Brezilyalı araştırmacılar Küresel ısınmanın Amazon yağmur ormanlarını 100 yıl içersinde savanaya dönüştürebileceğini söylüyor.
(AP) Araştırmacıların açıkladığına göre, Küresel ısınma dünyanın geriye kalan en büyük tropik yağmur ormanını savanaya dönüştürerek sonunu getirebilir.
Brezilya Ulusal Uzay Araştırma Enstitüsünden meteorolojist Jose Antonio Marengo, küresel ısınmanın, eğer kontrol altına alınamazsa, ekolojik olarak zengin bölgedeki yağış miktarını düşüreceği ve sıcaklıkları yükselteceğini söyledi.
Associated Press'a "İki senaryo üzerinde çalışıyoruz: en kötü durum ve ikincisi, daha iyimser olanı," dedi.
Morengo, "En kötü senaryoda 2100'e kadar yağış miktarı %15 ila %20 arasında azalırken, sıcaklıklar 5 ila 8 derece artacak. Bu Amazon yağmur ormanını savana tipi bir araziye dönüştürecektir.", dedi.
Morengo'nun dediğini göre, bu senaryo küresel ısınmayı engellemeye karşı hiçbir önemli adımın atılmadığını ve ormansızlaştırmanın şuanki hızıyla devam ettiğini farz etmektedir.
Daha iyimser olan senaryo ise, hükümetlerin küresel ısınmayı durdurmaya yönelik daha etkili adımlar attığını farz eder. Yine de Amazon bölgesindeki sıcaklıklar 3 ila 5 derece artacak ve yağış miktarı %5 ila %15 oranında düşecek.
"Eğer kirlilik kontrol altına alınır ve ormansızlaştırma azaltılırsa, sıcaklık 2100'de yaklaşık 5 derece artacaktır," diyor Marengo. "Bu senaryoda, yağmur ormanı tam bir çöküş noktasına gelmeyecek."
Marengo'nun bulguları iki yıl önce başlamış ve 2010'a kadar devam edecek olan $373,000'lık çalışmanın bir parçasıydı. Dünya Bankası ve İngiliz Devleti tarafından finanse edilen çalışma, 100 yıl boyunca Brezilya'yı etkileyecek iklim değişikliklerini yansıtmaya çabalıyor. Avrupa devletleri sık sık Brezilya'nın Amazon yağmur ormanı üzerine çevresel ve koruma çalışmalarını finanse etmektedirler.
1.6 mliyon mil karenin üzerine yayılan Amazon ormanları Brezilya'nın yaklaşık %60'nını kaplıyor. Dünyanın temiz suyunun beşte birini ve dünya zerinde bitki ve hayvan türlerinin yaklaşık %30'unu içermektedir. Ve hala büyük ölçüde araştırılamamıştır.
31.12.2006
29.12.2006
Çin'in ilk iklim değişimi raporu
Çin'in ilk iklim değişimi raporundan korkunç uyarılar
Çin'in Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Çin'in ilk iklim değişikliği raporunda şu ifadeler bulunmakta:
- Çin'deki sıcaklıklar ilerki on yılda hissedilir derecede artacak ve su kesintileri daha da kötüleşecek.
- İnsan aktivitesiyle açığa çıkan sera gazları iklim değişikliğiyle ilgili olarak çok daha ciddi problemlere yol açacak.
- Küresel iklim değişikliği ulusun daha fazla gelişmesi üzerinde bir etkiye sahiptir.
- 2000 yılı ile karşılaştırıldığında, Çin'in yıllık ortalama sıcaklığı 2050 yılında 3.3 derece kadar artacak.
- 2100 yılında, ortalama sıcaklık 6 derece kadar yükselebilecek.
- Yalnızca on yılda, ortalama sıcaklığın 1.3 ila 2.1 derece arasında artacağı Çin'de küresel ısınma hissedilmeye başlayacak.
- Yağış miktarı gelecek on yılda şiddetli bir şekilde artacak, 2100'de ise %17lik bir artış gösterecek. Fakat bu Çin'in sık sık kuraklık çeken çiftçilerine bir fayda sağlamayacak.
- Kuzey Çin'in daha fazla yağış alacağı umulsa da, yüksek sıcaklıkların sebep olduğu hızlı buharlaşmadan dolayı su kesintileri artacak.
- Kuraklık, sıcak hava dalgaları ve diğer uç hava koşulları da Çin'de daha sık görülmeye başlayacak.
Çin'in Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Çin'in ilk iklim değişikliği raporunda şu ifadeler bulunmakta:
- Çin'deki sıcaklıklar ilerki on yılda hissedilir derecede artacak ve su kesintileri daha da kötüleşecek.
- İnsan aktivitesiyle açığa çıkan sera gazları iklim değişikliğiyle ilgili olarak çok daha ciddi problemlere yol açacak.
- Küresel iklim değişikliği ulusun daha fazla gelişmesi üzerinde bir etkiye sahiptir.
- 2000 yılı ile karşılaştırıldığında, Çin'in yıllık ortalama sıcaklığı 2050 yılında 3.3 derece kadar artacak.
- 2100 yılında, ortalama sıcaklık 6 derece kadar yükselebilecek.
- Yalnızca on yılda, ortalama sıcaklığın 1.3 ila 2.1 derece arasında artacağı Çin'de küresel ısınma hissedilmeye başlayacak.
- Yağış miktarı gelecek on yılda şiddetli bir şekilde artacak, 2100'de ise %17lik bir artış gösterecek. Fakat bu Çin'in sık sık kuraklık çeken çiftçilerine bir fayda sağlamayacak.
- Kuzey Çin'in daha fazla yağış alacağı umulsa da, yüksek sıcaklıkların sebep olduğu hızlı buharlaşmadan dolayı su kesintileri artacak.
- Kuraklık, sıcak hava dalgaları ve diğer uç hava koşulları da Çin'de daha sık görülmeye başlayacak.
Kış geldi; kuş gribi de...
VİETNAM - Vietnam Tarım Bakanı, 24 Aralık Pazar günü Cao iki eyalette kuş gribi salgını görüldüğünü açıkladı. Kuş Gribi Kontrolü Ulusal İdare Komitesinin de başkanı olan bakan, hastalıkla mücadele için hızla yeni politikaların uygulanması için çalıştıklarını söyledi.
Ca Mau valisi Tran Van Thoi bölgesinde salgının görüldüğü üç yerde hastalığın kontrol altına alındığını, ve yaklaşık 6,000 kanatlı hayvanın öldürüldüğünü açıkladı.
Bac Lieu eyaletinde ise, Hoa Binh bölgesindeki 1,500ü aşkın kümes hayvanının öldürülmesinden sonra yeni bir bulaşma haberi rapor edilmedi.
MISIR - Dünya Sağlık Örgütü yetkililerinin açıklamasıyla; 17 Aralık'tan beri hastanede tedavi altında olan Mısırlı bir kadının kuş gribi nedeniyle 24 Aralik Pazar günü öldüğü açıklandı. 33 kişilik ailesinden iki kişi de daha H5N1 virüsü bulunduğu açıklandı. Böylelikle Şubat'tan bu yana Mısır'da kuş gribinden ölen kişi sayısı 8'e ve insan vaka sayısı 18'e yükseldi.
GÜNEY KORE [24 Aralik] - Geçen hafta kuş gribi vakasının görüldüğü Asan'daki bir çiftlikte bulunan yaklaşık 4,200 domuz, kuş gribinin yayılmasının engellenmesi amacıyla öldürüldü.
28.12.2006
'Gripten 62 milyon ölüm olabilir'
Tıp uzmanları küresel bir grip salgınının 62 milyon kişinin yaşamına mal olabileceği uyarısında bulundu.
Şimdiye dek görülen grip salgınlarının en büyüğü olan 1918'deki salgında 50 milyon kişinin öldüğü tahmin ediliyor.
Tıp dergisi Lancet'in uzmanları tıptaki tüm gelişmelere rağmen günümüzde benzer bir salgının bilançosunun daha da ağır olacağına inanıyor.
Dergide yazan Harvard Üniversitesi uzmanları salgından en fazla en yoksul ülkelerin etkileneceğini, HIV ve sıtma gibi unsurların hastalığı körükleyeceğini belirtiyorlar.
Şu ana dek, kuş gribinin ölümcül olabilen H5N1 tipi virüsü sadece 258 kişide görüldü. Ancak virüsün mutsayon geçirip insanlar arasında kolayca geçiş yapabilen bir niteliğe kavuşması halinde, ölümcül bir salgın yaşanabileceği belirtiliyor.
Böylesi bir durumda ada ülkesi olmasına rağmen İngiltere'de bile 50 ila 700 bin kişinin hayatını kaybedebileceği belirtiliyor.
Profesör Christopher Murray liderliğindeki ekik 1918-1920 yılları arasındaki İspanyol gribi salgınına bakarak, oranları 2004 yılı itibariyle küresel nüfus verilerine uyarladıklarında benzer şiddette bir salgının 51-81 milyon kişinin ölebileceği tespitine vardı.
