12.07.2007

Alternatifler ne kadar alternatif

1 - ) Tahmin edilemeyen sonuçlar

Kentin dışındaki tepede dikiliyorsun, güneş askeri nizamdaki ağaçların arasından süzüldükçe rüzgar çiftliğinin ötesinde bulunan evlerin çatılarındaki güneş panellerinin yansıması olarak sana göz kırpıyor. Rüzgar türbin bıçaklarının uğultusu burada duyulamaz, yalnızca bir sonraki yılın biyo-yakıt mahsulünü tarlalarda ekmeye çalışan traktörün gürültüsü geliyor kulağına, ama en azından tepenin arkasındaki Jeotermal istasyonunun gürültüsünden iyidir… Ve düşünüyorsun; biyodizel yakıt için açılan tarlalar, fotovoltaik pillerle kaplanan ovalar, Jeotermal istasyonlar için yapılan sondajlar ve ele geçirilen yeraltı suları… … Değişen ne ?

Değişen ne? Değişecek olan ne? Neyin nasıl olacağını tahmin edebilir miyiz? Yoksa, Murphy haklı mıydı? “Yanlış gidebilecek herhangi birşey, yanlış gidecektir.” mi? DDT’yi kullanmaya başladığımızda, sivrisineklerin dirençli genler geliştirebileceklerini ve gelecekteki canlılarda dahil tüm canlıları zehirleyebileceğimizi düşünüyor muyduk; ya da antibiyotik kullanımının antibiyotik direncine ve çok daha tehlikeli yeni bakterilere yol açabileceğini düşünüyor muyduk?

[Tarım ve Sanayii] Devrimimiz bu tarz bir çok süpriz ile doludur. Nedeni mi? Karmaşık sistemler… Karmaşık sistemler kendini oluşturan parçaları aralarındaki geribeslemeyi ve parçalar arasındaki etkileşimi içermektedir. İnsan davranışındaki bir değişiklik toplumun ekonomisini ve fiziksel çevresini etkiler, ekonomi çevreyi etkiler veya bunun tersi olur, ekonomi ve çevredeki değişiklikler de insan davranışını karmaşık ve tahmin edilemez şekillerde etkiler vb.1 Ve aynısı, kendisi de karmaşıklık olan ve aynı zamanda karmaşıklığı arttırıcı bir motor olan teknoloji için de geçerlidir. Sonuçlarını tahmin etmek imkansız!

Bir süre sonra olumsuz etkilerinin farkına vardığımız bir gelişimin geri döndürülmesi imkansızdır. İnsanlar çoktan bu yeni gelişimi kullanmak zorunda ve ona bağımlı kılınmıştır bile. Yalnızca insan mı? Sistemin tamami bağımlıdır. Bu bağımlılık, yalnızca daha gelişmiş bir yeniliğin eskisinin yerini alıncaya kadar devam eder. Sonrası yeni bir teknolojiye yeni bir bağımlılık. Kısacası, alternatifini üretmeden eskisinin kullanımından kurtulamazsınız. Ve işte size kısır döngü. Bu yüzdendir ki, her zaman daha fazla teknolojileşme, her zaman daha fazla karmaşıklık, her zaman daha fazla tahmin edilemeyen sonuçlar.. ve artan ve hepsi çözüm bekleyen problem yığınları…

Alternatifler, yerini aldıkları eski alternatif(!) kadar problemin kendisini teşkil ederler. Eski bir alternatife karşı yeni bir alternatif sunmak henüz göremediğimiz tahmin edilemeyen sonuçları barındırdığından gözlerimizin önündeki toz pembe bir buluttur. Sadece geçiştirir… Sadece daha kötüye götürür… Sadece problemlerin birikmesine sebep olur.

