9.10.2007

Edremit Körfezi madene karşı tek yumruk oldu

Çanakkale ve Balıkesir illerinin sınırları içinde yer alan Kazdağında başlatılan maden arama çalışmalarını önlemek ve insana, doğaya ve yöreye gelebilecek zararları vatandaşlara anlatıp bilinçlenmesini sağlamak ve Kazdağının Feryadını yetkililere duyurmak için Küçükkuyu Seğmen Motelde düzenlenen panele bin'i aşkın vatandaş katıldı.

Küçükkuyu'da oluşan Kazdağı Koruma Girişimi gönüllülerinin düzenlediği "Kazdağı ve Maden" adlı panel de TMMOB Metalürji Müh. Odası Gen. Bşk Cemalettin KÜÇÜK, "3213 Sayılı Maden Yasasının Değerlendirilmesi", Yüksek Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Temsilcisi Tahir ÖNGÜR ile Ege Böl. Kimya Müh. Odası Bşk., EGEÇEP Y.K.Bşk. Ertuğrul BARKA "Altın Aramada Kullanılan Yöntemler ve Bu Yöntemlerin Çevreye ve Halk sağlığına Olası Etkileri", Av. İskender Azatoğlu-Araştırmacı Yazar-Turizmci "Tarihten Günümüze Kazdağı Bölgesinde Maden ve Turizm". ÇOMU Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Böl. Bşk. Doç. Dr. Murat ŞEKER- "Zeytin ve Maden" adlı konuları işlerken panele Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur, Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu, Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç, Güre Belediye Başkanı Kamil Saka ve Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncel katılıp panele destek verdiler. Önemli bir işi nedeniyle İstanbul'da bulunan Küçükkuyu Belediye Başkanı Yusuf Aksoy'un ise mesajı okundu.

Ayvalık, Güre, Edremit, Zeytinli, Altınoluk, Bayramiç, Ezine, Ayvacık, Çanakkale ve Çan gibi yerlerden gelen Kazdağı gönüllüleri gerekirse tek vücut olup Kazdağlarına kalkan olacaklarını söylediler. Vatandaşlar ovacığın eşmenin yalnız kaldığını ama körfezde yaşayan bir buçuk milyonu aşkın vatandaşın topluca hareket etmesi halinde Kazdağlarının madenciler için "Zurnanın zırt dediği yer olacağını" yani insan seli olup gerekirse Ankara'ya yürüyüp bu yasaya karşı geleceklerini söylediler.

Üç saat süren panelde konuşmacılardan TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası Genel Bşk. Cemalettin KÜÇÜK; "Sağlıklı bir yaşam hakkını tanıyan maddelerle birlikte bu madencilik lobilerine karşı açılmış olan davalar kazanılmaya başlanınca madencilik şirketlerinde ve işbirlikçilerinde sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Buna bağlı olarak çevre yasası,tabiat ve kültürel varlıkları koruma yasası,orman yasası,mera yasaları ve bunları aşabilmek içinde 2004 yılında 2313sayılı yasadan 9 ayrı kanundan da değişiklikler yapılarak 5170 sayılı madencilik yasası gündeme getirilerek ülkemizi bir hafriyat ülkesi konumuna dönüştürmeye başladı.

2,5 ton topraktan 1gr altın elde ediliyor pasasını üstüne koyduğun zamanda 5 ton topraktan 1gr altın elde edilmektedir. Siyanürle işletme yönteminde 0,2gr'a indiği zaman bu 10 ton topraktan 1gr altın elde edilmektedir

Değerli arkadaşlar!10 ton insanı bir araya toplarsanız, artık 1gr altın elde edersiniz. Bu alçaklar, namussuzlar yakında 10 tonunuzu bir araya toplayıp siyanürden geçirirler haberiniz olsun.

Biz buna karşı ne yapacağız? Hukuku kullanacağız. Hukuk güçlüden yanadır hukukçular bizi kandırıyor Neden, Çünkü hukuk güçlüden yanadır. Bizim Bergama da, Eşme de çeşitli şehirlerde Seydişehir de aldığımız hukuk kararları uygulanmamaktadır. O zaman ne yapacağız, Hukuku değil gücü toplumsallaştıracağız. Bunun karşısında eğer çaresiz kalırsak 1793 yurttaşlık hakları bildirgesi madde 35 derki; hükümet toplumun bir kısmını ya da tamamı aleyhine karar alırsa insanların bu karşı isyan etme hakkı, en temel hakkıdır , Sizleri en temel hakkınızı kullanmaya çağırıyorum arkadaşlar" deyince alkış yağmuruna tutuldu. Diğer bir konuşmacı Yüksek Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Temsilcisi Tahir ÖNGÜR

"Kazdağını ne bekliyor. Böyle giderse toplam 10–15 yerde altın işletmeleri olacak her birinde rezerve miktarına göre yatağın özelliğine göre 50 ile 300 er milyon ton arasında değişen kazılar yapılacaktır.1000 metre çapında 300–400 metre derinliğinde çukurlar açılacak ormanlar kaldırılacak o derinliğe inildiği için yeraltı suları zarar görecek.