BBC Turkish
Flu 'could wipe out 62 million'
A global flu pandemic could kill 62 million people, experts have warned.
The 1918 pandemic claimed 50 million lives, and experts in The Lancet predict the toll today would be higher than this, despite medical advances.
So far there have been only 258 cases of the latest strain of avian flu, H5N1, recorded in humans.
But the fear is that this strain could mutate and spread quickly and easily between people, triggering a deadly pandemic.
It is estimated between 50,000 and 700,000 people could die in the UK if such an event occurred.
To forecast how big the global death toll might be, Professor Christopher Murray and his team looked back at the events of the 1918-20 Spanish flu pandemic.
When they extrapolated the mortality rates then to the global population of 2004, they estimated 51-81 million people could die from a similarly severe outbreak and gave a median estimate of 62 million.
Akdeniz'de büyük tsunami bekleniyor
Bilim adamları, 21’inci yüzyılda Akdeniz bölgesinde özellikle de Yunanistan civarında büyük bir tsunami olacağını tahmin ediyor.
Akdeniz'deki en ölümcül tsunami 1908 yılında Sicilya'nın Messina kentini vurmuştu.
60 bin kişinin ölümüne neden olan depremin tetiklediği tsunamide bin 500 kişi hayatını kaybetmişti.
İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Avrupa Birinci Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı’nda, Akdeniz'de yaklaşık her 136 yılda bir büyük bir tsunami olduğu belirtildi.
Son büyük tsunaminin Ege denizinin güneyinde 1956 yılında olduğu, dört kişinin öldüğü felakette gemilerin ve kıyıların zarar gördüğü hatırlatıldı.
Atina Jeodinamik Kurumu’ndan bilim adamı Gerassimos Papadopulos, Akdeniz'de son 50 yılda artan turizm faaliyeti ve turistik tesisler nedeniyle olası tsunaminin sonuçlarının ağır olabileceğini söyledi.
"Birkaç dakikada kıyıları vurabilir"
Akdeniz'deki tsunaminin, havzasının doğal yapısı nedeniyle, 2004 yılının sonunda Pasifik Okyanusu'nda 220 binden fazla insanın ölümüne neden olan tsunami kadar güçlü olmayacağı ve denizin tamamında etkili olmayacağı da belirtildi.
Papadopulos, Yunanistan ve İtalya yakınlarında çıkacak bir tsunaminin çok hızlı hareket edeceği ve birkaç dakika içinde kıyıları vurabileceği uyarısında da bulunarak, insanlar ve mülkler için riskin gözardı edilemeyeceğini, kıyılarda yaşayanların tsunami tehlikesi altında olduğu konusunda şüphe bulunmadığını ifade etti.
Papadopulos, küresel istatistiklere göre dünyadaki tsunamilerin yüzde 10'unun kaynağının Akdeniz olduğunu hatırlattı.
Akdeniz'e erken uyarı sistemi
BM, Asya ve Afrika'da tsunami erken uyarı sistemi için yaptığı çalışmaların bir benzerini Akdeniz'de başlatırken, AB'nin de gelecek ay Akdeniz bölgesinde olası tsunami kaynaklarının haritasının çıkarılması için 3.5 milyon euroluk bir projeyi başlatacağı bildirildi.
Denizlerde Korku Veren Çekilmeler
Marmara Denizi'nin iki yakasında bulunan Silivri ve Erdek sahillerinde deniz suyu 30 ila 80 metre kadar çekildi. Yetkililerin de kafası karışık biri doğal derken diğeri değil diyor.
Silivri Belediyesi yetkilileri, denizin bu aylarda çekildiğini ve anormal bir durum olmadığını kaydetti.
Denizdeki çekilmenin bir hafta önce başladığı belirtildi. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Halil İbrahim Sır, çekilmenin depremle bir ilgisi bulunmadığını kaydetti. Sır, "Mevsimsel oynamalar, su seviyesindeki değişiklikler, Karadeniz'den gelen akımın düşmesi deniz suyunda çekilmeye neden olabilir." diye konuştu. Silivri halkı bu boyuttaki bir deniz çekilmesine ilk kez rastladıklarını söylerken, Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Ahmet Nuri Tarkan "Denizdeki su hareketlerini yalnızca bir nedene bağlamak genellikle doğru gözükmemektedir. Suların çekilmesine neden olabilecek faktörler arasında; dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden kaynaklanan saptırıcı coriolis kuvveti, atmosferik basıncı, sürekli ve sert esen rüzgarları, deniz suyunun sıcaklığı ve tuzluluğun neden olduğu değişimleri sayabiliriz." dedi.
ERDEK'TE DE DENİZ SUYU 30 METRE ÇEKİLDİ
Balıkesir'in Erdek İlçesi'nde deniz suyunun çekilmesiyle yaklaşık 2 kilometrelik sahil bandında kum adacıkları oluştu.
Erdek'in Düzler Beldesi'nde yazlık evlerin bulunduğu sahilde deniz suyu sabah saatlerinde yaklaşık 30 metre geri çekildi. Düzler Beldesi'nden Erdek'teki askeri kamplara kadar uzanan yaklaşık 2 kilometrelik sahil bandında denizin çekilmesi sebebiyle denizin içinde adacıklar oluştu. Deniz kıyısına demirlenen kayıklar karaya otururken, denizin içindeki midye ve istiridyeler de kum üzerinde kaldı. Kış olduğu için vatandaşların bulunmadığı sahil bandı boyunca denizin bazı bölgelerde daha fazla geri çekildiği ve denizin ortasında kum adacıkları oluştuğu gözlendi. Denizin çekilmesiyle Kyzikos Antik Kenti döneminden kalan taştan yapılmış Papaz İskelesi'nin kalıntıları da ortaya çıktı.
Aynı bölgede Eylül ayında ise daha kısa bir alanda deniz geri çekilmiş ve bölgede tatil yapan vatandaşlar arasından deprem söylentisi çıkmıştı.
Aktif Haber
Tayvan Dehşeti İki Kez Yaşadı
Asya'yı vuran tsunami felaketinin ikinci yıldönümünde Tayvan iki büyük deprem ile sarsıldı. Okyanusun dibinde maydana gelen deprem sonrası ortaya dehşet görüntüler çıktı...
Asya'yı vuran 250.000 kişinin ölümüne sebep olan tsunami felaketinin ikinci yıldönümünde Tayvan iki büyük deprem ile sarsıldı.Okyanusun dibinde 7,2 ve 6,4 büyüklüğündeki depremlerin ardından tsnumi korkusu yaşandı. 2 kişinin öldüğü ve çok sayıda binanın yerle bir olduğu felaket sonrası ortaya yine dehşet görüntüler çıktı. Tayvan'da ölü sayısının artmasından endişe edilirken kameralara yansıyan görüntüler tüyleri ürpertti...
Haber 7
A strong undersea earthquake of magnitude 7.1 has struck off Taiwan, followed by a powerful 6.4 aftershock 10 minutes later. No damage or injuries were immediately reported, but correspondents say the quake could be felt across the island. The quake swayed buildings and knocked objects off the shelves in Taipei. The tremors come on the second anniversary of the Asian tsunami, which claimed almost 250,000 lives. And it comes on the third anniversary of the Bam, Iran quake which killed over 26,000.
One person was killed and 24 others wounded in Hengchun in what is known as the LARGEST QUAKE IN A CENTURY. At least a dozen houses in Hengchun collapsed in the first hit. Half a dozen fires broke out in Hengchun and telephone communication was cut, while scores of people were reported trapped in hotel and department store elevators in nearby Kaohsiung and Pingtung. Seismologists in Taipei located the epicenter of the first quake some 21.9 kilometers off Hengchun.
The first aftershock shook Taiwan eight minutes after the earthquake and measured 7.0 on the Richter scale. Four minutes later came the third shock - at 5.2 on the Richter scale - and three hours later came the fourth aftershock, which was measured at a 5.5. The original earthquake and the first aftershock each lasted more than 1 minute.
5.4 TAIWAN REGION
5.4 TAIWAN
7.0 TAIWAN
7.1 TAIWAN REGION
Asya'yı vuran 250.000 kişinin ölümüne sebep olan tsunami felaketinin ikinci yıldönümünde Tayvan iki büyük deprem ile sarsıldı.Okyanusun dibinde 7,2 ve 6,4 büyüklüğündeki depremlerin ardından tsnumi korkusu yaşandı. 2 kişinin öldüğü ve çok sayıda binanın yerle bir olduğu felaket sonrası ortaya yine dehşet görüntüler çıktı. Tayvan'da ölü sayısının artmasından endişe edilirken kameralara yansıyan görüntüler tüyleri ürpertti...
Haber 7
A strong undersea earthquake of magnitude 7.1 has struck off Taiwan, followed by a powerful 6.4 aftershock 10 minutes later. No damage or injuries were immediately reported, but correspondents say the quake could be felt across the island. The quake swayed buildings and knocked objects off the shelves in Taipei. The tremors come on the second anniversary of the Asian tsunami, which claimed almost 250,000 lives. And it comes on the third anniversary of the Bam, Iran quake which killed over 26,000.
