27.06.2011

Dev astreoit Dünya'yı sıyırıp geçecek

Gök bilimciler tarafından çarşamba günü keşfedilen ve 2011 MD olarak adlandırılan bir asteroitin bugün Dünya’nın atmosferini sıyırıp geçmesi bekleniyor. Gezegene 12 bin kilometreye kadar yaklaşacak olan göktaşı, Dünya’nın manyetik alanının etkisinde kalırsa atmosfere de girebilir. 2011 MD, amatör gök bilimciler tarafından teleskoplarla gözlemlenebilecek.


ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), ABD Hava Kuvvetleri ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yürütülen LINEAR programının tespit ettiği 2011 MD, bugün TSİ 19.14’te Dünya’nın üzerinden çok büyük bir süratle geçecek.

NASA yetkilileri, asteroitin yerden 12 bin kilometre yükseklikte, Antarktika’nın açıklarında ve Güney Afrika’nın yaklaşık 3,218 km güneybatısından geçeceğini açıkladı.

Dünya’ya bu kadar yaklaşacak olmasına rağmen, 9-30 metre genişliğindeki 2011 MD tehdit oluşturmuyor. Ancak, asteroitin Dünya’nın manyetik alanından etkilenmesi ve bu yüzden yörüngesinden sapması riski var. Böyle bir durumda, 2011 MD Dünya’nın üzerini kaplayan uydulara çarpabilir.

NASA’nın California eyaletindeki Jet İtiş Gücü Laboratuar’ının verilerine göre, 2011 MD büyüklüğündeki bir gök cismi ortalama 6 yılda bir Dünya’ya yakın bir noktadan geçiyor.

Milliyet

23.06.2011

Avrupa'da cehennem senaryosu

Avrupalı bilim insanları, 2080 yılından itibaren Avrupa'da yaz aylarında sıcaktan kaynaklanacak ölümleri araştırdı.

MADRİD-Avrupalı bilim adamının hazırladığı rapora göre, 2080 yılından itibaren Avrupa’da yaz aylarında sıcaklardan kaynaklanan ölümlerde büyük artış görüleceği iddia edildi.

"Nature Communications" adlı dergide yayımlanan, Fransa, İsviçre, İspanya başta olmak üzere 16 Avrupa ülkesinden gelen bilim adamlarından oluşan grubun raporunda, 2080 yılından itibaren yaz mevsimindeki sıcaklıkların mevcut durumdan ortalama 4,5 derece daha fazla olmasının tahmin edildiği bildirildi. Sıcaklara bağlı olarak görülen ölümlerin 2080 yılından itibaren ciddi bir şekilde artışa geçeceği savunulurken, tüm Avrupa’da yılda 230 bin kişinin bu yüzden ölebileceği ileri sürüldü.

Özellikle Fransa, İspanya, Hırvatistan ve İtalya gibi Akdeniz’e kıyısı olan güney Avrupa ülkelerinin sıcaklardan en çok etkilenecek ülkeler olduğu belirtilirken, buralardaki ortalama yaşam süresinin 9 ay azalabileceği, orta Avrupa’da hemen hemen aynı kalacağı, kuzey Avrupa’da ise yaşam süresinde artış bile görülebileceği kaydedildi. İklim değişikliğinden dolayı yazların daha sıcak olmasına rağmen kışların daha sert olmayacağını belirten bilim adamları, bu yüzden kış aylarında görülen grip, yüksek tansiyon, donma gibi sebeplerden ölümlerin de azalacağını öne sürdü.

Bilim adamlarının araştırmasında, referans olarak verilen 2003 yılı rakamlarına göre, başta yaşlılar ve solunum yetersizliği yaşayanlar olmak üzere tüm Avrupa’da 2003 yazında 70 bin kişinin sıcaklardan dolayı hayatını kaybettiği ifade edildi.(aa)

Radikal

22.06.2011

Japonya'da 6.7 Büyüklüğünde Deprem

Japonya'nın kuzeydoğusunda bu sabah 6,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, depremin ardından 11 Mart'taki felakette yerle bir olan bölge için verilen tsunami uyarısı kaldırıldı.

Japon meteoroloji ajansı, şiddetli depremin yerel saatle 06.51'de (TSİ 00.51) Miyako'nın 50 kilometre açıklarında Büyük Okyanus'ta 20 kilometre derinlikte meydana geldiğini belirtti. Depremde can ve mal kaybı olmadı.

