor.

MUĞLA - Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, Kızıldeniz’den Akdeniz’e ‘göçmen denizanası’ olarak bilinen ‘Rhopilema’ türü denizanasının geldiği uyarısında bulunarak, “Bu tür, şu an patlama oluşturmuş durumda. Vücuda temas ettiği zaman yakıcı zehirlerini derinin altına geçiriyor ve o insanda kalp krizine, aşırı acıya neden olabiliyor” dedi.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, ‘1. Ulusal Denizanası Çalıştayı’nı Bodrum’da gerçekleştirdi. Çalıştay bitiminde gazetecilere açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Turan, Akdeniz’de balıkçıların ağlarına takılan avın yüzde 90’ını denizanalarının oluşturduğunu belirterek, “Çalıştayda bir milat oluşturuldu. Hem ulusal hem uluslararası düzeyde tartışmak, belli projeler ve çalışma grupları oluşturmak için böyle bir girişimde bulunduk” diye konuştu. Prof. Dr. Cemal Turan, şunları söyledi: “Şu an, mesela Akdeniz’e Kızıldeniz’den gelen bir tür var. Bu tür, şu an patlama oluşturmuş durumda. Vücuda temas ettiği zaman yakıcı zehirlerini derinin altına geçiriyor ve o insanda kalp krizine, aşırı acıya neden olabiliyor. Öncelikle doktora gidilmeli. Acil önlem olarak kesinlikle tatlı su değil kuru kum konmalı. Çünkü su yayılmasını ve acının artmasını sağlar. Amonyak dökülebilir ya da temas eden bölgeye sirkeli su sürülebilir. Bunun yanında alerjik ilaçların mutlaka kullanılması gerekiyor.”

Tuzlu su şart
Rhopilema’yla temas edildiğinde dokunulan bölge hemen deniz suyuyla hafifçe yıkanmalı. Kesinlikle tatlı su veya buz kullanılmamalı. Temas eden bölge sirke ya da yüzde 40-70’lik alkol veya amonyak ile yıkanarak ilk müdahale yapılmalı. Acı, şişlik, kaşıntı ya da yanma devam ederse doktora başvurulmalı. (aa)

20.05.2011

Kütahya'da 5.9 Şiddetinde Deprem

Merkez üssü Kütahya-Simav olan ve pekçok ilde hissedilen deprem büyük bir yıkıma neden olmazken, Çevre Bakanı 2 kişi öldüğünü açıkladı.

Deprem'den Fotoğraflar : http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/simavda-deprem-5-9.html

Kütahya'da saat 23.15'te 5.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi'nin merkez üssünü Simav olarak duyurduğu deprem İstanbul, Ankara, Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Yalova, Afyonkarahisar, Eskişehir, Uşak, İzmir, Manisa ve Edirne'de de hissedildi.

NTV yayınına katılan Çevre Bakanı Veysel Eroğlu depremde 2 kişinin öldüğünü, 1'i ağır, 79 kişinin yaralandığını açıkladı. Ancak daha sonra yaralı sayısının 85'e çıktığı belirtildi.

Eroğlu yaşananlarla ilgili şunları söyledi; "Ülkemiz deprem kuşağında, depremle yaşamayı öğrenmek lazım. Bir de sağlam bina yapmak şart. Buradaki binalarda sorunlar yaşanmış. Daha sağlam binalar yapılmalı.

'79 YARALIMIZ VAR'
Son tablo’da 2 ölü var. Birisi 18 yaşında Simav’da bir genç, üzerine kiriş düşmüş ve malesef vefat etmiş. Bir de Hisarcık’ta 63 yaşında bir vatandaşımız yeni kalp ameliyatı geçirmiş. O sanırız kalp krizinden öldü. Bir tane ağır yaralımız var. 79 tane de değişik çeşitlerde yaralımız var.

Bütün ekiplerimiz köylerdeler ve bir ölüm haberi gelmedi. Hasarlı binalar mevcut. Ancak oralardan ölüm haberi gelmedi.

