23.04.2006

İşte Bunu Sevmiyoruz!


Uluslararası — Mc Donalds’a günümüzde hemen hemen her ülkede rastlayabilirsiniz. “İşte bunu seviyorum!” sloganıyla ve kocaman bir M harfinden oluşan amblemleriyle bu fast-food devi her ne kadar olabildiğince sevimli görünmeye çalışsa da Mc Donald’s bugün yağmur ormanlarının yok edilmesi anlamına geliyor. Bir başka ifadeyle her gün milyonlarca kişi Mc Donalds’dan “Happy Meal” yerken, gezegenimizin payına dev bir porsiyon “Un-happy Meal” düşüyor.

Amazonlar için bir tanımlamaya gerek yok; sadece adının telaffuz edilmesi bile akıllara; dünyanın eko sisteminde direk rol oynayan, geniş, el değmemiş, vahşi bir ormanı ve insanı hayrete düşüren bir hayatı getiriyor. Fakat, Mc Donald’s ve bir avuç dolusu zengin soya tüccarına göre, Amazonlar tamamen farklı bir şeyi ifade ediyor. Onlara göre Amazonlar ucuz toprak ve ucuz işçi demek. Ucuz toprak çünkü genelde çalıntı, ucuz işçi çünkü ormanları kesen veya çiftliklerde çalışan çoğu insan, aslında köle.

Soya tüccarları yağmur ormanlarını kesmeleri ve soya ekmeleri için çiftçileri teşvik ediyorlar. Tüccarlar bu soyaları alıyor ve gemiyle, tavukların ve domuzların soyayla beslendiği Avrupa’ya götürüyorlar. Daha sonra bu hayvanlar, Mc Donalds’ın Mc Nuggets’ı ve birçok diğer fast food satış yerleri ve süpermarketlerdeki, fast food ürünlerine dönüşüyorlar.

Yağmur ormanlarından restoranlara uzanan bu yolculuk kulağa basit gelebilir fakat, bu soruşturmayı açığa çıkarmak için bir yılı aşkın bir süredir devam eden uydu görüntüleri, hava gözetimleri, önceden yayımlanmamış devlet belgeleri ve karadan izleme yöntemleri kullanılmıştır.Bulduğumuz ise, Amazon’daki yağmur ormanlarının yok edilmesinden başlayıp Mc Donald’s fast food satış yerlerinden, Avrupa’daki süpermarketlere devam eden dünya çapında bir soya ticareti.

“Bu suç Amazonların kalbinden bütün Avrupa yemek sanayisine uzanıyor. Süpermarketler ve Mc Donald’s gibi fastfood devleri, ürünlerinin Amazon’un yok edilmesi, kölelik ve insan haklarının suistimali gibi suçlarla bağlantılardan uzak olduklarına emin olmalıdırlar.” Greenpeace orman kampanyası koordinatörü, Gavin Edwards.

Dünya çapındaki soya ticaretinin çoğunluğu, bir kaç büyük tüccar tarafından kontrol ediliyor: Cargill, Bunge ve Archer Daniel Midland (ADM). Brezilyada bu kartel, çiftçiler için banka rolünü üstlenmekte. Çiftçilere ödünç para vermek yerine, tohum, gübre ve herbisit (istenmeyen bitklileri öldürmek için ilaç) veriyor, ve karşılığında hasat zamanı soya alıyorlar. Sadece Bunge, 2004’te Brezilyalı çiftçilerine, yaklaşık 1 milyar Amerikan dolarına denk gelen tohum, gübre ve herbisit sağlamıştır.

Bu firmalara eskiden yağmur ormanları olan büyük araziler üzerinde dolaylı yoldan kontrol sağlıyor. Üç firma beraber, Brezilya’daki soya üretiminin finansmanının yaklaşık yüzde 60’ınını karşılıyorlar.

Ormandan yoksun bırakılma ve orman yangınları açısından Brezilya’da en kötü durumda olan Mato Grosso şehrinde 2003-04 Amazonlar’daki orman yok olmasının yarısını gerçekleşmiştir. Mato Grosso’nun valisi, Blairo Maggi halk tarafından ‘Soya Kralı’ olarak biliniyor. Kendi muazzam büyük soya şirketi Grupo Andre Maggi bölgedeki soya üretiminin çoğunu kontrol ediyor ve 2002’deki seçiminden beri de, Mato Grosso’daki orman tahribi de yüzde 30 artmıştır.
Amazonların tahribatında bankaların da rolü bulunmakta. Dünya Bankası’nın özel kredi kolu olan Uluslarası Finans Kurum’u (IFC) ortadaki delillerde rağmen, Grupo Andre Maggi’yi “çevreye riski az” diye kabul edip şirkete krediler tayin etti. Başka bankalar da kendi çevre veya sosyal denetlemelerini yapmadan şirkete yüksek tutarda krediler verdi.

Şu ana kadar, Hollanda’nın en büyük tarım bankası olan Rabobank Grupo Andre Maggi şirketine 330 milyon dolarlık borç verdi. Rabobank, IFC’nin hatalı değerlendirmesini kabul ettiklerini, borç verirken kendi değerlendirmelerini yapmadıklarını itiraf etti.

Böylece fast food zincirleri, süpermarketler, soya tüccarları ve büyük bankalar el ele vermiş Amazon yağmur ormanlarını geri dönülmez bir noktaya doğru götürüyorlar.

Eğer soya fasulyelerinin Amazon’daki çiftliklerden Avrupa’daki tavuk üretimlerine 7.000 km (4.400 mil)’lik izlerini biz takip edebiliyorsak, yemek sanayiisinin gıdalarının nerden geldiğini bilmemesi ve Amazon soyalarının tedarik zincirinden çıkartılmasını talep etmemeleri için bir özürleri yok.
Kaynak : Greenpeace Türkiye http://www.greenpeace.org/turkey/news/i-te-bunu-sevmiyoruz

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...