2.08.2006
Küresel Isınmaya Kükürt Reçetesi
Sülfür (S), 16 atom sayısına sahip bir element. Doğada bolca bulunan bu kristalize sarı renkli element, gübre, barut ve kibrit ve böcek ilacı üretiminde kullanılıyor
NTVMSNBC
Nobel ödüllü bilim insanı Paul Crutzen, Güneş ışınlarını geri yansıtan kükürdün atmosfere enjekte edilerek, yeryüzündeki ısınmanın azaltılabileceğini savunuyor.
NEW YORK - Fosil yakıtların kullanılması atmosferdeki karbondioksit oranını artırıyor. Artan karbondioksit ise daha çok Güneş ışınının atmosferde hapsolmasına ve yeryüzünü daha çok ısıtmasına neden oluyor. Fosil yakıtların saldığı bir diğer gaz da kükürt. Kükürt, karbondioksidin aksine Güneş ışınlarını geri yansıtarak yeryüzünün ısınmasını önlüyor. Küresel ısınma bu iki etkiden karbondioksidin daha güçlü gelmesinde kaynaklanıyor. Ancak, Nobel ödüllü bilim insanı Paul Crutzen, atmosfere ekstra kükürt (sülfür) basarak, karbondioksidin etkisini dengelemeyi öneriyor.
Almanya’nın önemli araştırma kurumlarından Max Planck Institute’da görevli Paul Crutzen, atmosferin ikinci katmanına kükürt takviyesi yapılarak bu bölgenin Güneş ışınlarını geri yansıtma kabiliyetinin artırılmasını öneriyor. Crutzen’un önerdiği modelde, dev balonlarla atmosfere kükürt taşınacak, uygun irtifada atmosfere bırakılacak. Kükürt taneciklerinin ilk yararlı sonuçlarını 6 ay içinde vereceği ve en az iki yıl havada etkin kalacağı düşünülüyor.
Crutzen, tezini şöyle savunuyor, “Mevcut uluslararası karmaşada küresel ısınma gibi bir soruna yekvücut bir savunma sistemi kurmak imkansız görünüyor. Ancak maliyeti düşük bir çözüm olarak kükürt basmak bir alternatif olabilir”.
YANARDAĞ PATLAMALARI
Atmosfere kükürt doğal yollarla da karışabiliyor. Örneğin, yanardağ patlamaları yüksek miktarda kükürt çıkarıyor ve kükürt aylarca atmosferde kalabiliyor. Örneğin, Filipinler’deki Pinatubo yanardağı 1991’de patladığında milyonlarca ton kükürt açığa çıkmıştı. Bu sülfür Güneş ışınlarının geri yansımasına neden olmuş ve sonuçta sonraki aylarda yeryüzünde sıcaklık 0.5 santigrat derece düşmüştü.
Volkan patlamalarının en büyüğü ise, 1883 yılında Endonezya’da Krakatau yanardağında gerçekleşti. Krakatau’nun çıkardığı sülfür 2 yıl boyunca atmosferi kaplamış ve Güneş ışınlarının yeryüzüne düşmesine engel olmuştu. O yıl tarım ürünleri büyüyememiş, çiftçiler mağdur olmuştu ve birçok ülkede kıtlık yaşanmıştı. Patlamanın çıkardığı küller Kuzey Avrupa’da dahi gökyüzünü kaplamış, hatta Norveçli dışavurumcu ressam Edward Münch’ün ‘Çığlık’ tablosuna da ilham kaynağı olmuştu.
Kaynak: Makale Climatic Change dergisinde yayımlanmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder