23.09.2011

Akşam Uydu Düşebilir!

NASA'ya ait araştırma uydusunun akşam saatlerinde Dünya'ya düşmesi beklenirken, risk bölgeleri arasında ABD'nin yer almadığı açıklandı.

 Dünya'ya bugün düşmesi beklenen minibüs büyüklüğündeki eski Amerikan meteoroloji uydusunun akşam saatlerinde atmosfere gireceği bildirildi.

 Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) son hesaplamalarına göre, 6,3 ton ağırlığındaki "Upper Atmosphere Research Satellite" (UARS-Yüksek Atmosfer Araştırma Uydusu) TSİ 19.00 ila 01.00 arasında atmosfere girecek.

 NASA, atmosfere girdikten sonra yüksek sıcaklık ve sürtünmeyle iyice küçülmesi ve 26 parçaya ayrılması beklenen uydunun Kuzey Amerika'ya düşmeyeceğini belirtti.

 1991'de uzaya gönderilen uydunun parçalarından birinin yüzde 90'ını ikamet dışı olan Dünya'da bir insanın üstüne düşme olasılığının hala 3 bin 200'de 1, diğer bir deyişle yüzde 0,03 olduğunu yineleyen NASA, riskin son derece az olduğu uyarısını tekrarladı.

 Ancak The Guardian gazetesi, tehlikenin küçümsenmemesi gerektiğini yazdı. Bir köpekbalığı saldırısında ölme riskinin 11 milyonda bir olduğunu hatırlatan gazete, ''Jaws filminden korkanlar varsa, bir de üzerlerine uydu çarpması riskini düşünsünler.'' diyor.

 2005'te kullanım dışı kalan uydudan 450 kg civarında geriye kalan parçaların düştükten sonra 800 km uzunluğunda bir alana yayılması bekleniyor.

[NTV]

Güneş Sistemi'nin kayıp gezegeni

Bilim insanları, Güneş Sistemi'nde bir zamanlar Satürn, Jüpiter, Uranüs ve Neptün'ün yanı sıra beşinci bir gaz gezegeni bulunduğunu, ancak daha sonra bu gezegenin Güneş Sistemi'nden atılmış olabileceğini düşünüyorlar.

 ABD'nin Colorada eyaletindeki Güneybatı Araştırma Enstitüsü'nden David Nesvorny ve ekibi tarafından yapılan araştırmada, Güneş Sistemi'nin 4 milyar yıl önce neye benzediğini anlamak için değişik bilgisayar canlandırmaları kullanıldı.

 Bu araştırması sırasında gezegenlerin henüz yörüngelerine tam oturmadığını ve hareketli olduklarını keşfeden Amerikalı astronom, bir dizi test sonrasında bugün anladığımız Güneş Sistemi'nin beşinci bir gaz gezegeni olmaksızın ortaya çıkamayacağı sonucuna vardı.

  GÜNEŞ SİSTEMİ’NİN OLUŞMASINI SAĞLADI

 David Nesvorny. Bu sonuca dört gaz gezegeni Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü kullanarak değişik simülasyonlarla ulaşan ve bunların çok büyük ayrıca her an birinin diğerini yok edebilecek durumda olduklarını keşfeden Nesvorny, gaz gezegenlerinin yaşamlarını sürdürdükleri konfigürasyonlarda bile, Mars ve Venüs gibi Güneş Sistemi'nin kayalık gezegenlerin olmayacağını gördü.

 Nesvorny, bunun üzerine denkleme beşinci bir gezegeni ekleyince, bugünkü Güneş Sistemi'nin ortaya çıkma olasılığının çok arttığını tespit etti.

 Kısa süre önce çok sayıda başıboş gezegenin keşfi de bu teoriyi doğrularken, Nesvorny, Güneş Sistemi'ndeki beşinci gezegenin, Jüpiter'in çekim gücüne dayanamamasından Samanyolu'na fırlatıldığını ve yıldızlararası uzayda başıboş dolaşan "öksüz gezegenlerden" biri haline geldiğini düşünüyor. Bu öksüz gezegenin Neptün ve Uranüs büyüklüğünde ve bunlara benzer bir buz gezegeni olduğu tahmin ediliyor.

