14.11.2011

Amerika'nın GDO lobisi Türkiye'de böyle çalıştı

ABD’nin Türkiye ve diğer ülkelerde yürüttüğü “GDO sağlığa zararlı değil” propagandası, Amerikalı diplomatların yazışmalarıyla ortaya çıktı. GDO’lu ürünler siyasetinin değiştirilmesi için hükümete baskıdan bile söz ediliyor

ABD’nin Türkiye’nin de içlerinde bulunduğu bir çok ülke üzerinde GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) ihracatının zarar görmemesi için, genetiği ile oynanmış gıdaların zararlı olmadığı yönünde lobi faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıktı. Haber sitesi Bianet, Amerikalı diplomatların yazışmalarını yayımlayan Wikileaks belgelerini inceleyerek, ABD’nin Türkiye ve diğer ülkelerde yürüttüğü “GDO sağlığa zararlı değildir” politikasını gözler önüne serdi.

‘Türkiye kaybedilmemeli’
Tüm yazışmalarında Türkiye’de yetkililerden kamuoyuna kadar herkesin “GDO konusunda yanlış bilgi sahibi” olduğunu vurgulayan Amerikalı yetkililerin aynı zamanda her yıl Türkiye’ye yapılan GDO’lu ürün ihracatının tutarlarını da belirterek, Türkiye pazarının kaybedilmemesi gerektiğini vurguladıkları görülüyor.

Türkiye’de GDO’lu gıdalar konusundaki “yanlış bilgilenmenin” önünü kesmek içinse gazetecilerden bilim insanlarına, hükümet yetkililerinden çiftçilere kadar her kesime gerek Türkiye içerisinde gerek yurtdışında genetiği ile oynanmış ürünlerin sağlığa zararlı olmadığını söyleyen Amerikalı uzmanlar tarafından “bilinçlendirme çalışmaları” düzenlenmiş.

‘Bilimsellikten uzaklar’
2005 yılı Şubat ayında ABD Büyükelçisi Edelman’ın Ankara’dan kaleme aldığı belgede, “Türklerin bilimsellikten uzak olduğu”, aynı yıl eylül ayında yazılan bir belgede Türklerin genetiği ile oynanmış gıdalar konusunda “şehir efsanelerine” inandıkları vurgulanıyor. 15 Şubat 2005 tarihli belgede ABD’nin Tarımsal Bioteknoloji Danışmanı Madelyn Spirnak’ın Türkiye hükümeti yetkilileriyle yaptığı “bilinçlendirme” görüşmeleri anlatılıyor.

Belgenin sonuç kısmında Spirnak’ın basına, iş dünyasına, milletvekillerine ulaştığı ve bu kişileri tarımda bioteknolojinin kullanılmasının faydalarına olacağını, tam tersi şekilde kısıtlayıcı bir düzenlemenin ise onlara dezavantaj sağlayacağını anlattığı belirtiliyor. Ayrıca, TÜBİTAK’ın “Bilim ve Teknik” dergisine de ulaşıldığı ve tarımsal bioteknolojinin faydaları konusunda bir makale yayınlama olasılıkları hakkında konuşulduğunun altı çiziliyor.
Belgelerde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği umudu nedeniyle, Avrupa’nın izinden gittiği ve GDO’lu ürünlere kısıtlama getirmek istediği sık sık vurgulanmış.

Yine Eylül 2005 tarihli belgede, “tüm bilimsel verilere rağmen GDO’ların güvenli olmadığına inanan kamuoyunun” bu fikrini değiştirmesi için İllinois Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Bruce Chassy’ nin Türkiye’de çeşitli üniversitelerde konferanslar vermesine kararlaştırılıyor.

4 şehirdeki buluşmalar
Türkiye’ye 2004 yılında 600 milyon dolar değerinde mısır, soya fasulyesi, soya küspesi, bitkisel yağ ve pamuk sattıklarını belirten Amerikalı yetkililer, bu ürünlerin büyük bir kısmının da ya genetiği ile oynanmış ya da genetiği ile oynanmışlardan üretilmişler ürünler olduklarının altını çiziyor ve Türkiye’deki “yanlış bilginin” değiştirilmesi, doğru bir bilgilendirme sağlanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Dr. Chassy de bu kapsamda 4 şehirde akademisyenler, hükümet yetkilileri, öğrenciler ve şirket temsilcileri ile buluşturulmuş. Doktor Chassy’nin aynı zamanda 2005’te Bilim ve Teknik dergisine de röportaj verdiği belirtiliyor.

‘Hükümete alenen baskı’
3 Haziran 2008 yılında yazılan bir belgede de yine Türkiye’nin GDO konusunda AB’yi izlediği, bunun da ABD’nin bu ülkeye olan ihracatını olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Bu durumda, hükümete alenen baskı yaparak GDO’lu ürünler konusundaki siyasetinin değiştirilebileceğine inanılıyor. Ayrıca aynı belgede Türkiye’ye yıllık 1 milyar doların üzerinde GDO’lu ürünlerin satıldığı hatırlatılıyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...