Depremin ardından tsunami uyarısı yapan Japon makamları, ayrıca Ivate bölgesindeki 8 bin hanenin kıyıdan uzaklaşması talimatı verdi.

Yüksek hızlı Şinkansen trenlerinin seferlerini de durduran yetkililer, sabah saatlerinde tsunami uyarısını kaldırdı.

Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen ve şimdiye kadar kaydedilen en şiddetli deprem olan 9 büyüklüğündeki yersarsıntısının ardından Japon takımadalarının kuzeydoğusunu vuran dev tsunami, 23 binden fazla kişinin ölümüne ve kaybolmasına, ayrıca Fukuşima nükleer santralinde büyük bir nükleer kazaya yol açmıştı.

Hürriyet

19.06.2011

Makinelerle Savaşı Çoktan Kaybettik

Apple'ın kurucu ortaklarından Steve Wozniak, insan ırkının çok yakın gelecekte evcil hayvanlara dönüşeceğini iddia etti.

Apple’ın kurucu ortaklarından Steve Wozniak, geçtiğimiz hafta kendisinden beklenmeyen bir açıklama yaptı. Makinelerin savaşı kazandığını ve insan ırkının evcil hayvanlara dönüşeceğini söyledi.

Yenimedyaduzeni.com'un aktardığına göre Wozniak, geçtiğimiz Cuma Avustralya’da yaptığı konuşmada, “Çok üstün varlıklar yaratıyoruz fakat makinelerle olan savaşı kaybedeli çok oldu” diyerek konferansa katılan izleyicileri şaşırttı. Yakın geçmişte özellikle Terminatör filmiyle gündeme gelen olası makine ve insanlar arasındaki savaş konusuna değinen Wozniak, “Hepimiz makinelerin yanında, evcil hayvanlara dönüşeceğiz” dedi.

“Gelecekte neden kendimize daha çok ihtiyaç duyacağız? Biz sadece kolay bir yaşam için çalışıyoruz” diyen Wozniak, düşünme yeteneğine sahip insan gibi görünen makinelerin yıllar önce hayal gibi geldiğini söyledi.

Konuyla ilgili daha sonra şaka yaptığını söyleyen Wozniak şöyle konuştu: “Makinelere karşı savaş kazanma yorumum kısmen şakaydı, ama kazara onları hayatımıza o kadar çok soktuk ki şimdi çıkartamıyoruz. Bizim büyük düşünce işlerimizi makineler yapmaya başladığı zaman bize çok az ihtiyaç kalacak ve bunu asla geri alamazsınız – onları asla kapatamazsınız.”

Çin Sele Teslim

Çin, selle boğuşuyor. Onlarca kasaba su altında ve yüzlerce kişi kayıp.

Çin'in doğusundaki Cecang bölgesinde seller, yüzbinlerce kişinin evsiz kalmasına yol açarken, toplam 2 milyondan fazla kişiyi etkiledi.

Şinhua ajansının haberine göre 171 bin hektar tarım arazisinin sular altında kaldığı sellerde, yaklaşık bin işletme faaliyetlerini durdurdu.

Sellerin yol açtığı zararın 772 milyon dolar olduğu kaydedildi.

NTV

16.06.2011

Güneş'te Beklenmedik Soğuma

Amerikalı astronomlara göre, Güneş beklenmedik şekilde uzun sürecek çok zayıf bir faaliyet dönemine girdi.

Bu durumun dünyanın iklimini etkileyebileceğini belirten bilim adamları, güneşin uzun bir süre sükunet dönemine girdiğinin işaretleri olan, üzerindeki lekelerde belirgin bir azalma ve kutuplarına yakın bölgelerdeki faaliyetlerinde yavaşlama gözlemlediklerini belirttiler.

Bu alanda üç ayrı araştırma yapan ABD'nin Ulusal Güneş Gözlemevi ve Hava Kuvvetleri Laboratuvarı'nda görevli bilim adamları, Güneş'te 2008'de başlayan şu anki döngünün, yüzeyindeki lekelerin sayısı, içindeki faaliyeti, görünen yüzeyi ve tacıyla azami düzeye ulaşmasından, bundan sonraki döngünün çok yavaş olacağını düşündürdüğünün altını çizdiler.