One person was killed and 24 others wounded in Hengchun in what is known as the LARGEST QUAKE IN A CENTURY. At least a dozen houses in Hengchun collapsed in the first hit. Half a dozen fires broke out in Hengchun and telephone communication was cut, while scores of people were reported trapped in hotel and department store elevators in nearby Kaohsiung and Pingtung. Seismologists in Taipei located the epicenter of the first quake some 21.9 kilometers off Hengchun.
The first aftershock shook Taiwan eight minutes after the earthquake and measured 7.0 on the Richter scale. Four minutes later came the third shock - at 5.2 on the Richter scale - and three hours later came the fourth aftershock, which was measured at a 5.5. The original earthquake and the first aftershock each lasted more than 1 minute.
5.4 TAIWAN REGION
5.4 TAIWAN
7.0 TAIWAN
7.1 TAIWAN REGION
26.12.2006
Endonezya'da Sel Felaketi
Endonezya’nın kuzeyindeki Açe ve Sumatra’da meydana gelen toprak kayması ve seller nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 87’ye yükseldi; onbinlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı
Yetkililer, seller nedeniyle 42 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını, zararın çoğunun Açe’nin Tamiyang bölgesinde olduğunu belirtiyor.
Yerel yetkililer, komşu Kuzey Sumatra’da da sellerin 17 kişinin ölümüne, yaklaşık 50 bin kişinin evsiz kalmasına neden olduğunu söyledi. Yağmurların neden olduğu toprak kayması nedeniyle Muarasipongi bölgesinde ölenlerin sayısının da 21 olduğu açıklandı.
Ntvmsnbc
Floods in Indonesia
Torrential rains caused mudslides and floods in Indonesia's Aceh and North Sumatra provinces on Monday, killing at least 87 people as tens of thousands of others fled for higher ground. Rescue crews reaching remote villages fear mass graves of villagers buried under dirt, following a week of torrential rains in the region. Aerial views showed families trapped on the roofs of their homes and many houses were completely submerged in flood-ravaged parts of Sumatra.
Şiveluç yanardağı patladı
Rusya'nın doğusunda yer alan Şiveluç volkanının patlama anı kameralar ile saniye saniye görüntülendi. Büyük bir gürültü ile patlayan volkandan etrafa lavlar yayıldı...
Rusya'nın doğusundaki yanardağın patlama anı saniye saniye görüntülendi. Şiveluç yanardağı büyük bir gürültüyle patladı. Yaşanan ani patlamayla etrafa yoğun bir kül bulutu yayıldı. Ve ardından lavlar dağın tepesinden aşağıya doğru akmaya başladı. Yanardağın bulunduğu bölgede yerleşim yeri olmaması olası faciayı önledi.
Shiveluch Volcano Erupted
Second Volcano Erupts in Russia`s Far East in Two Days - a second volcano has erupted on the Kamchatka Peninsula in Russia�s Far East, spewing out ash up to an altitude of 6 miles. A village 31 miles away from the Shiveluch volcano was covered with ash, and volcanic tremors were registered in the area. Officials have instructed local residents to avoid leaving their houses as particles of volcanic ash hanging in the air could cause poisoning and serious diseases. Shiveluch, the northernmost active volcano on Kamchatka, is the second to erupt on the Pacific peninsula in two days. The other volcano which has erupted recently is Bezymyanny, which is about 62 miles from Shiveluch. Experts said the outbursts are not linked as the volcanoes belong to different magma chambers and their almost simultaneous eruptions are a coincidence. About 450 minor quakes were registered daily near a third volcano, Karymsky. Experts from the Moscow International Institute for Earthquake Prediction and Computing Geophysics earlier said there was a 30% probability that an earthquake of more than 7.2 will hit Kamchatka in December
22.12.2006
Yılın Felaketleri!..
Dünyada 2006, çok sayıda kaza ve felaketin meydana geldiği yıl oldu.
2006’daki belli başlı kaza ve felaketler şöyle:
-12 Ocak: Suudi Arabistan’ın Mekke kentinin güneyindeki Mina’da çıkan izdihamda 364 kişi öldü, 300’den fazla kişi yaralandı.
-3 Şubat: Kızıldeniz’de Selam 98 adlı Mısır feribotu battı. Binlerce kişi öldü.
-17 Şubat: Filipinler’deki bir kasabada meydana gelen toprak kaymasında 133 kişi öldü, 973 kişi yaralandı.
-23 Nisan: Kuzey Kore’nin Kowon yerleşim biriminde iki askeri trenin çarpışması sonucu binlerce kişi öldü.
-12 Mayıs: Nijerya’nın Ilado Beach kasabasındaki petrol boru hattının patlaması sonucu 150-200 kişi yanarak can verdi.
-27 Mayıs: Endonezya’nın Java adasında Richter ölçeğine göre 6,6 büyüklüğünde meydana gelen depremde yaklaşık 6 bin kişi öldü, 38 bin kişi yaralandı, 420 bin kişi evsiz kaldı.
-17 Temmuz: Endonezya’nın Java adasında deniz dibinde Richter ölçeğine göre 7,7 büyüklüğünde meydana gelen depremin yol açtığı tsunamide 620’den fazla kişi
öldü.
-10 Ağustos: Çin’in güney doğusunu vuran Saomai tayfununda 441 kişi öldü.
-29 Kasım: Durian tayfunu Filipinler’i vurdu. Tayfun, Albay bölgesinde 1000’den fazla kişinin ölmesine, 120 binden fazla kişinin evsiz kalmasına neden
oldu.
-5 Aralık: Durian tayfunu Vietnam’ı da vurdu, 100’e yakın kişi öldü.
2006’daki belli başlı kaza ve felaketler şöyle:
-12 Ocak: Suudi Arabistan’ın Mekke kentinin güneyindeki Mina’da çıkan izdihamda 364 kişi öldü, 300’den fazla kişi yaralandı.
-3 Şubat: Kızıldeniz’de Selam 98 adlı Mısır feribotu battı. Binlerce kişi öldü.
-17 Şubat: Filipinler’deki bir kasabada meydana gelen toprak kaymasında 133 kişi öldü, 973 kişi yaralandı.
-23 Nisan: Kuzey Kore’nin Kowon yerleşim biriminde iki askeri trenin çarpışması sonucu binlerce kişi öldü.
-12 Mayıs: Nijerya’nın Ilado Beach kasabasındaki petrol boru hattının patlaması sonucu 150-200 kişi yanarak can verdi.
-27 Mayıs: Endonezya’nın Java adasında Richter ölçeğine göre 6,6 büyüklüğünde meydana gelen depremde yaklaşık 6 bin kişi öldü, 38 bin kişi yaralandı, 420 bin kişi evsiz kaldı.
-17 Temmuz: Endonezya’nın Java adasında deniz dibinde Richter ölçeğine göre 7,7 büyüklüğünde meydana gelen depremin yol açtığı tsunamide 620’den fazla kişi
öldü.
-10 Ağustos: Çin’in güney doğusunu vuran Saomai tayfununda 441 kişi öldü.
-29 Kasım: Durian tayfunu Filipinler’i vurdu. Tayfun, Albay bölgesinde 1000’den fazla kişinin ölmesine, 120 binden fazla kişinin evsiz kalmasına neden
oldu.
-5 Aralık: Durian tayfunu Vietnam’ı da vurdu, 100’e yakın kişi öldü.
Küresel Isınma İki Adayı Yuttu
Birleşmiş Milletler'in 'dünya mirasları' listesinde yer alan adalardan ikisi sular altında kaldı. Bilim adamları olayın nedeni olarak küresel ısınmayı gösterdi
Hindistan'ın Ganj Nehri deltasında bulunan ve BM'nin dünya mirasları listesinde yer alan 102 adadan ikisi sular altında kaldı.
Adaların yok olduğu, Kalküta'daki Jadavpur Üniversitesi'nin yaptığı harita çalışmalarında ortaya çıktı. Haritadan silinen Suparibhanga ve Lohacharra adalarında yaşayan 10 bin kişi diğer adalara taşındı.
Yaşananları küresel ısınma yüzünden suların yükselmesine bağlayan bilim adamları, 102 adadan sadece 100'ünün haritasını yapabildiklerini, bunlardan 52 adada toplam 1.8 milyon kişinin yaşadığını, kaybolan iki adanın uydu tarafından da görüntülenemediğini belirtti. Küresel ısınma tehlikesine dikkat çeken araştırmacılar, batacak adalar nedeniyle önümüzdeki 10 yılda bölgeden 100 bin kişinin daha tahliye edilmesi gerekebileceğini kaydetti.
Bölgede 1965'ten beri fiziksel, biyolojik ve sosyal değişikliklerin göze çarptığını belirten bilim adamları, sıcaklıkta bir dereceden fazla artış olduğıunun belirlendiğini ifade etti.