[Hürriyet]

22.09.2011

Soros: Avrupa'da 2-3 ülke iflas edebilir

Ünlü yatırımcı George Soros, Euro Bölgesi'nde iflasların yaşanabileceğini belirtti. Soros, iflasa ülkelerin kendilerinin karar vermesinin ve bu sürece hazırlanmasının çok önemli olduğunu söyledi. 

Ünlü yatırımcı George Soros, Euro Bölgesi'nde birkaç ülkenin iflas edebileceğini belirtti. CNBC'nin sorularını yanıtlayan Soros, iflasın ve Euro Bölgesi'nden çıkışın düzenli olmasının önemini vurguladı.

 Soros "Bence Euro Bölgesi'nde iki veya üç küçük ülke iflas edebilir veya para birliğinden çıkabilir. Ama buna iyi hazırlanılmalı ve bu organize bir şekilde gerçekleşmeli. Hazırlıklı bir iflas olmadığı takdirde küresel piyasalarda çalkantı yaşanabilir. Hazırlıklı bir iflas halinde bu ülkeler gerçek bir seçim yapmış olacaklar. Euro Bölgesi'nde kalarak acı çekmeye veya birlikten çıkmaya kendileri karar vermiş olacaklar" dedi.

 Avrupa'daki borç krizinin dünya ekonomisi için Lehman Brothers'ın çöküşünden bile daha tehlikeli olduğunu belirten Soros, "Bence yetkililer yolun sonuna geldiklerinde sistemin dağılmasını önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Çünkü bu işin alternatifine kafa yormak çok daha zor" diye konuştu.

 Doların yükselişinin altında likidite sorunu yattığını kaydeden Soros şunları kaydetti: "ABD'de problemler olmasına rağmen doların güvenli liman olarak görülmesi bence bir likidite problemi. Bu karışık bir durum ve birazcık açmamız gerekiyor. Avrupa bankaları gelişmekte olan piyasaların ana kredi kaynağı. Bu yıl Mart ayına kadar baktığımızda, gelişmekte olan piyasalara, Avrupa bankaları 3.5 trilyon dolar, ABD bankaları 740 milyar dolar ve Japon bankaları ise 310 milyar dolar kredi kullandırdı. Yani Avrupa'nın, gelişmekte olan piyasaların en büyük kredi kaynağı olduğunu görebilirsiniz."

[NTV]

Melt Study Says Arctic Ocean Could Be Ice-Free by 2012

If this isn't enough proof, I don't know what is. The fact that the arctic ocean could be *completely* ice free by 2012 is a scary thought. Imagine if your kids don't know what an iceberg is, aside from one taking out the titanic over a hundred years ago.

An already relentless melting of the Arctic greatly accelerated this summer, a warning sign that some scientists worry could mean global warming has passed an ominous tipping point. One even speculated that summer sea ice would be gone in five years.

Greenland's ice sheet melted nearly 19 billion tons more than the previous high mark, and the volume of Arctic sea ice at summer's end was half what it was just four years earlier, according to new NASA satellite data obtained by The Associated Press.

 "The Arctic is screaming," said Mark Serreze, senior scientist at the government's snow and ice data center in Boulder, Colo.

 Just last year, two top scientists surprised their colleagues by projecting that the Arctic sea ice was melting so rapidly that it could disappear entirely by the summer of 2040.

 This week, after reviewing his own new data, NASA climate scientist Jay Zwally said: "At this rate, the Arctic Ocean could be nearly ice-free at the end of summer by 2012, much faster than previous predictions."


 Kaynak : http://www.nowpublic.com/environment/melt-study-says-arctic-ocean-could-be-ice-free-2012

20.09.2011

15 Yıldır Para Kullanmıyor..

69 yaşında... Son 15 yıldır parasız, kredi kartsız ve faturasız yaşıyor...

 69 yaşında bir kadın... 15 yıl önce para kullanmayı bıraktı...

Para yok, kredi kartı yok, fatura yok... 15 yıldır daha sağlıklı ve daha mutlu olduğunu söylüyor. Heidemarie Schwerme, Almanya Dortmund'da oturuyordu.