"Dünyanın Sonuna 1 Gün Kaldı"


Amerika'da yaşayan aşırı dinci Protestan grubun üyeleri, kıyametin yarın, yani 21 Mayıs 2011 tarihinde kopacağını düşünüyorlar.
Family Radio'nun tahminlerine göre, 21 Mayıs günü dünyayı çok büyük bir deprem vuracak ve kıyamet başlayacak, dünyanın sonu 21 Ekim 2011'de gelecek.
Oakland'da yaşayan 10 Hristiyan, bu "bilgi"lerini herkese duyurabilmek için ailelerini geride bırakıp, ellerindeki her şeyi satıp karavanlarla yola çıkıp, ülkeyi dolaştılar.
"Karavan Projesi" olarak bilinen bu oluşuma katılanlar, kendilerini "elçi" olarak adlandırıyorlar ve insanları ellerindeki tarihin doğruluğuna ikna etmeye çalışıyorlar.
CNN'e konuşan grubun lideri 89 yaşındaki Harold Camping, "Verdiğimiz tarih kesinlikle doğru, çünkü İncil her zaman kesinlikle doğrudur" diyor.
Karmaşık hesaplamalarla bu tarihi bulduklarını ve kıyametin "kesinlikle" 21 Mayıs'ta kopacağını söyleyen grup, daha önce de kıyametin 4 Eylül 1994'te kopacağı iddiasında bulunmuştu.
Camping, verdikleri ilk tarihte kıyametin kopmamış olmasını "hesap hatası" olarak değerlendiriyor ve bu kez böyle bir hata yapmayacaklarını söylüyor.

[Milliyet]

19.05.2011

Kuyruklu Yıldız Güneşe Çarptı

Çarpma Videosu : http://webtv.hurriyet.com.tr/2/16725/17787754/1/kuyruklu-yildiz-gunese-boyle-carpti.aspx

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)'nın SOHO gözlem aracı, bir kuyruklu yıldızın Güneş'e çarpmasını görüntüledi.

Güneş'in yörüngesinde ilerleyen Heliosferik Gözlem Aracı'nın, 10 ila 11 Mayıs'ta kaydettiği görüntülerde, yıldıza büyük bir plazma topunun düşmesi görülüyor. Çarpışmanın ardından Güneş'in yüzeyinde patlamalar oluyor. NASA'dan yapılan açıklamada, kuyruklu yıldızın yaklaştığı yönün tersi istikametinde yoğun miktarda koronar kütle atılımının gerçekleştiği ve bunun Güneş tarafından anında buharlaştırıldığı belirtildi. Güneş'e çarpan cisimin asırlar önce parçalanmış dev bir kuyruklu yıldızdan kopan Kreutz adlı parçalar olduğu açıklandı. Avrupa Uzay Ajansı ve NASA'nın Güneş'i izlemek için 1995'te fırlattığı SOHO, bugüne kadar 2 binin üzerinde kuyruklu yıldız görüntüledi. Uzay aracı, 2012 sonuna kadar gözlemlemeye devam edecek. (DHA) (Neden 2012 sonuna kadar acaba?)

17.05.2011

Kütahya'da suda siyanür!

Kütahya'da gümüş üretilen tesiste barajın çökmesiyle siyanürün yer altı suyuna karıştığı belirlendi. Çevre Mühendisleri Odası: Yer altı suyu içilemez. Bölgedeki halk büyük tehlike altında

ANKARA - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Kütahya’da gümüş üretilen tesisteki siyanürlü suyun bulunduğu barajda bir setin çökmesinin ardından bölgedeki içme suyundan alınan numunelerin analiz sonucuna göre, kazanın 5. gününde siyanür sızıntısının 4,5 kilometre ötedeki Köprüören köyünün su kaynaklarına ulaştığını bildirdi.