Milliyet
Two islands — Lohachara and Suparibhanga (also called Bedford) — have already vanished over the last three decades. The rising sea levels are a result of increasing temperatures or climate change across the globe, scientists say.
Some 10,000 people fled their homes over the last decade as the two Sunderbans islands slowly sank into the sea. The islands form part of the UN world heritage site of the mangrove forests, famous for the Bengal tiger.
Sugata Hazra, head of the School of Oceanographic Studies at Jadavpur University, has reported the alarming trend in a study commissioned by the Union environment and forests ministry.
"The sea levels could go up by 3.5 mm a year over the next few decades. This could wash out 15 per cent of the islands, displacing a further 70,000 people," he told The Telegraph. The report has been sent as a national communication to the UN Framework Convention on Climate Change.
Hindistan'ın Ganj Nehri deltasında bulunan ve BM'nin dünya mirasları listesinde yer alan 102 adadan ikisi sular altında kaldı.
Adaların yok olduğu, Kalküta'daki Jadavpur Üniversitesi'nin yaptığı harita çalışmalarında ortaya çıktı. Haritadan silinen Suparibhanga ve Lohacharra adalarında yaşayan 10 bin kişi diğer adalara taşındı.
Yaşananları küresel ısınma yüzünden suların yükselmesine bağlayan bilim adamları, 102 adadan sadece 100'ünün haritasını yapabildiklerini, bunlardan 52 adada toplam 1.8 milyon kişinin yaşadığını, kaybolan iki adanın uydu tarafından da görüntülenemediğini belirtti. Küresel ısınma tehlikesine dikkat çeken araştırmacılar, batacak adalar nedeniyle önümüzdeki 10 yılda bölgeden 100 bin kişinin daha tahliye edilmesi gerekebileceğini kaydetti.
Bölgede 1965'ten beri fiziksel, biyolojik ve sosyal değişikliklerin göze çarptığını belirten bilim adamları, sıcaklıkta bir dereceden fazla artış olduğıunun belirlendiğini ifade etti.
Milliyet
Global Warming : Two Island Sinking
Two islands — Lohachara and Suparibhanga (also called Bedford) — have already vanished over the last three decades. The rising sea levels are a result of increasing temperatures or climate change across the globe, scientists say.
Some 10,000 people fled their homes over the last decade as the two Sunderbans islands slowly sank into the sea. The islands form part of the UN world heritage site of the mangrove forests, famous for the Bengal tiger.
Sugata Hazra, head of the School of Oceanographic Studies at Jadavpur University, has reported the alarming trend in a study commissioned by the Union environment and forests ministry.
"The sea levels could go up by 3.5 mm a year over the next few decades. This could wash out 15 per cent of the islands, displacing a further 70,000 people," he told The Telegraph. The report has been sent as a national communication to the UN Framework Convention on Climate Change.
20.12.2006
Marmara'da Deprem : 4.2
Marmara Bölgesi'nde oturanların kabusu haline gelen deprem, dün gece kendini hatırlattı. Halk geceyi sokaklarda geçirdi.
Marmara Denizi'nde meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki deprem, halkı sokağa döktü. Artçı sarsıntıların devam etmesi üzerine bölge halkı geceyi sokakta geçirdi.
Dün gece Saat 21.15 sıralarında meydana gelen deprem, Bursa'nın Karacabey ilçesi ile Balıkesir'in Bandırma ve Erdek ilçelerinde vatandaşları sokğa döktü. 4.2 büyüklüğündeki depremin ardından iki kez artçı sarsıntı kaydadildiği öğrenildi.
Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, merkez üssü Bayramdere açıkları-Balıkesir olan deprem sırasında bölgede can ve mal kaybı yaşanmadığını, ancak vatandaşların panik yaşadığını söyledi. Bölgeden gelen haberlere göre bazı vatandaşların depremden sonra evlerini terkettikleri ve sokakta beklemeye başladıkları haber veriliyor
Muğla'da Sular 30 Metre Çekildi
Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanında bulunan dünyaca ünlü İztuzu Plajı'nda sular 30 metre çekildi. Prof. Niyazi Özdemir, "İncelemek gerek" dedi
Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan beldesindeki dünyaca ünlü İztuzu Plajı'nda sular yaklaşık 30 metre çekildi. Köyceğiz Gölü tarafında da su seviyesi yaklaşık bir metre indi. Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Niyazi Özdemir, çekilmenin şaşırtıcı olduğunu, çok iyi incelenmesi gerektiğini söyledi.
Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanındaki İztuzu'nda geçen pazar yürüyüş yapan, ılık havadan yararlanıp denize girmek isteyenler, sahilde teknelerin kuma oturduğunu görünce tedirgin oldu.
Göcek Liman Başkanlığı yetkilileri, son 10 gündür gözle görülür bir çekilme olduğunu belirterek, "Bu çekilme günden güne artıyor. Bu durum ilk kez oluyor. Benzer olay Göcek'te de yaşanıyor. Nedenini bilemiyoruz" dedi.
Dalyan Tekne Taşıyıcıları Kooperatifi Başkanı Atilla Gültekin de, "Kanala tekne giriş çıkışı mümkün değil. Kış turizmi darbe aldı. Ayrıca yazın turist taşıyıp kışın balık avlayanlar, kanalın dışına çıkamadığı için zor durumda kaldı" diye konuştu.
İNCELEMEK GEREKİR
Prof. Dr. Özdemir de yaptığı değerlendirmede, küresel ısınma sonucu Antarktika kıtasında Kıbrıs büyüklüğünde buzulların koptuğunu ve eriyerek okyanus sularını yükselttiğini anımsatarak, "Kıyılarda fırtınalar meydana geliyor. Artık iklim dengeleri bozuldu. Denizlerdeki bu çekilme, yani gel-git olayı ayların 15'ine rastlayan günlerde en fazla 3-4 metre olur. Buradaki durum gerçekten şaşırtıcı. İklim dengelerinin bozulmasına bağlıyorum, ancak çok iyi incelemek gerekir" diye konuştu.
Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem de, İztuzu'ndaki su çekilmesinin küresel ısınmadan kaynaklandığını, geçmişte bunun örneklerinin Meke, Beyşehir, Tuz ve Aral göllerinde de yaşandığını söyledi.
İztuzu'nun fotoğraflarını inceleyen Erdem şöyle dedi:
"Atmosferde yüzde 21 oksijen, yüzde 78 azot dengesinin bozulması küresel ısınmaya neden oluyor. Çevre ve Orman Bakanlığı acilen İztuzu'nda araştırma yapmalı."
NORMAL GEL GİT Mİ?
Yrd. Doç. Bülent Topaloğlu (İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi): Suyun, düşey doğrultuda 30 metre çekilmesi diye bir şey yok. 30 metre çok büyük bir rakam. Kıyı eğiminin 3 derece eğimle uzandığını düşünün. Suda 10 - 20 santim bir çekilme olsa, su seviyesi düşse, 3 - 4 derecelik eğimle kıyıdan denize doğru 30 metre sular çekilir. Sulardaki 10 - 15 santimlik çekilme de Akdeniz için olağandır. Bu olay normal gelgittir. Küresel ısınmayla sular bir günde 'hop' diye 30 metre çekilmez. Bu normal gelgit seviyesidir. Mareograf denilen ve su seviyesini gösteren ölçüm cihazlarıyla ölçüm gerekli."
Süleyman İLTER-Milliyet
Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan beldesindeki dünyaca ünlü İztuzu Plajı'nda sular yaklaşık 30 metre çekildi. Köyceğiz Gölü tarafında da su seviyesi yaklaşık bir metre indi. Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Niyazi Özdemir, çekilmenin şaşırtıcı olduğunu, çok iyi incelenmesi gerektiğini söyledi.
Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanındaki İztuzu'nda geçen pazar yürüyüş yapan, ılık havadan yararlanıp denize girmek isteyenler, sahilde teknelerin kuma oturduğunu görünce tedirgin oldu.
Göcek Liman Başkanlığı yetkilileri, son 10 gündür gözle görülür bir çekilme olduğunu belirterek, "Bu çekilme günden güne artıyor. Bu durum ilk kez oluyor. Benzer olay Göcek'te de yaşanıyor. Nedenini bilemiyoruz" dedi.
Dalyan Tekne Taşıyıcıları Kooperatifi Başkanı Atilla Gültekin de, "Kanala tekne giriş çıkışı mümkün değil. Kış turizmi darbe aldı. Ayrıca yazın turist taşıyıp kışın balık avlayanlar, kanalın dışına çıkamadığı için zor durumda kaldı" diye konuştu.
