NASA'nın yeni ortaya çıkan raporu, ilk kez farklı bir felaketi öngörüyor ve olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012...
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nce (NASA) hazırlanan raporda, şimdiye kadar pek de düşünülmeyen, farklı bir felaketten söz ediliyor. Raporda ne küresel ısınma, ne depremler, ne süper-volkan, ne göktaşı çarpması var.
Raporda, Güneş'te meydana gelmesi beklenen büyük bir fırtınadan söz ediliyor. Bunun, Dünya'da yaratacağı etkiler ise "kötü bir kehanet" ya da bir korku filmi senaryosundan farksız...
Güneş yüzeyinde meydana gelen büyük fırtınalarla ortaya çıkan plazma toplarının Dünya'daki enerji şebekelerini çökerterek insanlığı mutlak bir çöküşe sürükleyebileceği uyarısı yapılıyor.
NASA'nın Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'yle ortaklaşa hazırladığı raporda, Güneş'te meydana gelen enerji patlamalarının bugüne kadar Dünya'daki enerji ve iletişim hatlarında görece kısa süreli ve küçük çaplı hasarlara yolaçtığı, ancak büyük çaplı bir patlamanın Dünya'nın manyetik alanına muazzam bir hasar verebileceği kaydedidildi.
Bahsi geçen patlamalardan bugüne kadar kayıtlara geçen tek örneğin 1859'da yaşanan "Carrington Olayı" olduğu belirten uzmanlar, benzer bir patlamanın Kuzey Amerika, İskandinavya, Avrupa ve Çin üzerinde on yıllarca onarılamayacak tahribata yolaçabileceğini söylüyor.
Güneş yüzeyindeki olası bir büyük patlamanın, Dünya'da saatler içerisinde tüm enerji hatlarını eriterek kullanılamaz hale getirebileceği, bunun sonucunda da altyapının çökeceği ve insanlığın Taş Devri'ne dönüş yaşayacağı öngörülüyor. NASA'nın raporunda böyle bir felaket için olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012...
[Hürriyet]
29.03.2009
NASA : 12 Eylül 2012
24.03.2009
Danimarka'da Doğanın İntikamı
Danimarka'da bir sağlık taraması, çevreye verilen zararların insana geri döndüğünü acı bir şekilde ortaya koyuyor. Ülkede pek çok çocuğun vücudunda yüksek miktarda toksik maddenin biriktiği tespit edildi.
Uzmanların kaynağını henüz tam olarak tespit edemediği durumla ilgili olarak, politikacılar ve bilim adamları hükümeti yetersizlikle suçluyor.
Danimarka'da yapılan bir sağlık taraması çok ciddi bir durumu ortaya çıkardı. Test sonuçlarında, birçok çocuğun vücutlarında kaynağı henüz belirlenemeyen toksik madde birikimi olduğu tespit edildi.
Karen Hakkerup adlı kadının 5 yaşındaki kızının vücudunda annesinin tam 4 katı kurşun bulundu. Kurşundan başka, küçük kızda 15 farklı zararlı maddenin daha varolduğu görüldü.
Bu maddelerin küçük kızın vücuduna nereden geldiği henüz bilinmiyor. Anne, hükümeti sorunu araştırmak için yeterli yatırım yapmamakla suçluyor. Küçük kızın gittiği kreşteki anne babaların hepsi endişe içinde.
Çünkü kurşun gibi ağır metaller vücuttan atılamıyor ve kanserojen etkiye sahip. Ülkedeki politikacılar ve uzmanlar ise hükümetin sorunu çözmek için yeterli kaynağı ayırmadığını iddia ediyor.
[TRT]
Uzmanların kaynağını henüz tam olarak tespit edemediği durumla ilgili olarak, politikacılar ve bilim adamları hükümeti yetersizlikle suçluyor.
Danimarka'da yapılan bir sağlık taraması çok ciddi bir durumu ortaya çıkardı. Test sonuçlarında, birçok çocuğun vücutlarında kaynağı henüz belirlenemeyen toksik madde birikimi olduğu tespit edildi.
Karen Hakkerup adlı kadının 5 yaşındaki kızının vücudunda annesinin tam 4 katı kurşun bulundu. Kurşundan başka, küçük kızda 15 farklı zararlı maddenin daha varolduğu görüldü.
Bu maddelerin küçük kızın vücuduna nereden geldiği henüz bilinmiyor. Anne, hükümeti sorunu araştırmak için yeterli yatırım yapmamakla suçluyor. Küçük kızın gittiği kreşteki anne babaların hepsi endişe içinde.
Çünkü kurşun gibi ağır metaller vücuttan atılamıyor ve kanserojen etkiye sahip. Ülkedeki politikacılar ve uzmanlar ise hükümetin sorunu çözmek için yeterli kaynağı ayırmadığını iddia ediyor.