Kentler ilk kez ortaya çıktıklarındaki gibi.. Başta herhangi bir sorun ortada gözükmüyordu. Ancak kısa sürede - kentlerin kalabalıklaşmasıyla doğru orantılı olarak - insanın daha önce hiç tanımadığı bir çok hastalık ilk kez ortaya çıkmaya başlamıştı. Kentlerin hijyenik bir ortama dönüşmesiyle, eskiden gözüken bir çok hastalık ortadan kalkmıştı. Ancak çok geçmeden anlaşıldıki, aşırı hijyen de önceleri insan için tehlike oluşturmayan birçok hastalığın insanlar arasında salgın şeklinde gözükmesine yol açmıştır. Bunlardan biri de çocuk felci idi. Hatta kesin kanıtlar olmamakla birlikte, çocuk felci aşısı çalışmalarının maymun virüslerinin tür bariyerini atlayarak AIDS’e sebep oldukları düşünülmektedir. Acaba, şimdi de AIDS hastalığının tedavisi için yapılan çalışmalar nasıl bir tahmin edemediğimiz sonuçla karşılaşacak.


2 - ) Çevresel etkiler

Kendimize “Alternatifler ne kadar alternatif” sorusunu sorduğumuz da “tahmin edilemeyen sonuçlardan” başka (bkz. Alternatifler ne kadar alternatif - 1 Tahmin edilemeyen sonuçlar) üzerinde düşünmemiz gereken diğer bir konuda “çevresel etkiler“.

Daha fazla… Uzatmadan çok kısaca etkilere bir göz atalım :

Biyokitle : Biyoçeşitlilik ve toprağa etkileri; su kirliliği; az bulunur suyun kullanımı; besin üretimi ile rekabet

Rüzgar : Gürültü; hassas alanlarda görsel işgal; kuş ölümleri; TV parazitleri

Gelgit : Vahşi yaşam doğal ortamının yıkımı; atık su dağıtımında azalma

Jeotermal
: Kirletici gazların salınması (SO2, H2S, vs.); ağır metal içeren kimyasallarca yeraltı suyu kirliliği; sismik etkiler

Güneş : Geniş toprak alanlarının işgali; PV hücrelerinin üretiminde zehirli materyallerin kullanımı; hem kırsal hem de kentsel çevrelerde görsel işgal [Janet Ramage’nin Energy: A Guidebook kitabından alıntılanarak kısaca yazılmıştır.]

Elbette bir çoğumuz alternatiflerin de zaten doğal kaynaklara ve çevreye olan olumsuz etkilerinin farkındayız. Ancak bunları ya göz ardı ediyoruz ya da ilerki zamanlarda geliştirilen daha alternatifleri ile bu etkilerinin de zamanla ortadan kalkacağını umuyoruz. Göz ardı edişimizin temelini ise, zorunluluk ve yerine geçen eski alternatife göre daha az etkiye sebep olduğunu düşünüşümüz oluşturuyor. Alternatiflerle gelen kaynakların daha etkin kullanımının büyük ölçüde çevre etkilerini azaltacağını düşünüyoruz.

Ancak bunun tam tersini 1865 yılında William Stanley JevonsKömür Sorunu” kitabında dile getirdi. Antik Yunan’a kadar gerilerde eğlence için kullanılan buhar makinelerinin, Thomas Newcomen‘in ilkel tasarımı ile endüstriyel kullanım için uygunluğundan ve James Watt‘ın geliştirdiği makinenin ise yalnızca kömür kullanımını daha etkin kıldığından bahsetti. Daha sonra ise James Watt’ın buhar makinesinin gelişi ile birlikte İngiltere’de artan kömür tüketimine dikkat çekti. Daha etkin bir teknoloji… Ve böylelikle Endüstriyel Devrim ateşlendi.

Günümüzde “Jevons Paradoksu” olarak anılan bir prensip yine aynı kitapta formüle etdilmişti. Jevons Paradoksu, belirli bir kaynağın daha etkin kullanıma izin veren herhangi teknolojinin o kaynağın daha az değil, aksine daha geniş kullanımıyla sonuçlanacağını belirtir. Böylelikle, kaynakların kullanımını sınırlamak için daha etkin teknolojilerin bir fayda sağlamadığına dikkati çeker.