Çevre Mühendisleri Odasından yapılan yazılı açıklamada, Kütahya’da Eti Gümüş A.Ş’ye ait gümüş işletmesinde 7 Mayıs’ta siyanürlü çamur barajında meydana gelen kaza sonrasında siyanürün yer altı suyuna karışıp karışmadığını tespit etmek amacıyla bölgedeki içme suyundan 12 Mayıs’ta numune alındığı belirtildi.
Numune alma işleminin Greenpeace yetkilileri tarafından yapıldığı ve numunenin, akredite olmuş bir laboratuvarda analiz ettirildiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Analiz sonucuna göre, kazanın 5. gününde siyanür sızıntısı 4,5 kilometre ötedeki Köprüören köyü su kaynaklarına ulaşmıştır. İçme suyunda normalde hiç bulunmaması gereken ancak en fazla 0,050 ppm (milyonda bir birim) düzeyinde olmasına müsaade edilen siyanür miktarının Köprüören köy çeşmesinden alınan su numunesinin analizi sonucunda 0,071 ppm olduğu görülmüştür. Müsaade edilen limit değerlerin yüzde 40 daha üzerinde çıkan siyanürün halk sağlığı üzerinde etkisinin yadsınamaz ölçüde fazla olduğu düşünülmektedir. Daha önceki açıklarımızda belirttiğimiz üzere, kazanın 10. gününde siyanür miktarının yer altı suyunda belireceği ve ilerleyen her günde de yer altı suyundaki siyanür miktarının artacağı öngörülmektedir. Türk gıda kodeksine göre bölgedeki yer altı suyu içilemez durumdadır. Konu ile ilgili bölge halkı muhtarlıklar aracılığı ile uyarılmıştır."

-"BÖLGEDE YAŞAYAN HALK BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYA"-

Kütahya Valiliğinin bölgeye bir an evvel içme ve kullanma suyu göndermesi gerektiği öne sürülen açıklamada, Valiliğin, bölgede yaptırdığı analizlerin sonuçlarını kamuoyu ile paylaşması gerektiği ifade edildi.

Bölgede yaşayan halkın yanlış bilgilendirilmesi ve suyu kullanması durumunda yaşanacaklardan Kütahya Valiliğinin sorumlu tutulacağı da savunularak, şu ifadelere yer verildi:

"Kütahya Valiliğinin yer altı suyu analizlerini yaptırdığı Kütahya İl Halk Sağlık Laboratuvarı, siyanür ölçme ile ilgili akredite olmadığı için Kütahya’da yapılan ölçümlerin güvenilir olmadığı düşünülmektedir. İlerleyen günlerde odamız tarafından numune alma işlemine devam edilecektir. Alınacak numunelerde sadece siyanür miktarı değil, ağır metal konsantrasyonları da ölçülerek değerlendirmeler bu yönde yapılacaktır. Bir an evvel tesisin çevresinde yaşayan halkın ve tesiste çalışanların kanlarındaki siyanür ve ağır metal miktarlarının da ölçülerek kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Bu durumda ’siyanür barajından bir gram bile sızıntı yoktur’ gibi halkı yanıltıcı açıklamaların yapılmaması gerekmektedir. Bölgede yaşayan halkın, büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğu ortadır." (aa)

Radikal

16.05.2011

Fransa kuruyor

Fransa Çevre Bakanlığı, ülke genelinde 28 bölgenin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

PARİS-Fransa Çevre Bakanlığı, ülke genelinde 28 bölgenin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

Bakanlık açıklamasında, mevsim normallerinin altında seyreden yağışlar nedeniyle, kuraklıktan etkilenen bölgelerde tarım mahsullerinin düşük olmasından endişe duyulduğu uyarısı yapıldı.

Valilere kuraklık tehlikesine karşı alınacak önlemlerle ilgili bir genelge gönderildiği belirtilen bakanlık açıklamasında, kuraklık sorununu değerlendirmek üzere, ilgili kurumların temsilcilerinin katılımıyla bir görüşme yapılacağı bildirildi.

Fransız Meteoroloji İdaresi’nin, önümüzdeki haftalar içinde ülke genelinde fazla yağış öngörmemesinin de tarım sektörünü giderek endişelendirdiği bildirildi.