İNCELEMEK GEREKİR
Prof. Dr. Özdemir de yaptığı değerlendirmede, küresel ısınma sonucu Antarktika kıtasında Kıbrıs büyüklüğünde buzulların koptuğunu ve eriyerek okyanus sularını yükselttiğini anımsatarak, "Kıyılarda fırtınalar meydana geliyor. Artık iklim dengeleri bozuldu. Denizlerdeki bu çekilme, yani gel-git olayı ayların 15'ine rastlayan günlerde en fazla 3-4 metre olur. Buradaki durum gerçekten şaşırtıcı. İklim dengelerinin bozulmasına bağlıyorum, ancak çok iyi incelemek gerekir" diye konuştu.
Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem de, İztuzu'ndaki su çekilmesinin küresel ısınmadan kaynaklandığını, geçmişte bunun örneklerinin Meke, Beyşehir, Tuz ve Aral göllerinde de yaşandığını söyledi.
İztuzu'nun fotoğraflarını inceleyen Erdem şöyle dedi:
"Atmosferde yüzde 21 oksijen, yüzde 78 azot dengesinin bozulması küresel ısınmaya neden oluyor. Çevre ve Orman Bakanlığı acilen İztuzu'nda araştırma yapmalı."
NORMAL GEL GİT Mİ?
Yrd. Doç. Bülent Topaloğlu (İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi): Suyun, düşey doğrultuda 30 metre çekilmesi diye bir şey yok. 30 metre çok büyük bir rakam. Kıyı eğiminin 3 derece eğimle uzandığını düşünün. Suda 10 - 20 santim bir çekilme olsa, su seviyesi düşse, 3 - 4 derecelik eğimle kıyıdan denize doğru 30 metre sular çekilir. Sulardaki 10 - 15 santimlik çekilme de Akdeniz için olağandır. Bu olay normal gelgittir. Küresel ısınmayla sular bir günde 'hop' diye 30 metre çekilmez. Bu normal gelgit seviyesidir. Mareograf denilen ve su seviyesini gösteren ölçüm cihazlarıyla ölçüm gerekli."
Süleyman İLTER-Milliyet
19.12.2006
Nadir Afrika Buzulları Eriyor
Kenya Dağı eteklerindeki Naro Moru köyü sakinleri her yıl zirve karlarının erimesine tanık oluyor. Sıcak güneşin yıl boyu ısıttığı buzullar, yıllarca tutundukları kayaları terketmek zorunda kalıyor, çünkü insan eliyle endüstriyel olarak dengesi bozulan iklim artık geçmişte olduğundan daha sıcak. Köylüler, Associated Press muhabirine dağlarda buzul erimesine bağlı olarak ufak şelaleler oluştuğunu ve bunların sesinin vadileri çınlattığını belirtiyor.
Kilimanjaro dağını içeren dağ sıralarının tepelerini süsleyen tropik buzullar yavaş yavaş eriyor. Bunun yanında Afrika kıtasının ortasındaki, eskiden Nil Nehri’ni beslediğine inanılan Uganda’nın Rwenzori tepelerindeki buzullar da yok olmak sürecinde. Bilim insanları, Afrika’nın üç yüksek tepesinde bulunan çok değerli tropik buzulların 50 yıla kadar tümüyle eriyebileceğini vurguluyor. Aynı tehlike Güney Amerika’daki And Dağları ve Avrupa’daki Alpler ve Asya’daki Himalayalar için de mevcut...
Ntvmsnbc
Güneş fırtınaları uyduları bozdu
Güneş’te meydana gelen fırtınadan saçılan manyetizma, Dünya yörüngesindeki uyduları ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nu olumsuz etkiledi
Güneş fırtınalarının uydu sinyallerini kestiği belirlendi. Bunun üzerine uzmanlar birçok uydunun bazı sistemlerini devre dışı bıraktı. Güneş fırtınaları dünyadaki manyetik alanları bozabiliyor ve uydu iletişimi ve cep telefonu ağlarını olumsuz etkiliyor, hatta uzaydaki astronotlara da zarar veriyor. Örneğin, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yön ve koordinatları belirleyen 4 büyük jiroskop bulunuyor, Güneş fırtınalarının bu cihazları olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
NASA uzmanları, Güneş fırtınalarının Dünya atmosferinin üst kısımlarında ani bir yoğunlaşmaya neden olduğunu açıkladı. UUİ’nin yazılımları bu değişimleri hesaba katmaları için güncellendi. İstasyonda bulunan astronotlar da Güneş fırtınaları zamanı, özel korumalı bölmelerde uyuyor.
ÇİN VE ESA DA ETKİLENDİ
Bazı ESA uydularının güç üretiminde sorun yaşadığı, bazı cihazlarınınsa devre dışı kaldığı belirtildi. Örneğin yeryüzünde okyanuslar, dağ zirveleri ve okyanusları gözlemleyen Envisat uydusundaki cihazlar zarar görmemeleri için kapatıldı. Çin de kısa dalga radyo iletişiminde sorunlar yaşıyor.
Güneş’ten gelen manyetik fırtınanın saçtığı atomik parçacıkların Dünya’ya ulaşması halinde Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerde Kuzel Işıkları oluşuyor.
Ntvmsnbc
Global Disaster Şubat 2006 Arşivi : Güneşteki Anormal Solar Aktivite Haberi için TIKLA
Ebola Salgını Binlerce Gorili Öldürdü
Science dergisinin bugün çıkan sayısında yayımlanan araştırmaya göre, İspanya'daki Barcelona Üniversitesi'nden Magdalena Bermejo başkanlığındaki
bir araştırma heyeti, Kongo ve Gabon'da 2002 ve 2003 yıllarındaki ebola
salgınında 5500 gorilin ve belirlenemeyen sayıda şempanzenin öldüğünü
bildirdi.
Bölgedeki gorilleri 1995'ten 2001'e kadar inceleyen araştırmacılar,
incelemelerinde özellikle çevrelerinde insan görmeye alışık 143 hayvan
üzerinde yoğunlaştı.
Bölgedeki insanlar arasında 2002'de görülen ve onlarca kişinin ölümüne neden
olan ebola salgınında 130 gorilin de öldüğünü tespit eden araştırma ekibi,
dikkatlerini 95 gorilden oluşan diğer bir gruba yöneltti ancak 2003'te
yeniden görülen salgında bu gruptan 91 goril öldü.
Hastalığın gorilden gorile geçtiğini tespit eden araştırmacıların, bu
salgınlarda 5500 gorilin öldüğü sonucuna vardığı
kaydedildi.Araştırmacılarınayrıca bu salgınlarda çok sayıda
şempanzenin öldüğünü belirlediği, ancak
kesin sayının belirlenmesi için ellerinde yeterli kanıt bulunmadığı
belirtildi.
Ebola, ateş, baş ve eklem ile kas ağrıları, kırgınlık, boğazda tahrişle
ortaya çıkıyor ve ishal, kusma, karın ağrısı ve çoğu zaman iç kanamaya yol
açıyor.
Ebola 'Kills Over 5,000 Gorillas'
The Ebola virus may have killed more than 5000 gorillas in West Africa, enough to send them into extinction if people continue to hunt them too, researchers say.
The virus is spreading from one group of the already endangered animals to another, the international team of experts report today in the journal Science.
And it appears to be spreading faster than it is among humans.
"The Zaire strain of Ebola virus killed about 5000 gorillas in our study area alone," write primatologist Dr Magdalena Bermejo of the University of Barcelona in Spain and colleagues.
Ebola haemorrhagic fever is one of the most virulent viruses ever seen, killing 50-90% of victims.
The World Health Organization says that it killed 1200 people infected between its discovery in 1976 and 2004.
Science
18.12.2006
Filipinlerde 4 Tayfun : 1850 Ölü
Filipinler Sosyal Kalkınma ve Refah Bürosu Sekreteri Esperanza Cabral, yıkılan köyler ve çiftliklerin inşası için 1 milyar dolara ihtiyaçları olduğunu söyleyerek, BM kanalıyla yardım talebinde bulunduklarını belirtti.
Cabral, üç ayda ülkelerini vuran 4 tayfunun neden olduğu zararın üstesinden gelmek için kaynaklarının yetersiz olduğunu ifade etti.
BM, geçen hafta Filipinler’in orta kesimlerindeki Bicol bölgesinde yaşayan on binlerce kişi için 46 milyon dolarlık uluslararası yardım talebinde bulunmuştu.
Filipinler’deki tayfunlarda en az 1850 kişinin ölü ya da kayıp olduğu, on binlerce kişinin de evsiz kaldığı bildiriliyor. Tayfunların en etkilisi Durian, kasım ayının sonunda Albay bölgesinde 1000’den fazla kişinin ölümüne neden olmuş, 120 bin kişiyi de evsiz bırakmıştı.
Bu arada, Trami adlı yeni bir tropikal fırtınanın Filipinler’i tehdit ettiği bildirildi.
Yetkililer, halen Tayvan’a ilerleyen fırtınanın yön değiştirerek hafta sonuna doğru Filipinler’in kuzeyini vurmasından endişe edildiğini söyledi
Milliyet
DSWD continues to assist Typhoon "Milenyo" victims
The Department of Social Welfare and Development (DSWD) today reported that its Field Offices have adequate standby funds and relief goods ready for release to the local government units that will need augmentation assistance for the families affected by typhoon “Milenyo.”