Öğretmenlik yapıyordu. Şimdi artık bir elinde bavulu, bir elinde bilgisayarı ile kasaba kasaba dolaşarak yaşıyor.

 Bu yeni yaşam şekli ile ilgili yazdığı kitabında "Parasız yaşayabileceğimi gördüm. İhtiyacım olan herşeyi değiş tokuş yaparak elde ediyorum. Hiçbir zaman yemek, kıyafet ya da arkadaş bulma sıkıntısı çekmedim. Artık benim hayatımı para kazanma stresi yönetmiyor. Faturaları ödeme baskısı içinde de değilim. Artık daha sağlıklıyım. 15 yıldır doğru düzgün doktora bile gitmedim.

Gelecek korkusu da yaşamıyorum. " diyor... Schwerme'nin hayatındaki bu değişim Dortmund'a taşınması ile başlamış. Bölgede çok fazla evsizin olduğunu görmüş ve bir "değiş tokuş dükkanı" açmış. Bu dükkanda insanlar sadece kullanmadıkları eşyaları değil, yeteneklerini de değiş tokuş edebiliyorlardı. Değiş tokuş dükkanı kısa sürede Dortmund'da ün kazandı. Schwerme ise bu yeni yaşam şeklinden giderek daha fazla hoşlanmaya başladı.

Sonunda öğretmenliği bırakarak hayatını tamamen değiştirmeye karar verdi. Evini, eşyalarını verdi. Yeni yaşamına elindeki tek bavulla başladı. Bu yeni yaşam için kendisine verdiği deneme süresi 12 aydı. Ancak bu şekilde yaşamaktan öyle çok hoşlandı ki 15 yıldır eski yaşamına geri dönme ihtiyacı hissetmedi. Evden eve gidiyor, kaldığı evlerde ev işlerine yardım ediyor.

Acil durumlar için yanında sadece 200 Euro var... Onun dışında yazdığı kitaplardan eline geçen parayı hayır kurumlarına bağışlıyor. Bu arada iki kitap yazdı bunlardan birinin adı "Parasız yaşamım"...

 [NTV]

17.09.2011

Mineral Risk Listesi

İngiliz Jeoloji Kurumu, 2011 yılı için Mineral Risk Listesi yayınladı.

Risk listesi, hakim ekonomi ve yaşam tarzının sürdürülmesi için gerekli olan kimyasal elementlerin ve element gruplarının tedariğiyle ilişkili bir risk indeksi sunuyor.

Listedeki elementler tedariğini etkileyebilen faktörlerle tanımlanıyor. Bunların arasında elementin yerkabuğundaki miktarı, mevcut üretim ve rezerv yerleri ve bu yerlerin politik istikrarı yer alıyor.

Listeyi buradan göz atabilirsiniz.

15.09.2011

Luke Skywalker'ın gezegeni bulundu!

Amerikalı astronomlar, bilim kurgu filmi Yıldız Savaşları filmindeki iki güneşli gezegeni Samanyolu'nda keşfettiler.

 ABD'de yayınlanan araştırmaya göre, Dünya'dan 200 ışıkyılı Kepler-16b adı verilen bu dış gezegen, iki güneşin etrafında dönüyor ve böylece iki kez gün batımı ve iki kez gün doğumu oluşuyor.

 İki güneşli gezegen Yıldız Savaşları bilim kurgu filminde Tatooine adıyla çorak çöllere ve Kum Adamları diye kendine özgü canlıların yaşadığı şekilde canlandırılmasına karşın, Kepler-16b, soğuk ve gazlı bir gezegen. astronomlar, yaşamın burada var olması olasılığının bulunmadığını belirtiyorlar. 

Keşifte yer alan Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Josh Carter, Kepler-16b'nin varlığı teyit edilen ilk iki güneşli gezegen örneği olduğunu belirterek, ''Üstelik, bizim güneş sistemimizin diğer gezegen sistemleri arasında sadece bir örnek olduğunu keşfediyoruz, doğa bunları yaratabiliyor'' dedi.

 Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni gaz devi Jüpiter'in üçte biri bir kütleye ve yüzde 75'i kadar yarıçapına sahip Kepler-16b'nin, Satürn kadar kütle ve cüssesi bulunuyor.