Jevons Paradoksu aynı zamanda bir önceki konuda bahsettiğimiz “tahmin edilemeyen sonuçların” böyle bir etkin teknolojide kesinlikle ne olacağını tanımlar. Tasarlanmış etkinin tam tersi… Belirli bir kaynağın tüketimini azaltmak için geliştirilmiş bir teknolojinin, aynı kaynağın tüketiminin artmasına sebebiyet vermesi… Bilgi işlemede daha etkin - böylelikle çalışma sürelerinde yarı yarıya etkinlik sağlayabilecek - teknolojilerin geliştirilmesine rağmen düşmeyen çalışma saatleri… Yakıt açısından daha verimli taşıtların geliştirilmesine karşın otomotiv merkezli bir kent yayılması - böylelikle daha fazla taşıt yolculuğu ve toplamda daha yüksek petrol kullanımı…

Başlıktaki soruyu tekrar tekrar kendimize soralım: Alternatifler ne kadar alternatif?


3 - ) EROEI ve EPR

Bundan önce, “Alternatifler ne kadar alternatif” sorusu üzerine düşünürken iki konuyu ele almıştım. İlk olarak tahmin edilemeyen sonuçlar, kompleks sistemlerin tahmin edilemezliğinden bahsetmişti. İkinci olarak; çevresel etkiler, alternatiflerin etkin kullanımının dahi çevre etkilerini azaltmayacağını açıkladı. Şimdi, kompleks bir sistemin gelişimi ve devamlılığı için gerekli en önemli iki değere; EROEI ve EPR…

Tanımlamak gerekirse; EROEI (Energy Return on Energy Investment); enerji yatırımından dönen enerji miktarıdır. Herhangi bir enerjiyi üretmek için belli miktarda bir enerji yatırımında bulunmanız gerekir. Eğer harcadığınız enerji elde edeceğiniz enerjiden az ise, yatırım yapmaya değmez. Örneğin; 20 km’de 1 litre benzin harcayan bir aracınız olduğunu düşünün, aracınızın deposu da 1litrelik olsun. Şimdi de en yakın benzin istasyonunun 5 km ilerde olduğunu düşünün. Çeyrek depo benzininiz kalana kadar gezebilir ve daha sonra kalan benzin ile istasyona kadar gidebilirsiniz. Ancak; eğer benzin istasyonu 10km uzakta olursa, istasyonda deponuzu tamamen doldurduktan sonra evinize dönebilir ancak gezemezsiniz, kalan yarım depo benzin ile tekrar istasyona dönmeniz gerekir ve bir kazancınız olmaz. Ve eğer benzin istasyonu 15 km ötede ise, deponuzu bir kere doldurup eve gittiğinizde, tekrardan benzin almak için istasyona kadar gidemezsiniz. Kalan çeyrek depo benzin istasyona geri dönmeniz için yetersizdir; ve burada negatif EROEI bulunur. Yukarıdaki örneğe bakıldığında hesaplama aslında yetersizdir; petrolün bulunması, çıkarılması ve işlenmesi, yollar, boru hatları, çalışan giderleri vs., kısacısı üretimden son kullanıcıya kadar pek çok alandaki enerji harcamaları hesaba katılması gereken diğer faktörlerdir. EPR (Energy Profit Ratio) ise, Enerji Verim Oranı olarak tanımlanır. Elde edilen enerjinin, yatırım yapılan enerjiye bölümünden elde edilir. Eğer oran 1′den büyükse EROEI pozitif, küçükse EROEI negatiftir. Örnek vermek gerekirse; 1MJ enerji harcayarak 10MJ enerji üretiliyorsa; 10-1= +9′dan EROEI, 10/1=10′dan da EPR hesaplanır. Eğer 15MJ enerji harcayarak 10MJ enerji üretiliyorsa; 10-15=-5′ten EROEI, 10/15=0.7′den de EPR hesaplanır ki; negatif EROEI ve 1′den küçük EPR bulunur. Enerji üretiminde negatif EROEI’nin tek kabulü, üretilen enerjinin, kullanılan enerjiden daha kullanışlı ve farklı şekillerde olmasıdır. Petrol, örneğin, yalnızca enerji için kullanılmaz, ayrıca, petrokimyasallar elde etmek için de kullanılır. Rüzgar tribünü gibi, alternatiflere göz attığımızda, pek çoğunun yan kullanımları bulunmamaktadır. Aşağıdaki tablo, “Energy and the U.S. Economy: A Biophysical Perspective Cutler J. Cleveland; Robert Costanza; Charles A. S. Hall; Robert Kaufmann Science, New Series, Vol. 225, No. 4665 (Aug. 31, 1984), 890-897.”dan alınmıştır. Eğer isterseniz; PDF olarak tam metni inceleyebilirsiniz.