DSWD Secretary Esperanza I. Cabral said that as of 8:00 a.m. today, the DSWD has pre-positioned P39.28 million worth of standby resources for the seven typhoon-affected regions.
Some P2.6 million worth of food and non-food relief assistance have been extended to Regions III, IV-A, V, VI and NCR.
Of this amount, P1.9 million came from the augmentation assistance of the DSWD, P767,581.25 from the concerned local government units; and P3,800.00 from the non-government organizations.
Endonezya'da Deprem! : 5.8
Endonezya'nın kuzeybatısındaki Sumatra adası açıklarında meydana gelen depremde ilk belirlemelere göre 7 kişi öldü, yüzden fazla kişi yaralandı.
Endonezya Sismoloji Kurumu'ndan yapılan açıklamada, sabah saatlerinde meydana gelen depremin, 5,8 büyüklüğünde olduğu belirtildi.
Adanın kuzey kesimlerinde de hissedilen depremde en az 20 evin yıkıldığı, bazı evlerin de hasar gördüğü bildirildi.
Sumatra earthquake
Three moderate earthquakes struck Indonesia's Sumatra island, with four people reported killed in one area and causing a string of aftershocks. The first earthquake struck at 4.10am (0810 AEDT) with a magnitude of 5.8. Its epicentre was 128km under the sea southwest of the city of Banda Aceh. The second quake, which had a magnitude of 5.7, came about 30 minutes later on land at depth of 53km in an area northwest of the city of Padang in Sumatra. A third quake, of 5.5 magnitude, hit at 8.24am (12:24 AEDT) in North Sumatra.
5.5 NORTHERN SUMATRA, INDONESIA
5.8 NORTHERN SUMATRA, INDONESIA
5.7 TONGA
5.0 TONGA
5.0 MOLUCCA SEA
Hayvanlar sıcaktan yükseğe kaçıyor
Bilim insanları, iklimin ısınmasıyla birlikte memeli birçok hayvanın hayatlarını kurtarmak için yüksek bölgelere kaçmak zorunda kaldığını vurguluyor.
Sincaplar, fareler ve köstebek, ısınan havalardan kendilerini kurtarmak için yüksek tepelere sığınan birçok hayvandan sadece birkaçı. Araştırmacılar California’da 1900’lerin başında memelilerin yaşadığı alanlar ile bugünkü seviyeleri karşılaştırdı. Sürüngenler ve kuşlar da dahil olmak üzere birçok hayvanın California ve çevre eyaletlerde bugün ve 20’inci yüzyıl başında yaşadığı bölgeler bilgisayar modellemesine girildi
ABD’de Museum of Vertebrate Zoology uzmanı Chris Conroy’un ABD Jeofizik Birliği’nin Güz Toplantısı’nda açıkladığı araştırmaya göre;
* Bazı tavşan türleri doğurmak için daha kuzeye gidiyor.
* Sincaplar 150 metre kuzeye göçtü.
* Köstebekler ve fareler eskiye göre daha yüksek tepeleri seçiyor.
Conroy hayvanların beslenme rejiminde de iklim değişimiyle birlikte bazı zorunlu değişimler meydana geldiğini belirtiyor. Ayrıca, hayvanların yumurtlama zamanları erkenleşirken, kış uykusu ritimlerinin bozulduğu ortaya çıktı.
Ntvmsnbc
Sincaplar, fareler ve köstebek, ısınan havalardan kendilerini kurtarmak için yüksek tepelere sığınan birçok hayvandan sadece birkaçı. Araştırmacılar California’da 1900’lerin başında memelilerin yaşadığı alanlar ile bugünkü seviyeleri karşılaştırdı. Sürüngenler ve kuşlar da dahil olmak üzere birçok hayvanın California ve çevre eyaletlerde bugün ve 20’inci yüzyıl başında yaşadığı bölgeler bilgisayar modellemesine girildi
ABD’de Museum of Vertebrate Zoology uzmanı Chris Conroy’un ABD Jeofizik Birliği’nin Güz Toplantısı’nda açıkladığı araştırmaya göre;
* Bazı tavşan türleri doğurmak için daha kuzeye gidiyor.
* Sincaplar 150 metre kuzeye göçtü.
* Köstebekler ve fareler eskiye göre daha yüksek tepeleri seçiyor.
Conroy hayvanların beslenme rejiminde de iklim değişimiyle birlikte bazı zorunlu değişimler meydana geldiğini belirtiyor. Ayrıca, hayvanların yumurtlama zamanları erkenleşirken, kış uykusu ritimlerinin bozulduğu ortaya çıktı.
Ntvmsnbc
16.12.2006
Bushman kazandı.
"Bugün, biz Bushmanlar için en mutlu gün. Çok uzun zamandır ağlıyorduk, fakat bugün mutluluk ile ağlıyoruz. En sonunda özgür kaldık. Tahliyeler insanlarım için çok ama çok acılıydı. Umarım şimdi toprağımıza, evimize gidebiliriz."
Botswana tarihinin en pahalı ve en uzun davası, Bushmanların lehine sona erdi.
Botswana tarihinin en pahalı ve en uzun davası, Bushmanların lehine sona erdi.
-----
Botswana'nın ortasında yer alan Kalahari Çölünde 5,000 Gana, Gwi ve Tsila Bushmanlarının geleneksel bölgelerini, ve bağımlı oldukları av hayvanlarını korumak için oluşturulan Orta Kalahari Av Koruma Arazisinde 1980lerin başında elmas bulunmuştu.
Kısa bir süre sonra, devlet bakanları orada yaşayan Bushmanlara, topraklarında elmas bulunduğunu ve bu yüzden yaşadıkları topraklarını terk etmek zorunda olacaklarını söylemek için araziye gitmişti.
1997, 2002 ve 2005'teki üç büyük tahliyede, tüm Bushmanlar topraklarından kavuldular ve arazinin dışındaki sığınma kamplarında yaşamaya zorlandılar. Nadiren avlanabiliyor, ve avlanırken tutuklanıyorlar ve dövülüyorlardı. Devletin dağıttığı yiyeceklere bağımlı kılındılar. Şuan da bir çoğu alkolizm, can sıkıntısı, depresyon, ve AIDS gibi hastalıkların pençesinde.
Sevindirici haber 13 Aralık günü geldi. Botswana Yüksek Mahkemesi, devletin Bushmanları tahliyesinin "kanunsuz ve anayasaya aykırı" olduğunu, ve Bushmanların Orta Kalahari Av Koruma Arazisi içersinde yer alan topraklarında yaşamaya hakları olduğunu açıkladı.
Mahkeme, ayrıca Bushmanların arazide avlanmaya ve yiyecek toplamaya haklarının da olduğunu, ve araziye girmek için izin almak zorunda olmadıkları kararını verdi.
Bushmanlar artık atalarının topraklarına, eşsiz topluluklarına ve yaşam tarzlarına geri dönebilecekler.
Mahkeme, ayrıca Bushmanların arazide avlanmaya ve yiyecek toplamaya haklarının da olduğunu, ve araziye girmek için izin almak zorunda olmadıkları kararını verdi.
Bushmanlar artık atalarının topraklarına, eşsiz topluluklarına ve yaşam tarzlarına geri dönebilecekler.
14.12.2006
Nükleer Bulut Dünyayı Kaplayacak
Nükleer Kış teorisini dahi gölgede bırakacak yeni bir çalışmaya göre, küçük çaplı bölgesel bir nükleer savaş dahi Dünya’yı yok etmeye yetecek.
İklim ve nüfus modellemeleri, iki komşu ülke arasındaki bir savaşta nükleer silah kullanılması halinde anında milyonlarca insanın öleceğini gösteriyor. Nükleer savaşı takip eden saatlerde ise nükleer bulut tüm yeryüzünü kaplayarak Dünya’nın yapay bir kışa girmesine neden olacak, hava sıcaklığı aniden düşecek ve küresel bir kıtlık başlayacak. Tahminlere göre küresel sıcaklık ilk 3 yılda 1.25 santigrat derece düşecek ve bu soğuk dereceler uzun yıllar sürecek.
San Francisco’da düzenlenen ABD Jeofizik Birliği’nin (American Geophysical Union) toplantısında sunulan rapor nükleer savaşın iklimsel etkilerini irdeliyor. University of Colorado-Boulder’dan Brian Toon ve University of California-Los Angeles’den Richard Turco’nun yürüttüğü araştırmada, iki ülke arasında 100 adet Hiroşima büyüklüğünde bomba atıldığı varsayılıyor. Patlamaya olan uzaklıkla nüfus yoğunluğu karşılaştırıldığında, bilim insanları şu sonuca varıyor. Nükleer savaş İsrail’de çıkarsa 3, Çin’de 17, ABD’de 4 milyon insanın ölümüne neden olacak.
