25.05.2007

Sayıştay raporu: Tehlikeli atıkları yok edemiyoruz

Tehlikeli atıkların sadece yüzde 5'i kuralına uygun yok ediliyor. Yok edilemediği için depolanan atıklar yeraltı sularına karışarak hastalıklara davet çıkarıyor

ANKARA - Sayıştay'ın TBMM Başkanlığı'na sunduğu 'Türkiye'de Atık Yönetimi' başlıklı rapor ürkütüyor. Rapora göre tehlikeli atıkların sadece yüzde 5'i kuralına uygun yok ediliyor, yüzde 40'ı da yakılıyor. Tıbbi atıklarda ise bu oran yüzde 51 seviyesinde. Geri kalan tehlikeli atıklar evsel atıklarla birlikte depolanıyor, yeraltı sularına karışarak hastalıklara davetiye çıkarıyor.

Raporda, 2004'te Türkiye'de 34 milyon ton belediye atığı ve 17,5 milyon ton endüstriyel atık üretildiğine dikkat çekildi. Buna göre, Türkiye'de kişi başına üretilen atık miktarı günde iki kilogramı bulurken, her insan ortalama ağırlığının 10 katı kadar atık üretiyor. Gelişmiş ülkelerde atıkların yüzde 55-65'lik bölümü tümüyle geri dönüştürülerek ekonomiye kazandırılıyor. Geri kalan kısmı da çevreye zarar vermeyecek şekilde bertaraf ediliyor. Buna karşın Türkiye'de dönüşüm oranı çok düşük düzeylerde. Raporda yer alan tespitler şöyle:

  • İzmit'te kurulu Türkiye'nin tek tehlikeli atık yakma tesisi İZAYDAŞ, ülkemizde yılda üretilen 2 milyon ton tehlikeli atığın sadece yüzde 5'ini bertaraf edebilmekte. Tehlikeli atıkların yüzde 40'ı ise geri dönüştürülüyor. Geriye kalanı ise ya evsel atıklarla birlikte depolama alanlarına boşaltılmakta ya da çevre ve insan sağlığı üzerinde büyük tehditler oluşturacak şekilde doğrudan tabiata bırakılmakta.
  • AB'ye uyum amacıyla atıklarla ilgili olarak hazırlanan 'Direktife Özgü Yatırım Planı'nda, ulusal tehlikeli atık yönetimi sisteminde işlemden geçirilecek tehlikeli atık miktarı yaklaşık milyon 60 bin ton/yıl olarak öngörülmekte. Buna karşılık Türkiye'deki tehlikeli atıkların sadece yüzde 29'u (Ankara, Bursa, İzmir, Gaziantep, Denizli, Malatya ve Erzincan) düzenli depolanarak, ya da yakılarak (İstanbul ve Kocaeli) bertaraf edilebilmekte.
  • Tıbbi atıkların bertarafında en yaygın yöntem ise, bu atıkların belediyelerin mevcut düzensiz depolama alanlarına herhangi bir işlemden geçirilmeden ve diğer atıklarla birlikte boşaltılması. Bu da hepatit ve AIDS gibi bulaşıcı hastalık tehlikesi yaratmakta.
  • İstanbul'da üretilen yıllık 750 bin ton tehlikeli atığın sadece 7 bin 763 tonu (yüzde 1'i), İZAYDAŞ'a gönderiliyor. Geriye kalan bölümü ya kontrolsüzce doğaya bırakılıyor, ya tekrar üretimde kullanılıyor, ya da evsel atıklarla birlikte atık depolama alanlarına aktarılıyor.
  • Bir ton evsel atığı toplanması ve bertarafı için gereken maliyet 40 dolar. Buna karşılık Türkiye'de hane başına tahakkuk eden vergi 15 dolar seviyesinde. Bir hanenin yılda 1.5 ton atık ürettiği varsayıldığında, ton başına 10 dolar vergi tahsil edilebilmekte. Küçük belediyelerde bu oran daha da düşük seviyede kalmakta.
  • Tehlikeli atık yakma tesislerinin yapımı için gereken toplam yatırım 2004 fiyatlarıyla 853 milyon avro. Depolama alanları yapımı için ise 110 milyon avro gerekiyor. Aktarma istasyonları yapımı için de 74 milyon avroluk yatırım öngörülüyor. Toplam 1 milyar avroya ihtiyaç var.
  • Katı atıkların yakılması için de, 16'sı İstanbul, Ankara ve İzmir'de olmak üzere kurulması tasarlanan 35 tesisin yatırım maliyeti 2.8 milyar avro. AB'ye uyum için gereken toplam yatırım miktarı ise 60 milyar avro.

  • [Radikal]

    Hiç yorum yok:

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...