Tarım Bakanı Bruno Le Maire, geçen hafta Fransız çiftçilere yardım yapılması için AB’den talepte bulunmuştu.(aa)

12.05.2011

Yanlış Yörüngede Dönen Gezegen

ABD’li astronomlar, yıldızlarının döndüğü istikametin tersinde dönen ”yanlış yolda” gezegenler keşfettiler.


Northwestern Üniversitesi’nden teorik astrofizik uzmanı Frederic A. Rasio, ”Bu gerçekten çok tuhaf, gezegenin yıldızına çok yakın olması daha da tuhaf” diyerek, bu keşiflerinin gezegen ve yıldız oluşumu konusundaki teoriyi ihlal ettiğini belirtti.

Amerikan Ulusal Bilim Vakfında yapılan açıklamada, sözkonusu gezegenlerin ”sıcak Jüpiter” adı verilen ve merkezlerindeki yıldızlarının çok yakınında yörüngede dönen tipik gaz devi gezegenlerden oldukları belirtilerek, bu yakınlığın yörüngelerinin ters olmasıyla bağlantılı olabileceği kaydedildi.

Rasio ve meslektaşları, geniş ölçekli bilgisayar simülasyonları kullanarak, çok uzak bir yıldızın gezegeninin çekim gücüne bağlı düzensizliğinin, ”sıcak Jüpiter”in hem dönüş istikametinin değişmesine, hem de çok yakın yörüngede bulunmasına nasıl yol açtığını ortaya çıkardılar.

Gezegenlerin birbirlerinin çekimlerini etkilediklerini belirten bilimadamları, gezegenlerin oluştukları yörünge ne olursa olsun, daima bu yörüngede kalmalarının gerekli olmadığını, bu karşılıklı düzensizliğin ve etkileşmenin bu tip güneş sistemlerinde yörünge değişikliğine yol açabildiğinin altını çizdiler.

Amerikalı bilimadamları, ”Güneş sistemimizin evrende tipik olduğunu düşünüyorduk, ancak güneş sistemimizin dışındaki sistemlerde ilk günden itibaren herşey farklı görünüyordu. Bu bizi gerçekten acayip birisi yapıyor. Diğer sistemleri tanıdıkça, bizim güneş sistemimizin ne kadar özel olduğunu anlıyoruz. Kesinlikle özel bir yerde yaşıyoruz gibi görünüyor” dediler.

Bugüne kadar güneş sistemi dışında başka yıldızların etrafında dönen 500′den fazla gezegen keşfedildi. Ölçüm ve gözlem teknolojilerindeki gelişmeler, ‘gezegen avcı’larının işlerini kolaylaştırıyor olsa da, ışık yılları ile ifade edilen uzaklıklardaki gezegenleri tesbit etmek oldukça güç.

Yeni Medya Düzeni

9.05.2011

Kütahya’da siyanür paniği

Gümüş üretimi yapılan Eti Gümüş A.Ş.’ye ait tesisteki üç kademeli siyanürlü atıksu barajındaki setlerden biri çöktü, ikincisi de zarar gördü. Üçüncü set de çökerse bölge siyanüre boğulacak

Kütahya merekezine 34 kilometre uzaklıkta gümüş üretimi yapılan Eti Gümüş A.Ş.’nin tesislerindeki siyanürlü atıksuyun depolandığı barajın birinci kademesindeki sette önceki gün çökme meydana geldi. Çökmeyle birlikte ikinci set de zarar gördü, siyanürlü sular üçüncü set tarafından tutuldu.

Tesislerdeki üretim Kütahya Valisi Kenan Çiftçi’nin talimatıyla durduruldu. Çiftçi, Kriz Masası oluşturduklarını belirterek, “Tesislerde Ankara’dan gelen uzman ekip incelemelerde bulunuyor” dedi.

15 milyon metreküp
Tesislerde incelemelerde bulunan endüstri mühendisliği alanında profesör olan MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, “Baraj 25 milyon metreküp atık kapasitesine sahip. Bunun yaklaşık 15 milyon metre küpü dolu. Şu anda besleme kaynağı kesildiği için tehlike görünmüyor” diye konuştu.