DEV KÜRESEL YANGIN
Araştırmada orta kuşakta meydana gelecek bir nükleer savaşta, atom bombalarının patlamasıyla tahta, plastik ve petrol ürünlerinin de alev alacağı düşünülüyor. Bu dev yangının 5 milyon ton hacminde bir duman çıkaracağı ve dumanın küresel sıcaklığı 1.25 santigrat derece düşürmesi bekleniyor. Yangından çıkan dumanın en az 10 yıl atmosferin stratosfer tabakasında kalacağı öngörülüyor.
u oluşum bazı bölgelerde Lokal Buz devri adı verilen soğuk hava koşulları meydana getirecek.Ayrıca Ozon Tabakası da yüzde 20 küçülecek.
NÜKLEER KIŞ GERÇEK OLMASIN
Bu senaryo 1980’lerde ortaya atılan ‘Nükleer Kış’ teorisini akıllara getiriyor. Nükleer Kış teorisine göre, süpergüçler arasındaki muhtemel atom savaşında ortaya çıkacak olan nükleer bulut Güneş’i bloke edecek ve Dünya’yı soğukta bırakacaktı. Soğuyan yerkürede tarım ürünleri yetişemeyecek, küresel kıtlık yaşanacak ve Dünya nüfusunun yüzde 90’ı yok olacaktı. Yeni senaryo bu kehaneti bir adım öteye götürüyor, şöyle ki; bilim insanları Dünya’nın Nükleer Kış’ı yaşaması süpergüçler arasında atom savaşına gerek olmadığı, bölgesel bir nükleer savaşın dahi bu felaketi Dünya’ya yaşatmaya yeteceğini vurguluyor.
SOĞUK SAVAŞ’IN YERİNİ BÖLGESEL KRİZLER ALDI
Ünlü ABD’li astrofizikçi Carl Sagan ve meslektaşları 1983 yılında, ABD ile Sovyetler Birliği arasında meydana gelecek bir nükleer savaşı Dünya için sonuçlarını irdelemek için ‘Nükleer Kış’ adlı teoriyi öne sürmüştü.
Carl Sagan.
Soğuk Savaş’tan bu yana süpergüçlerin nükleer cephanesi önemli oranda azaltıldı. Ancak gerek İran gerekse Kuzey Kore’nin nükleer silah edinme hırsları nedeniyle ‘Nükleer Kış’ kehanetleri bilim dünyasına girdi. Hindistan-Pakistan, Kuzey Kore-Japonya ve İsrail-İran arasında çıkması muhtemel bölgesel nükleer savaşları Nükleer Kış teorisini yeniden gündeme getirdi.
HANGİ ÜLKEDEN KAÇ KİŞİ ÖLECEK
Bilgisayar modellemelerinde patlamadan uzaklığa göre nüfus yoğunluğu hesabıyla kaç kişinin nükleer savaşın ilk günlerinde yaşamını yitireceği tahmin ediliyor.
Çin: 16.716.000
Hindistan: 12.424.000
Pakistan: 9.171.000
Brezilya: 7.962.000
Mısır: 7.834.000
İran: 7.431.000
Rusya: 6.273.000
Japonya: 5.890.000
Arjantin: 4.337.000
ABD: 4.056.000
Fransa: 3.509.000
İngiltere: 2.891.000
İsrail: 2.594.000
Ntvmsnbc
Meteoru Bulana 50.000 Dolar
Astronomi dünyası, 2029’da Dünya’nın çok yakınından geçecek olan 400 metre çapındaki Apophis meteorunun rotasının saptanması için 50.000 dolarlık yarışma açtı.
Apophis meteoru, 2029’da Dünya’nın yakınından geçecek, ancak gerçekten bir tehlike yaratıp yaratmayacağı şimdilik bilinmiyor. Gezegenler ve Güneş Sistemi araştırmaları konusunda dünyanın en saygın kuruluşlarından Planetary Society, açtığı yarışmada Apophis meteorunun rotasını en doğru hesaplayan kişiye büyük ödül olarak 50.000 dolar verecek. NASA ve Avrupa Uzay Dairesi ESA da yarışmaya destek veriyor.
Apophis’in, 2029’da Dünya’ya ne kadar yaklaşacağının şimdiden tahmin edilmesi güç, meteorun ayrıca Dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu başta olmak üzere diğer uydulara da çarpma ihtimali düşük, ancak bilim insanları düşük de görünse her türlü ihtimali hesaplamak zorunda. Planetary Society adına BBC’ye bir demeç veren Bruce Betts, bir meteorun Dünya’ya çarpmasının düşük bir ihtimal olduğunu, ancak çarpması halinde yaratacağı etkinin büyüklüğü nedeniyle bu konunun her zaman gündemde kaldığını vurguladı.
‘YA OLURSA’ İHTİMALİNE 50.000 DOLAR
Betts, yer teleskoplarının Apophis’in Dünya’ya çarpma ihtimalini ‘neredeyse sıfır’ olarak gösterdiğini, “Ancak Planetary Society olarak işin sağlama almak istediklerini” ifade etti. Betts yarışmanın amatör astronomi meraklıları arasında ilgi yaratacağını belirterek, “Meteorun rotasının bulunması birçok yöntem var, ancak yarışma sayesinde yeni yöntemler dahi keşfedilmesini umuyoruz” diye konuştu. Yarışma yoluyla ayrıca uzay konularına ilginin artırılması hedefleniyor.
Ntvmsbnc
Endonezya'da 6.2'lik Deprem
Cakarta - Endonezya'nın kuzeydoğusunda deniz dibinde şiddetli bir deprem oldu.
Endonezya meteoroloji ve jeofizik merkezinden bir yetkili, büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6.5 olarak açıkladığı depremin, denizde 237 kilometre derinlikte meydana geldiğini ve Manado kentinde hissedildiğini söyledi. Yetkili, depremin çok derinde meydana gelmesi nedeniyle tsunami olasılığının bulunmadığını belirtti.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi ise internet sitesinde depremin büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6.2 olarak açıkladı
A strong undersea earthquake shook northeastern Indonesia late on Tuesday but there was no danger of a tsunami because of its depth, an official at the country's meteorology agency said.
The quake, of magnitude 6.5, struck at 10:48 pm (3:48 p.m. British time) on Tuesday, 252 km (157 miles) north east of the city of Manado on the island of Sulawesi at a depth of 237 km, Benny, an official at Indonesia's meteorology and geophysical centre, said by telephone on Wednesday.
The U.S. Geological Survey said on its Web site the quake measured 6.2.
The Indonesian official said the tremor could be felt in the town of Ternate in the north Mollucas area but there were no immediate reports of damage or casualties.
Earthquakes are frequent in Indonesia, which straddles a seismically active part of the so-called "Ring of Fire" in the Pacific.
Endonezya meteoroloji ve jeofizik merkezinden bir yetkili, büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6.5 olarak açıkladığı depremin, denizde 237 kilometre derinlikte meydana geldiğini ve Manado kentinde hissedildiğini söyledi. Yetkili, depremin çok derinde meydana gelmesi nedeniyle tsunami olasılığının bulunmadığını belirtti.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi ise internet sitesinde depremin büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6.2 olarak açıkladı
Strong quake shakes Indonesia, no tsunami warning
A strong undersea earthquake shook northeastern Indonesia late on Tuesday but there was no danger of a tsunami because of its depth, an official at the country's meteorology agency said.
The quake, of magnitude 6.5, struck at 10:48 pm (3:48 p.m. British time) on Tuesday, 252 km (157 miles) north east of the city of Manado on the island of Sulawesi at a depth of 237 km, Benny, an official at Indonesia's meteorology and geophysical centre, said by telephone on Wednesday.
The U.S. Geological Survey said on its Web site the quake measured 6.2.
The Indonesian official said the tremor could be felt in the town of Ternate in the north Mollucas area but there were no immediate reports of damage or casualties.
Earthquakes are frequent in Indonesia, which straddles a seismically active part of the so-called "Ring of Fire" in the Pacific.
Bu Yıl Avrupa'ya Kış Gelmiyor
Danimarka’da kelebekler uçuyor, Kuzey ülkelerinde kar altında olması gereken bazı golf sahaları yeniden açılıyor ve çiftçilerin önemli bölümü mahsul erken alınacak ve ürün donacak diye endişe duyuyor.
Bir tarihçi, Avrupa’nın son 500 yılın en sıcak sonbaharını yaşadığını söylerken, kimi uzmanlar, bunun doğal bir durum olduğunu, ancak birçoğu da insanoğlunun kullandığı fosil yakıtların neden olduğu sera etkisine yol açan gazlarla bir ilgisi bulunduğunu düşünüyor.
Rusya’da rekor aralık sıcaklıkları ayıları kış uykusuna yatmaktan alıkoyuyor, başkent Moskova’da papatya ve mor menekşelerin çiçek açtığı görülüyor. Kar ve buz altında olması gereken Moskova’da 7 Aralıkta hava sıcaklığı 7,7 derece ölçülmüştü. Avrupa’da ılıman hava Noel satışlarını da etkiliyor.