Araştırmalardan birine başkanlık eden Ulusal Güneş Gözlemevinin direktör yardımcısı Frank Hill, ''Eğer yanılmıyorsak, Güneş'in şu anki döngüsü uzun yıllar sürecek yavaşlama dönemi öncesindeki son azami faaliyeti'' diyerek, bu olguyu ''beklenmedik ve alışılmadık'' olarak niteledi ve bunun uzayın keşfinden dünyanın iklimine kadar çok sayıda konuyu etkileyeceğini belirtti.

Geçmişte, Güneş'in uzun dönem zayıf manyetik faaliyete girdiğinde, Dünya'da da soğuma ve buzullaşma görülmüş, bu dönemler boyunca atmosfer soğumuş ve iletişim sistemlerini bozacak şekilde atmosferin büzülmesine ve kutuplarda manyetik fırtınalara yol açmıştı.

Amerikalı bilim adamları, birbirinden tamamen ayrı üç gözlemin de aynı sonuca işaret ettiğini ve Güneş üzerindeki leke döngüsünün bir kış uykusu dönemine girilmekte olabileceğini gösterdiğini söylediler.

Güneş üzerindeki lekeler her 11 yılda bir (bir döngünün süresi) artıyor veya azalıyor, iki döngünün sonunda manyetik kutuplar yer değiştiriyor.

Ancak bilim adamları, Güneş'in faaliyetlerindeki bu azalmanın, Güneş üzerinde hiç leke görülmediği 1645'ten 1715'e 70 yıl süreyle Avrupa'nın küçük bir buzul çağı yaşadığı dönemin ikincisine yol açıp açmayacağını kesin olarak bilmiyorlar.

Avrupalı araştırmacılar, Güneş'teki faaliyetlerin önemli biçimde azalmasının bile dünyada insanın neden olduğu karbondioksit salımının yol açtığı ısınmayı telafi etmeyeceğini belirterek, hesaplarına göre, geçmişte Avrupa kıtasının yaşadığı mini buzul çağında sıcaklıkların 0,3 santigrat derece düştüğünü, BM uzmanlar komisyonunun ise yüzyıl sonuna dek sıcaklık artışı öngörüsünün 3,7 ile 4,5 santigrat olduğunu vurguluyorlar.

NTV
Bilim.Org

13.06.2011

Kütahya'da siyanür dehşeti!

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Dulkadir köyünde, siyanür karıştığı iddia edilen şebeke suyundan içen 4 kişi hastaneye kaldırıldı.

Siyanürle gümüş üretilip işlenen ve geçen ay atık su barajında çökme oluşan Eti Gümüş A.Ş'ye ait tesislere 3 kilometre uzaklıktaki köyde yaşayan aynı aileden Mehmet (36), Emeti (28) ve Emine Sözer (28) ile Leyla Sert (30) şebeke suyu içmelerinden bir süre sonra rahatsızlandı.

Yakınları tarafından Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesine kaldırılan ve zehirlenme tanısıyla gözlem altına alınan 4 kişinin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Zehirlenmelerin siyanüre bağlı olup olmadığının yapılacak laboratuvar analizlerinin sonucuna göre belirleneceği bildirildi.

Bu arada köyde şebeke suyu içtikleri öne sürülen 1 inek, 2 koyun, 7 ördek ve 8 civcivin ise telef olduğu ifade edildi.

Köy Muhtarı Selim İlhan, İl Sağlık Müdürlüğü laboratuvarında yapılan analizlere göre köyün içme suyu şebekesindeki siyanür oranının baraj suyundaki siyanür oranı ile aynı olduğunu ileri sürdü. İlhan, ''Köyümüzden 4 kişi zehirlendi. Şu anda hastanede gözlem altında tutuluyorlar. İl Tarım Müdürlüğünden gelen görevliler, içme suyundan numune aldı. Köyümüzün içme suyu ile tesiste kullanılan içme suyu aynı kaynaktan çıkıyor. Köyümüzde 55 kişi yaşıyor. Şu anda şebeke suyumuzu önlem amacıyla kapattık. Tavşanlı Belediyesince köyümüze tankerle içme suyu gönderildi'' diye konuştu.