[TRT]
Etiketler:
çevre kirliliği,
danimarka,
denmark
19.03.2009
Denizde Yanardağ Patlaması
Denizin dibinde bir yananrdağ faaliyete geçince müthiş görüntüler ortaya çıktı.
Güney Pasifik'te Tonga açıklarında deniz dibindeki bir yanardağ harekete geçince kısa süreli bir panik yaşandı. Ama yetkililer bölgede yaşayan insanların hayatının tehlikede olmadığını açıkladı.
RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ
Bilim insanları ise yanardağın nasıl faaliyete geçtiğini araştırmak için bölgeye bir araştırma gemisi gönderdi. Geçen pazartesiden bu yana denizin içinden dumanlar yükseliyor.
Tongolu yetkililer yanardağ patlamasıyla birlikte adalarda birden çok deprem meydana geldiğini belirtti.
[Hürriyet]
16.03.2009
Türkiye için korkutan senaryo
Son aylarda yaşanan büyük bir iklim değişimini hakkında korkutan senaryo.
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve uğramaya devam ettiğini kaydederek, "Değişim sonucu yaşanan yağışların sürmesi halinde, önümüzdeki günlerde sel ve çığ felaketleri gündeme gelebilir" dedi.
Düzenli, yaptığı açıklamada, dünya genelinde yaşanan kuraklığın sona erdiğini ve bu kez de mevsim normallerinin üzerinde yağışların gündeme geldiğini kaydetti.
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesindeki verilere göre, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve bu değişimin sürdüğünü kaydeden Düzenli, şöyle konuştu:
"Nemlilik ve yağış, bununla beraber de sıcaklık artmış durumda. Ne var ki yağışlı günlerde sıcaklıklar düşmekte. Bu durum özellikle batı kesimlerde hissediliyor. Eğer yağışlardaki artış bu şekilde giderse, yer altı suları ve toprak yeteri kadar doyduğu için yağışı bağlayamayacak. Yağan su toprak üstünden akıp gidecek ve toprak üstünde büyük bir su hareketi meydana getirecek. Yani su taşkınları ve seller gündeme gelecek. Ayrıca, doğuda çığ felaketleri yaşanabilecek."
İlk belirtiler
Yaşanacak doğal felaketlerin ilk belirtilerinin görülmeye başladığını söyleyen Düzenli, "Barajlar yağışlar nedeniyle dolduğu için kapakları açılıp fazla su boşaltılmaya başlandı. Ayrıca İstanbul ve Balıkesir bölgelerinde küçük çaplı su baskınlarının olduğu haberleri gelmekte. Bunlar önümüzdeki günlerde yaşanacakların ilk belirtileri" dedi.
Tüm yetkilileri ve vatandaşları gerekli önlemleri almaya çağıran Düzenli, "Bu tedbirleri, özellikle, doğal felaket riski taşıyan alanlar, çay, dere ve nehir yatakları, denizlerdeki büyük dalgaların ve gel-gitlerin görüldüğü bölgeler, çığ ve kar erimesinin olabileceği dağlar ve eteklerindeki bölgelerde almalıyız" diye konuştu.
[Haber3]
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve uğramaya devam ettiğini kaydederek, "Değişim sonucu yaşanan yağışların sürmesi halinde, önümüzdeki günlerde sel ve çığ felaketleri gündeme gelebilir" dedi.
Düzenli, yaptığı açıklamada, dünya genelinde yaşanan kuraklığın sona erdiğini ve bu kez de mevsim normallerinin üzerinde yağışların gündeme geldiğini kaydetti.
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesindeki verilere göre, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve bu değişimin sürdüğünü kaydeden Düzenli, şöyle konuştu:
"Nemlilik ve yağış, bununla beraber de sıcaklık artmış durumda. Ne var ki yağışlı günlerde sıcaklıklar düşmekte. Bu durum özellikle batı kesimlerde hissediliyor. Eğer yağışlardaki artış bu şekilde giderse, yer altı suları ve toprak yeteri kadar doyduğu için yağışı bağlayamayacak. Yağan su toprak üstünden akıp gidecek ve toprak üstünde büyük bir su hareketi meydana getirecek. Yani su taşkınları ve seller gündeme gelecek. Ayrıca, doğuda çığ felaketleri yaşanabilecek."
İlk belirtiler
Yaşanacak doğal felaketlerin ilk belirtilerinin görülmeye başladığını söyleyen Düzenli, "Barajlar yağışlar nedeniyle dolduğu için kapakları açılıp fazla su boşaltılmaya başlandı. Ayrıca İstanbul ve Balıkesir bölgelerinde küçük çaplı su baskınlarının olduğu haberleri gelmekte. Bunlar önümüzdeki günlerde yaşanacakların ilk belirtileri" dedi.