Köylüler gergin
Ankara’dan gelen Çevre ve Orman Bakanlığı uzman ekipleri tesiste incelemelerini sürdürürken, yetkilileri de baraj setlerini güçlendirme ve dolgu çalışmaları yapıyor.

Civar belde ve köylerde oturan yaklaşık 200 kişi dün tesisin önünde toplandı. Köylülerle şirketin özel güvenlik görevlileri ve jandarmalar arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Tesise yakın yerleşim yerleri olan Aliköy Beldesi ile Gümüş, Kızılcakaya, Dulkadir ve Karaağaç köylerinde oturanlar, “Bu baraj patlarsa bölgede ne bir bitki kalır ne bir hayvan. Hatta evlerimiz de siyanürlü su altında kalır. Aldığımız bilgilere göre baraj sekterinde bir ay önce sızıntı olmuş. Buraya 4-5 metrelik set ilavesi de yapmışlar” diye konuştu.

Olaya tepki gösteren bölge halkı ile tesisin özel güvenlikleri arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.

‘Sonuçları hayal bile edemeyiz’
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir: Barajın tamamı çökebilir. Böyle bir durumda o bölge tamamen tahliye edilmek zorunda kalır. Aksi takdirde yaşam imkanı kalmaz, belki de yüzlerce insan ilk etapta hayatını kaybedecek, tarım kalmayacak. Bu olay, dünyanın en önemli olaylarından biri haline gelebilir. Dış setin de yıkılma ihtimali ortaya çıktı. Barajın bütün duvarları yıkılıyor, son duvar da yıkılırsa sonuçları hayal edemeyeceğimiz boyutlara ulaşabilir. Bu siyanürün çok küçük miktarı bile zehirliyor. Şu anda insanı zehirleyen miktarın 125 katı bir kirlilik söz konusu.
ANKARA AA

8.05.2011

Suriye'de ölü sayısı 800'ü geçti

Suriye'de ordunun operasyonları devam ediyor. Ordu birlikleri bu sabah da Humus ve Tafas kentlerine girdi.

Cuma günü Banyas'taki protestolarda açılan bir pankart. Pankartta "Suriye'deki tüm şehirler mi terörist?" yazıyor. Suriyeli görgü tanıklarına göre, güvenlik güçleri, Humus kentinde geniş çaplı bir operasyon başlattı. Gösterilere katıldıkları iddia edilen çok sayıda kişi gözaltına alındı. Görgü tanıkları ayrıca, Humus'a giren tankların da kentin bazı bölümlerini hedef aldığı iddiasında bulundu. Ordu birlikleri ayrıca, tank desteğinde Dera yakınlarındaki "Tafas" şehrine de girdi.

Askeri birliklerin dün girdiği Banyas'ta da operasyonların sürdüğü belirtiliyor. Banyas'ta dün çıkan olaylarda üçü kadın 6 kişi öldürülmüştü. İnsan hakları örgütlerine göre, 7 haftadır süren eylemlerde yaklaşık 800 kişi yaşamını yitirdi. (ntvmsnbc)

Siyanür barajının seti çöktü

Kütahya'da, gümüş üretim tesislerinde kullanılan siyanürlü suyun depolandığı 3 kademeli barajın bir seti çökünce, çevredekiler büyük panik yaşadı. Uzmanlar, diğer iki set de çökerse büyük bir çevre felaketi yaşanacağını belirtiyor.

6.05.2011

Gıda krizi Maldivler'i vurdu

Artan gıda fiyatları binlerce insanı devlet başkanına karşı protestolar için sokaklara döktü

Maldiv Adalarında muhalifler, Devlet Başkanı Muhammed Naşid'in istifası istemiyle protesto düzenliyor.

Artan fiyatları dört gündür protesto eden binlerce kişi,Muhammed Naşidhükümetini ekonomiyi iyi yönetememekle suçluyor.