Kaz Dağının çevresinde bu saldırı sürerse, önüne geçilemezse yöre insanının başına neler gelecek bunu bilemek için çok uzak olmayan Balya ya gitmek, sadece Maden Deresi Vadisinde bir dolaşmanız yeterli. Burnunuzu tıkayacağınızdan hiç kuşkum yok. Çünkü genziniz yanacak. Sular pembe, kırmızı, yeşil akıyor. O vadi de her yağmurdan sonra balıklar öldüğü için Çevre Bakanlığının uzmanları gelip analiz yapmışlar bu maden deresinin sularında izin verilen sınırların 22kat üzerinde siyanür bulunmuş.1939 yılında terk edilen maden işletmesinde 70 yıl sonra hala balıklar ölüyor." Dedi.

ÇOMU Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat ŞEKER; Bugün ne yazık ders almamış bir toplum olarak Kazdagı zenginliklerinin tahrip edilmesi ve bunları konuşmak düşündürücü. Zeytin yetiştiriciliğinde madenciliğin ne tür etlileri olabilir onlara değinmek istiyorum. İlk olarak zeytin ağaçlarının bulunduğu doğal yapı tahrip edilecektir. Tam verime yatması 15-20 süre gereken zeytin ağaçları binlercesi ya kesilecek ya kurumaya terk edilecektir. Açık maden sahalarında yeniden zeytincilik yapmak, sağlıklı ağaç yetiştirmek yüksek kalite almak artık bir hayal olacaktır. Kaz Dağı eteklerin de yamaç arazilerin çok fazla olması nedeniyle başta erozyon olmak üzere ekolojik dengenin birçok faktörlerle bozulması söz konusu olacaktır.

Siyanür bulaşığı olan alanlarda zeytincilik yapmak mümkün değildir. Siyanür adının geçmesi bile körfez yöresi yağlarının mevcut imajını son derece kötü etkileyecektir. Diğer taraftan toz bulutları zeytinde rüzgarla gerçeklesen meyve tutumunu sağlayan tozlanma ve döllenme olayını bloke edecektir. Çünkü zeytin çiçeklerinin hassas bir dişi organı vardır. Dişicik tepesi toz parke tülleriyle kaplandığında bu tozla kaplanmış alanda çiçek tozlarının çimlenmesi engellenecek dolayısıyla %50'lere varan ürün kaybı olacaktır." diye konuştu.

Panelde ayrıca Bayramiç,Akçay, Zeytinli ve Güre Belediye Başkanları söz alarak Kazdağlarında maden aranmasına şiddetle karşı çıktılar.

Güre Belediye Başkanı Kamil Saka konuşmasında; "Uluslar arası şirketlerin körfezimiz açısından en önemli tehlikeyi oluşturacak yaklaşık 113 değişik noktada almış olduğu maden arama ruhsatları ile Körfezimizin Güney ucundaki Bergama, Körfezin orta noktasındaki Dereköy ve Körfezin kuzey ucundaki Çan'da başlayan ve arama ruhsatlarının çalışma ruhsatına çevrilmesi suretiyle Körfezimizin diğer noktalarına da yayılmak istenen talan ancak ve ancak burada yaşayan bizlerin örgütlü bir kamuoyu gücüyle durdurabilinir." dedi.

Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç işe, maden çalışma iznini kastedip "Bunun iznini veren insanların hangi psikolojik durumda olduklarını merak ediyorum. Şimdi bir insanın Kazdağındaki bu değerleri bir daha hiç geriye gelemeyeceğini öğrenmediğini düşünemiyorum. Onlar Kazdağının bu maden araması nedeniyle ya da Türkiye'nin bir çok yerinin o madenlerin çıkarılması nedeniyle yok olacağını bilmiyorlar mı? Peki, bile bile buna izin veriyorlarsa bunun karşılığında acaba ne alıyorlar . DSP İstanbul milletvekili o yasayı çıkarırken tahkim kurulu peşinde koştururken ne almıştı acaba bunu bir takip etmenizi istiyorum ama bunu örgütlü yapmalısınız" dedi. Daha sonra Bayramiç belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncel ve Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu'nun yaptığı konuşmalarla son buldu.

Üç saat süren panel gösteriyor ki Ayvalık'tan Çanakkale'ye kadar tün Biga yarımadası ve Kazdağı eteklerinde yaşayanlar tek yumruk olarak madene maden yasasına tepki gösterdiler.

Bekir Erdinç
Çanakkale Olay Gazetesi

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...