Tüm yetkilileri ve vatandaşları gerekli önlemleri almaya çağıran Düzenli, "Bu tedbirleri, özellikle, doğal felaket riski taşıyan alanlar, çay, dere ve nehir yatakları, denizlerdeki büyük dalgaların ve gel-gitlerin görüldüğü bölgeler, çığ ve kar erimesinin olabileceği dağlar ve eteklerindeki bölgelerde almalıyız" diye konuştu.
[Haber3]
Etiketler:
küresel iklim değişikliği,
türkiye
5.03.2009
Denizli'de okullara deprem tatili
Son günlerde sarsıntıların yaşandığı Denizli’de, deprem beklentisi nedeniyle okullar 1 gün süreyle tatil edildi.
Denizli Valisi Yavuz Erkmen, kriz masasıyla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Vali Erkmen, olası bir deprem beklentisi nedeniyle kentteki tüm okulların 1 gün süreyle tatil edildiğini açıkladı.
Denizli'de Mart ayı başından beri küçük büyüklüklerde deprem fırtınası yaşanıyor. Kentte 1 Mart Pazar günü 3.0, 3.0, 3.1, 3.2, 3.0, 3.0, 3.3, 3.4, 3.1 ve 3.2, 2 Mart Pazartesi günü 3.0, 3.0, 3.3, 3.2, 3.1, 3.3, 3.2, 3.1, 3.2 ve 3.0, 3 Mart Salı günü 3.0 büyüklüğünde sarsıntılar yaşandı.
Denizli'de kaydedilen depremlerin ardından Afet İşleri, Bayındırlık ve Pamukkale Üniversitesi’nden jeoloji uzmanları, çeşitli incelemeler yapıyorlardı.
Uzmanların bölgede “olağanüstü bir hareketlilik olduğunu” açıklaması üzerine, okulların tatil edilmesine karar verildi.
Denizli Valisi Yavuz Erkmen, kriz masasıyla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Vali Erkmen, olası bir deprem beklentisi nedeniyle kentteki tüm okulların 1 gün süreyle tatil edildiğini açıkladı.
Denizli'de Mart ayı başından beri küçük büyüklüklerde deprem fırtınası yaşanıyor. Kentte 1 Mart Pazar günü 3.0, 3.0, 3.1, 3.2, 3.0, 3.0, 3.3, 3.4, 3.1 ve 3.2, 2 Mart Pazartesi günü 3.0, 3.0, 3.3, 3.2, 3.1, 3.3, 3.2, 3.1, 3.2 ve 3.0, 3 Mart Salı günü 3.0 büyüklüğünde sarsıntılar yaşandı.
Denizli'de kaydedilen depremlerin ardından Afet İşleri, Bayındırlık ve Pamukkale Üniversitesi’nden jeoloji uzmanları, çeşitli incelemeler yapıyorlardı.
Uzmanların bölgede “olağanüstü bir hareketlilik olduğunu” açıklaması üzerine, okulların tatil edilmesine karar verildi.
4.03.2009
Tehlike 'Teğet' Geçti!
Avustralyalı gökbilimcileri, İngiltere’nin başkenti Londra’yı haritadan silecek büyüklükte bir göktaşının dünyayı ıskalayıp geçtiğini açıkladı.
Avustralya’nın ‘Siding Spring Survey’ gözlem merkezinde görevli gökbilimciler, 1908 yılından Sibirya’nın Tunguska semalarında patlayan ve binlerce atom bombası gücündeki ‘2009 DD45’ adlı göktaşının, Cumartesi günü dünyanın çok yakınından hızla geçerek ıskaladığını duyurdu. Uluslararası Astronomi Birliği’ne bağlı Küçük Gezegen Merkezi (Minor Planet Center) de olayı doğruladı.
Amerikan ‘Planetary Society and Astronomers’, tahmini büyüklüğü 21 ve 47 metre (68 ve 152 feet) arasında değişen 2009 DD45 adlı göktaşının, pazartesi günü saat 13.44'de dünyanın yakınından geçtiğini bildirdi.
GÜNEŞTEN BİLE ÇOK PARLAK
Tunguska semalarında meydana gelen patlama 20'nci yüzyılın en büyük kozmik bilmecelerinden biri olarak hafızalarda yer edinmişti. Görgü tanıkları, 30 Haziran günü sabah 07.00'da gökten inen dev bir ateş topun ‘güneşten bile çok parlak’ olduğunu ifade etmişti.
