17.10.2007

Küresel ısınma Akdeniz havzasını yakacak

WWF Türkiye Su kaynakları Program Müdürü Buket Bahar Dıvrak, “2 derecelik bir artışla Akdeniz iklimi daha da ısınacak, kuraklık geniş ölçüde hissedilecek ve iklimde değişiklikler görülecek” dedi.

BURSA - Yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar ve kuraklıkla etkisini giderek daha fazla hissettiren küresel ısınmanın, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında 2025 yılında 0.7-1.6 derecelik sıcaklık artışına neden olacağı, 2045-2075 yılları arasında ise sıcaklık artışının 2 dereceyi bulabileceği bildirildi.

WWF Türkiye Su kaynakları Program Müdürü Buket Bahar Dıvrak, küresel ısınmanın en önemli etkilerinden olan kuraklığın son yıllarda yalnızca Türkiye’yi değil, Avrupa’nın birçok bölgesini de etkisi altına aldığını belirterek, kuraklıktan en çok İspanya, Türkiye, Portekiz ve İngiltere’nin zarar gördüğünü söyledi.

Avrupa Çevre Ajansı’nın verilerine göre Avrupa’da kuraklıktan en çok etkilenecek kesimin Akdeniz havzası olduğunu anlatan Dıvrak, Türkiye’de ise Karadeniz ve Marmara bölgelerinin bir kısmının düşük su sorunuyla karşı karşıya kalacağını, Ege ve Orta Anadolu bölgelerininde ise çok ciddi su sıkıntısıyla baş etmek zorunda kalacağını bildirdi.

“SICAKLIKLAR 5 DERECEYE KADAR ARTABİLECEK”
Buket Bahar Dıvrak, 20. yüzyılda dünya sıcaklığının ortalama 0.6 derece, Avrupa sıcaklığının ise 0.95 derece arttığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Özellikle Akdeniz havzasında gelecekteki gelişmelerin etkilerinin, dünya ortalamalarından daha vahim olacağı öngörülmektedir. 2025 yılında, küresel ısınmanın 1 derece olacağı tahmin edilmektedir ve böyle bir durumda Akdeniz havzasında sıcaklıklar 0.7-1.6 derece arasında artacaktır. 20-50 yıl sonra sıcaklık artışının 2 dereceyi bulabileceği tahmin edilmektedir. 2 derecelik bir artışla Akdeniz iklimi daha da ısınacak, kuraklık geniş ölçüde hissedilecek ve iklimde değişiklikler görülecek. Yani bölgedeki sıcaklık artışı şu anki koşullardan 1-2 derece daha artacak. Ancak, İtalya ve Türkiye’nin, denizin hafifletici etkisinden uzak kalan iç kesimlerinde sıcaklıklar 5 dereceye kadar artabilecek.”

AŞIRI SICAK GÜNLERİN SAYISINDA ARTIŞ
Buket Bahar Dıvrak, Akdeniz’de özellikle iç kesimlerde aşırı sıcak günlerin sayısının artması ve bölgenin kuzeyinde yaz mevsiminde yağış miktarının yüzde 30 azalmasının beklendiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“2 derecelik sıcaklık artışı, Güney Akdeniz’de yıl boyunca orman yangını tehlikesini de beraberinde getirecek. Akdeniz’in diğer bölgelerinde ise orman yangını tehlikesinin altı haftaya kadar uzayacağı bildiriliyor. Sıcaklık ve kuraklık tarımsal verimde düşüşe yol açacak. Sıcak hava dalgalarındaki artış ve orman yangınları, yaz aylarında Akdeniz’in tatilcileri kaybetmesine neden olacak. İlkbahar ve sonbahar bazı tatilciler için halen cazip olmaya devam etse de aileler yaz tatillerini başka yerlerde geçirmeyi tercih edecek.”

“BİTKİLERDE BÜYÜK KAYIP OLACAK”
Kuraklığın etkilerinin hissedilmeye başlandığı bölgede, daha kurak iklim, yağış miktarında düşüş, tarımda su tüketiminin giderek artması, yüzey sularının kaybedilmesi gibi sorunların şimdiden büyük sıkıntı yaratmaya başladığına değinen Dıvrak, yapılan son çalışmaların 2 derecelik sıcaklık artışının Kuzey Akdeniz’de bitkilerin yüzde 50 oranında kaybedilmesine yol açacağını gösterdiğini, bu kaybın İspanya’nın kuzeyi, dağları ve özellikle Fransa’da yüzde 80’e kadar çıkabileceğini kaydetti.

Buket Bahar Dıvrak, orman yangınlarındaki artışın, istilacı türlerin ve otların yayılmasına, dolayısıyla orman yangınlarının daha geniş alanlara sıçramasına neden olacağını belirterek, “WWF’nin 2006 yılında yayınlanan raporuna göre, küresel iklim değişikliği Akdeniz havzasını kuraklıkla vuracak” dedi.

Tüm Akdeniz havzasında yağışların son 25 yılda yüzde 20 azaldığının görüldüğünü, 2050’ye gelindiğinde deniz seviyesinin 20-40 santimetre oranında artmasının beklendiğini dile getiren Dıvrak, bu durumun en çok Türkiye ve Cezayir gibi ülkeler ve deltalarının zarar görmesine neden olacağını vurguladı.

Doğal bir olay olan kuraklığın, küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle gelecekte daha sık görülmeye başlanacağına işaret eden Dıvrak, “Eğer su kaynakları hem yağışlı hem kurak dönemlerde iyi yönetilmezse, kuraklık kronik bir sorun haline gelecektir ve etkileri artacaktır. Kuraklığın kronik bir sorun haline gelmesini önlemek için, sürekli artan su talebini yönetmek, bütün sektörlerde verimliliği artırmak, entegre havza yönetimi yaklaşımını hayata geçirmek gerekiyor” diye konuştu.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...