3.11.2007

Madencilik tehlikesi

Monash Üniversitesinden bir çevre mühendisi, yeni bir raporda mineral kaynaklarının tükenmekte, kazı maliyetlerinin artmakta ve madenciliğin çevresel maliyetlerinin yıkıcı boyutlara ulaşmakta olduğu konusunda uyardı.

Dünyanın ilk raporu, Avustralya'da Madenciliğin Sürdürülebilirliği: Gelecek için Önemli Yönelimler ve Çevresel Etkileri, Bağımsız Mineral Politika Kurumu ile birlikte araştırmacı ve yazar Dr. Gavin Mudd tarafından yazıldı.

Dr Mudd istatistiklerin alarm verdiğini söyledi. "Ortalamada, bir ton uranyum elde etmek için 27 ton sera gazı emisyonu yaratılıyor. Bu dokuz aile aracının yıllık emisyonuna eşittir. Bir kilogram altın çıkarmak için 691,000 litre su harcanıyor, ve tek bir kilogram altın üretmek için 141 kilogram siyanür kullanılıyor."

"Çoğu kez sürdürülebilir madencilik üzerine konuşmalar oluyor, fakat son araştırmamız minerallerin korku veren bir oranda çıkarılmakta olduklarını, maden şirketlerinin daha sıkı çalışmak zorunda olduklarını, ve sonuç olarak sürecin ve arıtmanın çevresel maliyetleri üssel olarak artmakta olduğunu gösteriyor."

"Bu önemli yönelimleri önümüzdeki yalnızca 40 yıla yansıttığımızda, aynı miktarda mineral kaynağının bulunması için yeni bir Pilbara'ya ya da yeni bir Isa ya da Broken Hill dağına gerek duyacağını göreceğiz."

"Tek bir kilo altın üretmek için en az iki milyon ton katı atık çıkarılıyor. Bir ton uranyum dioksit için 2,4000 ton düşük seviyeli radyoaktif atık üretilirken, bir ton bakır için 250 ton katı atık üretiliyor."

Dönüm noktası rapor madencilik endüstrisindeki kritik yönelimleri açığa çıkarıyor :
  • Mineral ve cevher derecelenmelerinde azalış
  • Atık kayaçlarda önemli bir artış - şuanda yıllık birkaç milyar ton seviyesinde, bu da uzun çevre için uzun dönemli bir risk yaratmakta.
  • Tamamlanmamış sürdürülebilirlik raporlaması - pek çok şirket atık kayaç, enerji, siyanür ya da su tüketiminin dahil olduğu yararlı verileri raporlamayı reddediyor.
Dr Mudd, araştırmasının sonuçlarının açıkça regülatörlerin, hissedarların, hükümetlerin ve toplulukların henüz tartışılmayan bir boyuttaki bir sorunla yüzleşeceklerini gösterdiğini söyledi.

Dr Mudd'un araştırma ve raporu bu hafta, 30 Ekim - 2 Kasım tarihleri arasında Avustralya Sürdürülebilir Kalkınma Konferansının Madenler Komisyonunda sunulacak.

[Monash University]




Çeviri : GlobalDisaster

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bir maden mühendisi olarak çevre korunmasının her zaman yanındayım. teknolojı devrınde yasayan ınsanların madencılıge bu kadar karsı cıkması cok aptalca. o cok karsı cıktıgınız altın bır tek hanımların kolunda boynunda zıynet esyası mı oluyor mal herifler? teknolojıyı basında ceken mekanızma bılgısayarlardır. bılgısayarların en onemlı devrelerı altından yapılır. bır ''super ıletken metal'' oldugu ıcın. bugun altın madencılıgı olmasa bankadan kacınız havale yapabılırdı? dogal olarak o bılgısayarlar bu kadar bugunku hızlarına ulasırmıydı?

Serhat Elfun Demirkol dedi ki...

Bir tek bizim milletimiz mi bu şekilde tepki veriyor bilemiyorum. Maden mühendisi arkadaşım, yukarıda bir çalışmadan bahsediliyor, bir rapordan bahsediliyor. Veriler, çalışmalar, gözlemler... Dr Mudd diyorki; mineral ve cevherde azalış, çevresel maliyetlerde artış var. Sen ne diyorsun; "Mal herifler"?! Bu mudur yani cevap?! :)

Maden mühendisi arkadaşım, nasıl ki "herhangi sonlu bir kaynağın, üretim başlangıcına, üretim doruğuna ve üretim sonuna sahip olacağı, ve bazı noktalarda maksimum üretim seviyesine ulaşacağı" biliniyorsa; cevher üretimi konusunda da bu böyle olacaktır. Dr Mudd'un raporu bunu öne sürüyor. Elbette altın bir süper iletkendir ve yüksek teknolojide önemli bir yere sahiptir. Ancak bu altın üretiminin doruğa ulaşmayacağı, ekonomik ve çevresel maliyetlerin artmaya devam etmeyeceği anlamına gelmez.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...