Öte yandan Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu ve Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu, Dulkadir köyü ve çevresinde incelemelerde bulundu.

"SABOTAJ VAR"
Eti Gümüş A.Ş. Genel Müdürü Ergun Kılıç, Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Dulkadir köyünün içme suyuna siyanür karıştığı iddiasına ilişkin, ortada bir sabotaj olduğunu iddia ederek, ''Dün öğleden sonra nasıl olmuşsa biri gitmiş, fabrikanın özelleştirilmesinden bu yana gerektiğinde Dulkadir köyüne su verilen ve iki aydır tamamen kapalı olan hattın vanasını açmış'' dedi.

Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dulkadir köyünden bazı kişilerin siyanürlü suyu içerek öldüğüne ilişkin çeşitli internet sitelerinde yer verilen haberlerin asılsız olduğunu söyledi.

Fabrikanın özelleştirilmesinden önce köye su sağlanan ve zaman zaman açık tutulan hattın iki aydır kapalı olduğunu, buradan köye su verilmediğini belirten Kılıç, şöyle konuştu:

''Ortada bir sabotaj var. Dulkadir köyüne giden bir su hattı var. Dün öğleden sonra nasıl olmuşsa biri gitmiş, fabrikanın özelleştirilmesinden bu yana gerektiğinde Dulkadir köyüne su verilen ve iki aydır tamamen kapalı olan hattın vanasını açmış. O hatta bizim içme suyu hattımızın dışında, özelleştirmeden önce devletin yaptığı bir şebeke suyu var. O vanayı kim açmış bilmiyoruz. Oraya gönderdiğimiz bir içme suyu yok. Regülatör suyu ile bir bağlantımız yok. Depolar boş, hiçbir şekilde depoda su yok. Bunlar İl Sağlık Müdürlüğü tarafından tespit edildi. Durup dururken havuzdaki siyanürlü suyu, vanayı açıp köye verir miyiz? Ne olduğunu araştırıyoruz.''

KÖYÜN BULUNDUĞU ALANIN SATIN ALINMASI GİRİŞİMİ
Kılıç, akla hayale gelmeyecek bir durum yaşandığını, bunun bir ''suikast'' olduğunu söyledi.

Hem güvenlik güçleri hem de kendilerinin şüphelendikleri kişiler olduğunu dile getiren Kılıç, ''Bu suyun kesinlikle Dulkadir'e gitmemesi gerekiyor. Fabrika dışından olması muhtemel kişi veya kişilerce vana açılmış. Bu su, işletme içerisinde kullanılıyordu ve bu olay meydana geldi'' diye konuştu.

Kılıç, devlet kurumlarının kendilerinden Dulkadir köyünün bulunduğu alanı satın almalarını istediğini, bunu yapmazlarsa kamulaştıracaklarını söylediklerini anlattı.

Bunun üzerine köylülerle görüştüklerini bildiren Kılıç, ''Orada dağdan gelen arsenik sorunu var ve bizimle hiçbir alakası yok. Köylüler, köyü terk etmek istediklerini söylediler. 100'den fazla dönümlük bir alan söz konusu. Köylülere, burayı alabileceğimizi söyledik. Bize geldiler ve aile başı yüklü miktarlarda para istediler. Bu sabotaj, bazı kişilerin bizden para koparmak için yaptığı bir iş'' dedi.

AA

8.06.2011

Dünyayı Sarsacak Patlama

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), dün Güneş’te olağandışı bir fırtına yaşandığını ve önümüzdeki birkaç gün boyunca çok sayıda uydunun fırtınadan olumsuz etkilenebileceğini belirtti.

Ulusal Hava Bürosu (NWS) yetkilileri, “2006’dan bu yana Güneş’te yaşanan en büyük fırtınaya tanık olduklarını ve ortaya çıkacak jeomanyetik etkilerin bugünden itibaren kendisini göstermeye başlayabileceği” uyarısını yaptı.

NWS’den Bill Murtagh, “M-2 (orta ölçekli) Güneş fırtınasının dün TSİ 08.41’de gerçekleştiğini” açıkladı. Murtagh, “İlk patlamanın çok büyük olmadığını gördük ancak açığa çıkan radyasyon ve materyalin boyutu çok büyük… Güneş’te yaşanan bu büyük patlamayı izlemek gerçekten etkileyici” dedi.