 İki güneşinin etrafında 229 günde dönen bu dış gezegen, yıldızlarından ortalama 104,6 milyon kilometre mesafede bulunuyor.

 Kepler-16b'nin iki yıldızının da Güneş'ten daha küçük ve daha soğuk olması nedeniyle, yüzey ısısı sıfırın altında 73 ila sıfırın altında 101 santigrat derecede yer alıyor.

 Amerikan Science dergisinin bugünkü sayısında yayınlanan araştırma ayrıca bugün ABD'nin Wyoming eyaletindeki Jackson Hole'daki 'Uzak Güneş Sistemleri' konferansında da sunulacak.

[NTV]

14.09.2011

Fransa’da radyoaktif patlama

Fransa'nın güneyinde Gard bölgesinde bulunan Marcoule nükleer tesisinde patlama meydana geldi. Olayda bir kişi öldü, 4 kişi de yaralandı.

 Avrupa'da nükleer santrallerle ilgili korkutan bir gelişme yaşandı. Fransa’nın güneyinde Gard kentinde bulunan Marcoule nükleer tesisinde öğle saatlerinde bir patlama oldu. İlk bilgilere göre; patlamada 1 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi de yaralandı. Yaralılılardan birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Olayın ardından tesisin çevresinde güvenlik koridoru oluşturuldu. Yetkililer, patlamanın nükleer sızıntıya yol açmadığını bildirdi.

 'NÜKLEER DEĞİL SANAYİ KAZASI' 

Yetkililer "kazanın nükleer değil bir sanayi kazası olduğu" ifade etti. Yaralı işçilerin muayenesinde de radyoaktif sızıntı görülmediği bildirildi. Greenpeace çevre örgütüyse "kazayla ilgili olarak bağımsız ve şeffaf bir soruşturma başlatılmasını" talep etti. Patlamanın nedeni henüz netlik kazanmazken, nükleer tesis radyoaktif atıkların yeniden işlendiği bir tesis olarak biliniyor.


 'PATLAMA KONTROL ALTINA ALINDI' 

 Fransız Enerji Güvenlik Kurumu, patlamanın, ''kontrol altına alındığını ve halk sağlığını tehdit edecek bir durumun olmadığını'' açıkladı. Patlama sonucunda ne kimyasal ne de radyoaktif sızıntı olmadığının tekrarlandığı açıklamada, ''tesiste çalışanların olası bir sızıntıya karşı karantina altına alınmalarını veya tahliye edilmelerini gerektirecek bin önlem alınmayacağı'' bildirildi. Bununla birlikte, bölgedeki gazeteciler, jandarmanın, bölgeye giriş ve çıkışları kontrol altında tuttuğunu bildirdi. Sağlık ekiplerinin, yaralı işçilerin üzerinde yaptıkları muayene sonucunda radyoaktif sızıntı görülmediği bildirildi. 50'den fazla nükleer reaktörün bulunduğu ülkede nükleer santrallerin güvenliği tartışılıyordu.

[NTV]

8.09.2011

Altın Uzaydan Gelmiş

İngiliz bilim adamları, yeryüzündeki tüm altın ve diğer değerli metallerin uzaydan geldiğini kanıtlayabileceklerini söylüyor.


İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'nin araştırmacıları, Grönland'daki dört milyar yıllık kayaları inceledi. Araştırmacılar bunların dünyada oluşmuş kayalardan farklı izotoplar içerdiği sonucuna vardı.

Onlara göre bu, değerli metallerin dünyaya bir meteor yağmuruyla geldiği teorisini kanıtlıyor.

Bu meteor yağmuru sırasında henüz 200 milyon yaşındaydı. Dünyanın kendi altını ve diğer ağır metalleri daha gezegenin ilk dönemlerinde çökerek merkezdeki mağmaya karışmıştı.

Bu yüzden günümüzde nikah yüzükleri ve diğer ziynet eşyalarında kullanılan altının kaynağı farklı. Bu altın nötron yıldızlarının çarpışması sırasında ortaya çıkmış.

Bu çarpışmaların ise evrenin gördüğü en şiddetli çarpışmalar olduğu belirtiliyor.

 [BBC]
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...