Başkent Male'de de dün binlerce kişi gösterilerini sürdürürken, muhalefetteki Divehi Raithunge Partisinin Genel Başkan Yardımcısının kısa süreliğine gözaltına alındığı bildirildi.

Polisin dağıttığı gösterilerde ayrıca 59 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Devlet Başkanlığı sözcüsü Muhammed Züheyir, barışçı gösterilerin yasal olduğunu ve ülkedeki yeni demokrasi anlayışı çerçevesinde hoş görüldüğünü, ancak eski Devlet Başkanı Mamun Abdülgayum'un sokaklarda şiddete yol açmak için ekonomik durumdan istifade ettiğini söyledi.

Naşid, Abdülgayum'un 30 yıllık iktidarının ardından 2008 yılında ülkede yapılan ilk çok partili seçimde devlet başkanlığına seçilmişti.

Hint Okyanusu'nda 1200 adacıktan oluşan Maldivler, 300 bin civarında nüfusa sahip.

Dünya Bülteni

Dünya ile Ay arasından dev göktaşı geçecek!

NASA'nın yaptığı açıklamaya göre bir göktaşı Kasım ayında gezegenimize o kadar yaklaşacak ki...

Amerikan uzay kurumu NASA'dan uzmanların yaptığı açıklamaya göre, Dünya'ya doğru gelmekte olan YU55 adlı göktaşı, Kasım ayında çok yakınımızdan geçecek. Yaklaşık 400 metre uzunluğunda ve 55 milyon ton ağırlığındaki göktaşının, gezegenimize şimdeye dek yaklaşan en büyük obje olacağı belirtildi. Ayın dünyaya uzaklığı yaklaşık ortalama 385 bin kilometreyken, göktaşı Dünyanın sadece 324 bin kilometre uzağından geçecek.

Göktaşının dünyaya çarpması sözkonusu olursa, uzmanlar 65 bin atom bombası büyüklüğünde bir gücün ortaya çıkacağını, 10 kilometre genişliğinde ve 600 metre derinliğinde bir krater oluşacağını tahmin ediyorlar.
YU55'in her 14 ayda bir güneşin etrafındaki yörüngesini tamamladığını belirten uzmanlar, önümüzdeki 100 yıl boyunca göktaşının gezegenimize çarpması ihtimalinin olmadığını söylüyorlar.

Göktaşının, 8 Kasım'da teleskoplarca izlenebileceği açıklandı.

Milliyet

3.05.2011

FBI hayvanseverin peşinde

Bin Ladin öldürülmesinin ardından FBI’ın "en çok aranan teröristler" listesinde hayvan hakları savunucusu Daniel Andreas San Diego ikinci sıraya yükseldi.


Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), El Kaide lideri Usame bin Ladin'in dünkü operasyonda öldürülmesinin ardından "en çok aranan teröristler" listesini yeniledi. FBI'ın internet sitesinde Bin Ladin'in üstünün çizilmesiyle birinci sıraya Adem Yahya Gadahn yükselirken, ikinci sıraya da ilginç bir isim yükseldi: Daniel Andreas San Diego.

San Diego, FBI'ın 'en çok aranan teröristler' listesine giren ilk Amerikalı, çevreci, hayvan hakları koruyucusu ve yerel 'teröristi' olarak göze çarpıyor. 33 yaşındaki San Diego 2003 yılında California'da karıştığı 2 ofis binasının bombalanması ve Emeryville'de bulunan bioteknoloji şirketi Chiron Corporation'da patlayan 2 bomba nedeniyle aranıyor.

Yakalayana 250 bin dolar ödül!
FBI'ın kellesine 250 bin dolar ödül koyduğu San Diego 2009 yılında listeye girdi. Bilgisayar ağı uzmanı, vejetaryen olan SAn Diego hiçbir hayvansal ürün kullanmamasıyla biliniyor. FBI SAn Diego için şu uyarılarda bulunuyor: "İyi derecede yelken kullanır. Uluslararası seyahat eder. Gözlük takar. Yanında silah taşır."

Farklı Haber
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...