Patlamada 2 bin kilometrekarelik bir alanda bulunan yaklaşık 80 milyon ağaç kibrit çöpü gibi devrilirken, hayvanlar yanıp kavrulmuştu. Gökten inen dev ateş topu, Tunguska Irmak yatağını kömürleşmiş bir çöle dönüştürmüştü. Sismik ölçüm istasyonlarında kaydedilen olağanüstü vakanın etkisi daha sonra araştırmacılar tarafından hesaplanmış ve çarpışmanın on megatonluk hidrojen bombasına eşit olduğu ortaya çıkmıştı.
[Radikal]
[Uzay ve Astronomi]
Avustralya’nın ‘Siding Spring Survey’ gözlem merkezinde görevli gökbilimciler, 1908 yılından Sibirya’nın Tunguska semalarında patlayan ve binlerce atom bombası gücündeki ‘2009 DD45’ adlı göktaşının, Cumartesi günü dünyanın çok yakınından hızla geçerek ıskaladığını duyurdu. Uluslararası Astronomi Birliği’ne bağlı Küçük Gezegen Merkezi (Minor Planet Center) de olayı doğruladı.
Amerikan ‘Planetary Society and Astronomers’, tahmini büyüklüğü 21 ve 47 metre (68 ve 152 feet) arasında değişen 2009 DD45 adlı göktaşının, pazartesi günü saat 13.44'de dünyanın yakınından geçtiğini bildirdi.
GÜNEŞTEN BİLE ÇOK PARLAK
Tunguska semalarında meydana gelen patlama 20'nci yüzyılın en büyük kozmik bilmecelerinden biri olarak hafızalarda yer edinmişti. Görgü tanıkları, 30 Haziran günü sabah 07.00'da gökten inen dev bir ateş topun ‘güneşten bile çok parlak’ olduğunu ifade etmişti.
Patlamada 2 bin kilometrekarelik bir alanda bulunan yaklaşık 80 milyon ağaç kibrit çöpü gibi devrilirken, hayvanlar yanıp kavrulmuştu. Gökten inen dev ateş topu, Tunguska Irmak yatağını kömürleşmiş bir çöle dönüştürmüştü. Sismik ölçüm istasyonlarında kaydedilen olağanüstü vakanın etkisi daha sonra araştırmacılar tarafından hesaplanmış ve çarpışmanın on megatonluk hidrojen bombasına eşit olduğu ortaya çıkmıştı.
[Radikal]
[Uzay ve Astronomi]
3.03.2009
Balina ve Yunuslar Yine Kıyıya Vurdu!
Avustralya'nın Tazmanya kıyılarında karaya vuran 150 balina ile yunusların yarısı telef oldu.
Yine toplu balina intiharı...
Balinaların göç yolu üzerinde bulunan Avustralya'nın Tazmanya kıyıları yine toplu intihara sahne oldu.
200 kadar pilot balinayla 12 şişe burunlu yunus kendini kıyıya vurdu.
Balinaların 150'si ile yunusların yarısı telef olurken görevliler ve gönüllüler hayatta kalanları derin sulara döndürmeye çalışıyor.
Islak tutulmaya çalışılan şişe burunlu yunusların balinalarla birlikte kıyıya vurmasının olağan olmadığı belirtiliyor.
Son üç ay içinde Tazmanya kıyılarında balinaların kıyıya vurma olaylarının sıklaştığına, dikkat çekiliyor.
Bilimadamları, balinaların neden gruplar halinde kıyıya vurduğu sorusuna uzun zamandır cevap arıyor.
Denizlerde insan faaliyetlerinin ve gemilerin çıkardıkları seslerin deniz hayvanlarının yön bulma duyusunu olumsuz etkilediği sanılıyor.
[TRT]
Yine toplu balina intiharı...
Balinaların göç yolu üzerinde bulunan Avustralya'nın Tazmanya kıyıları yine toplu intihara sahne oldu.
200 kadar pilot balinayla 12 şişe burunlu yunus kendini kıyıya vurdu.
Balinaların 150'si ile yunusların yarısı telef olurken görevliler ve gönüllüler hayatta kalanları derin sulara döndürmeye çalışıyor.
Islak tutulmaya çalışılan şişe burunlu yunusların balinalarla birlikte kıyıya vurmasının olağan olmadığı belirtiliyor.
Son üç ay içinde Tazmanya kıyılarında balinaların kıyıya vurma olaylarının sıklaştığına, dikkat çekiliyor.
Bilimadamları, balinaların neden gruplar halinde kıyıya vurduğu sorusuna uzun zamandır cevap arıyor.
Denizlerde insan faaliyetlerinin ve gemilerin çıkardıkları seslerin deniz hayvanlarının yön bulma duyusunu olumsuz etkilediği sanılıyor.
[TRT]
Etiketler:
avusturalya,
balina intiharları,
yunuslar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)