Farklı Enerji Süreçlerinin Karşılaştırmalı Net Enerji Listeleri (EROEI)

Yenilenemez

Petrol ve gaz (yerel kaynak)
1940′lar

Keşif > 100.0

1970′ler

Üretim 23.0, keşif 8.0

Kömür (maden girişi)
1950′ler

80.0

1970′ler

30.0

Kaya petrolü

0.7 to 13.3

Kömür sıvılaştırma

0.5 to 8.2

Sıkışmış gaz

1.0 to 5.0

Yenilenebilir

Ethanol (şekerkamışı)

0.8 to 1.7

Ethanol (mısır)

1.3

Ethanol (corn atıkları)

0.7 to 1.8

Methanol (odun)

2.6

Solar soba (fosil destekli)
Düz-plakalı toplayıcı

1.9

Yoğunlaştırıcı toplayıcı

1.6

Elektrik Üretimi

Kömür
U.S. ortalaması

9.0 (27.0)

Batı yüzey kömürü
Gaz temizleyici aygıt yok

6.0 (18.0)

Gaz temizleyici aygıt var

2.5 (7.5)

Hidro

11.2 (33.6)

Nükleer (hafif su reaktörü)

4.0 (12.0)

Solar
Güç uydusu

2.0 (6.0)

Güç kulesi

4.2 (12.6)

Fotovoltaik

1.7 (5.1) to 10.0 (30.0)

Jeotermal
Sıvı ağırlıklı

4.0 (12.0)

Sıcak kuru kaya

1.9 (5.7) to 13.0 (39.0)

Aşağıdaki, Enerji Verim Oranı Listesi ise ;Environmental Accounting, Emergy, and Decision Making; Howard T. Odum (John Wiley, 1996)”dan alınmıştır. PDf olarak da inceleyebilirsiniz.

Enerji Verim Oranı Listesi

Bağımsız kaynaklar, Enerji verimi yok

Çiftlik yel değirmeni, 17 mph rüzgâr

0.03

Solar su ısıtıcısı

0.18

Solar galvanik pil elektriği

0.41

Yakıtlar, Net Enerji Verimliliği

Hurma yağı

1.06

Enerjisi yoğun mısır

1.10

Şeker kamışı alkolü

1.14

Maden kömür

6.8

Doğal gaz, kıyıdan uzak

6.8

Petrol, Orta Doğudan satın alınan

8.4

Doğal kaz, kıyı içi

10.3

Kömür, Wyoming

10.5

Petrol, Alaska

11.1

Yağmur ormanı odunu, 100 yaşında

12.0

Elektrik Kaynakları, Net Enerji Verimliliği

Okyanus-termal elektrik santrali

1.5

Rüzgâr elektrik-gücü

2-?

Kömür kullanılan termik santral

2.5

Yağmur ormanı ağaçlarının kullanıldığı santral

3.6

Nükleer elektrik

4.5

Hidroelektrik

10.0

Jeotermal

13.0

Gel-git üretimli elektrik, 25 ft. gel-git miktarı

15.0

Şimdi kendimize tekrar sorabiliriz; “Alternatifler ne kadar alternatif?”


[Yabanil.net]

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...