NASA’nın, Güneş fırtınasına ait görüntüleri inceleyen laboratuarlarından yapılan açıklamada, “patlamanın doğrudan Dünya’ya yönelmediği, bu yüzden etkisinin tahmin edilenden daha az olacağı” belirtildi.

Yapılan açıklamada, “Güneş mantar şeklini alan enerji parçacıkları püskürdü. Parçacıklar dağılarak neredeyse Güneş'in yüzeyinin yarısını kaplayacak bir alana yayıldı” denildi.

ETKİSİ 21.00’DA BAŞLIYOR
Murtagh, “Patlamayı yakından takip ettiklerini, çünkü Dünya ile Güneş arasındaki manyetik alanların çarpışmasına neden olabileceğini” belirtti. Güneş ile Dünya arasındaki manyetik alanlar birbirlerine 150 milyon kilometre mesafede bulunuyor.

NASA’lı yetkililer, Güneş patlamasının neden olduğu orta ölçekli jeomanyetik fırtınanın bugün TSİ 21.00’da etkisini göstermeye başlayacağını ve 12 ile 24 saatlik bir süre için geçerli olacağını belirtti. Yetkililer ayrıca, “2006 yılında yüksek enerjili proton parçacıklarının uzaya saçıldığı Güneş patlamasının ardından, en büyük patlamayla karşı karşıya olunduğunu” ifade etti.

İLK UYDULAR ETKİLENECEK
Güneş patlamasının neden olduğu jeomanyetik fırtına, enerji şebekelerinin, GPS uydularının ve kutup bölgelerindeki uçuşları olumsuz etkileyebilir.

Murtagh, “Eğer durumu iyi idare edersek zarar görmemiz söz konusu değil… Radyasyon saçan fırtınaların yaşandığı günlerde, kutup bölgeleri üzerinden geçen uçakların rotalarını değiştirmesi gerekiyor dedi.

Öte yandan, aurora borealis (kuzey ışıkları) ve aurora australis (güney ışıkları), 8-9 Haziran tarihlerinde geç saatlerde görünebilecek.

6.06.2011

Şili Puyehue Yanardağı'ndan Görüntüler


Şili'nin güneyinde bulunan Puyehue yanardağı faaliyete geçti. Yanardağın püskürttüğü küller yaklaşık 10 kilometre yüksekliğe erişirken, gökyüzü yoğun bir duman tabakasıyla kaplandı. Ortaya çıkan görüntüler ise görenleri korkuttuğu kadar büyüledi.

Yanardağın patlaması, Şili Ulusal Jeoloji ve Madencilik Kurumu’nun yaptığı sismik uyarıların ardından geldi. Bölgede yanardağdaki faaliyetten kaynaklanan saatte 230 sarsıntının kaydedildiği bildiriliyor.

Şili yetkililer, yanardağın faaliyete geçmesine neden olan patlamanın 10 km yüksekliğe erişen gaz sütunları oluşturduğunu belirtti.

PUYEHUE YANARDAĞINDAN GÖRÜNTÜLER

Başkent Santiago’nun 870 kilometre güneyindeki yanardağın kül ve lav püskürttüğü esnada yıldırımların çakması, Şili halkına korku salan doğa olayını bir o kadar etkileyici görüntülere boğdu.

Puyehue, sadece Şili’yi değil, binlerce kilometre ötedeki komşu Arjantin’i de etkiledi. İki ülke arasındaki sınır geçişleri kapatılırken, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’ten 1,600 km uzaklıktaki Nahuel Huapi gölü, yanardağın külleriyle kaplandı.

Yanardağın civarında yaşayan 600 kişi güvenli bölgelere tahliye edildi. Yetkililer, yanardağın etrafında yaklaşık 3 bin 500 kişinin yaşadığını belirtti.

Hürriyet

5.06.2011

Şili'de yanardağ paniği

Los Rios bölgesinin valisi, yanardağın ağzından çıkan ateşin görülebildiğini, gökyüzüne yoğun bir duman tabakasının yükseldiğini söyledi.

Volkanın yakınında yaşayan 600 kişinin de tahliye edildiği belirtildi.

Bölgede yanardağdaki faaliyetten kaynaklanan saatte 230 sarsıntının kaydedildiği bildiriliyor.

NTV
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...