Beyaz bir Noel bekleyen tüketiciler, Noel alışverişi için henüz harekete geçmezken, Almanya’da perakendeciler derneği (HDE), sıcak havada Noel ruhu bulunmadığından Noel alışverişinin de yapılmadığına dikkat çekiyor.
Hollanda meteoroloji kurumu (KNMI) da 2006’nın son 300 yılın en sıcak yılı olduğunu ve bilim insanlarının küresel ısınmayla bağlantılı olarak sel baskını, kuraklık ve denizlerin yükselmesi gibi tehlikelerin artabileceği uyarısında bulunduklarını belirtiyor.
Macaristan’da çiftçiler, şaşkına dönen bitkilerin ve mahsulün soğuklarda donmasından endişe ediyor, Almanya’da astım hastaları polenlerden şikayet ediyor ve İsveç’te de görülmemiş aralık selleri dikkati çekiyor.
Nature dergisi de 2006 güzünün Kristof Kolomb Atlas Okyanusu’nu geçtiği zamandan bu yana en sıcak mevsim ve ortalamalardan 2 derece yüksek olduğunu belirtiyor.
Ntvmsnbc
Bir tarihçi, Avrupa’nın son 500 yılın en sıcak sonbaharını yaşadığını söylerken, kimi uzmanlar, bunun doğal bir durum olduğunu, ancak birçoğu da insanoğlunun kullandığı fosil yakıtların neden olduğu sera etkisine yol açan gazlarla bir ilgisi bulunduğunu düşünüyor.
Rusya’da rekor aralık sıcaklıkları ayıları kış uykusuna yatmaktan alıkoyuyor, başkent Moskova’da papatya ve mor menekşelerin çiçek açtığı görülüyor. Kar ve buz altında olması gereken Moskova’da 7 Aralıkta hava sıcaklığı 7,7 derece ölçülmüştü. Avrupa’da ılıman hava Noel satışlarını da etkiliyor.
Beyaz bir Noel bekleyen tüketiciler, Noel alışverişi için henüz harekete geçmezken, Almanya’da perakendeciler derneği (HDE), sıcak havada Noel ruhu bulunmadığından Noel alışverişinin de yapılmadığına dikkat çekiyor.
Hollanda meteoroloji kurumu (KNMI) da 2006’nın son 300 yılın en sıcak yılı olduğunu ve bilim insanlarının küresel ısınmayla bağlantılı olarak sel baskını, kuraklık ve denizlerin yükselmesi gibi tehlikelerin artabileceği uyarısında bulunduklarını belirtiyor.
Macaristan’da çiftçiler, şaşkına dönen bitkilerin ve mahsulün soğuklarda donmasından endişe ediyor, Almanya’da astım hastaları polenlerden şikayet ediyor ve İsveç’te de görülmemiş aralık selleri dikkati çekiyor.
Nature dergisi de 2006 güzünün Kristof Kolomb Atlas Okyanusu’nu geçtiği zamandan bu yana en sıcak mevsim ve ortalamalardan 2 derece yüksek olduğunu belirtiyor.
Ntvmsnbc
12.12.2006
Kuzey Kutbu İçin Tehlike Sinyalleri
ABD'de bir araya gelen bilimadamları, Kuzey Kutbu'nun hızla eridiğine ilişkin yeni ve endişe verici kanıtlar ortaya koydular.
San Fransisco'daki Amerikan Jeo-fizik Birliği toplantısında sunulan verilere göre, yıl boyu erimeyen buzullar da 2040 yılından itibaren yok olmaya yüz tutmuş görünüyor.
Bilimadamları, son verilere bakarak, Kuzey Kutbu'ndaki koşulların, erimeyi daha da hızlandıracak sınıra dayandığını söylüyorlar.
Son yıllarda Kuzey Kutbu'ndaki buzulların hızla inceldiğine ilişkin haberler, bugüne dek pek çok defa, "yakında dönüşü olmayan bir yola gireceğimiz" yolunda uyarılarla gündeme geldi.
Bilimadamlarıysa, bu toplantıda sunulan iki yeni veriye bakarak, Kuzey Kutbu'ndaki erimenin dayandığı sınırın, gözle görülür bir hal aldığına, daha da emin olmuş görünüyor.
Bunun yanı sıra, Kuzey Kutbu'nun böyle giderse, önümüzdeki yıllardaki görünümün nasıl olacağına ilişkin tahminler geliştiren bilgisayar programı ise yıl boyu erimeyen buzulların 2040'tan itibaren yok olacağını gösteriyor.
Bazı bilimadamlarına göre, bu, çok iyimser bir tahmin.
Colorado Üniversitesi'nden Kuzey Kutbu uzmanı Mark Serreze, "2030 yılı civarında buzul tabakasının hızla yok olduğuna tanık olacağımızı tahmin ediyorum. Gaz salımları sonucu oluşan sera etkisinin olduğu yerde doğal değişkenlik de vardır ve her zaman da var olacaktır" dedi.
BBC Turkish
Arctic sea ice 'faces rapid melt'
The Arctic may be close to a tipping point that sees all-year-round ice disappear very rapidly in the next few decades, US scientists have warned.
The latest data presented at the American Geophysical Union Fall Meeting suggests the ice is no longer showing a robust recovery from the summer melt.
Last month, the sea that was frozen covered an area that was two million sq km less than the historical average.
"That's an area the size of Alaska," said leading ice expert Mark Serreze.
"We're no longer recovering well in autumn anymore. The ice pack may now be starting to get preconditioned, perhaps to show very rapid losses in the near future," the University of Colorado researcher added.
The sea ice reached its minimum extent this year on 14 September, making 2006 the fourth lowest on record in 29 years of satellite record-keeping and just shy of the all time minimum of 2005.
Venedik Sular Altında
İtalya'nın kanallarıyla ünlü Venedik kentinde su seviyesi rekor oranda yükseldi. Ünlü San Marko Meydanı başta olmak üzere bir çok yeri su bastı.
Venedik'te su seviyesi 103 santimetre yükselince pek çok meydan ve sokağı su bastı. Ünlü San Marko Meydanı da tamamen su altında kaldı.
İtalya'nın kuzeyinde etkili olan sağanak yağışlar ve gel-git etkisiyle suyun yükselmesi yüzünden Venedik'in büyük bölümü göle dönüştü. Ancak kent halkı ve turistler yine de bu durumun keyfini çıkardı.
Delta ağzında bir dizi küçük adanın üzerine kurulu Venedik, yıllar içinde yavaş yavaş batmakta.
TRT
11.12.2006
Güneş'te Tsunami Saptandı
Güneş’te dev bir parlama saptayan bilim insanları, bunu güneş tsunamisi olarak adlandırdılar.
Gökbilimciler, Güneş’in sıcak yüzeyi boyunca yol alan tsunami benzeri şok dalgasını, ABD’nin New Mexico eyaletindeki gözlemevinde yeni kullanılmaya başlanan bir güneş teleskobunun prototipiyle görüntülediler.
Amerikan Ulusal Güneş Gözlemevi’nden gökbilimci K. S. Balasubramaniam, Güneş’te bu büyüklükte patlama dalgasının sık görülmediğini ve çok güçlü olduğunu belirterek, dev dalganın dakikalar içinde tüm Güneş’i kapladığını kaydetti.
Amerikalı gökbilimci, gözlemledikleri dev dalganın, Güneş’in ayrıca sakin döneminde meydana gelmesi dolayısıyla sıradışı olduğunu belirtirken, Güneş’te her an böyle faaliyetler beklenebileceğine işaret etti.
Ntvmsnbc
Scientists Spot 'Tsunami' on the Sun
A major flare on the Sun earlier this week generated what scientists are calling a solar tsunami.
The tsunami-like shock wave, formally called a Moreton wave, rolled across the hot surface, destroying two visible filaments of cool gas on opposite sides of the visible face of the Sun.
Astronomers using a prototype of a new solar telescope in New Mexico recorded the action.
"These large scale 'blast' waves occur infrequently, however, are very powerful," said K. S. Balasubramaniam of the National Solar Observatory (NSO) in Sunspot, NM, "They quickly propagate in a matter of minutes covering the whole Sun, sweeping away filamentary material."
It is unusual to see such an event from a ground-based observatory, Balasubramaniam said. And it was also unusual that it occurred near solar minimum, when the Sun is at its least active during an 11-year cycle.
But solar activity can come at any time. Flares like this one are spawned by sunspots, which are dark, cool regions that cap magnetic activity below. When the caps pop, colossal doses of superheated matter and radiation are unleashed.
8.12.2006
Planktonlar Yeryüzünden Siliniyor
Bilim dünyası küresel ısınmanın okyanuslarda besin zincirinin en alt üyesi ve yeryüzündeki fotosentezin yarısından sorumlu olan planktonları yok edebileceğini gösteren uydu verilerini konuşuyor.
Uydu gözlemleri, yüzeydeki deniz suyunun ısınmanın tabandaki mikrobiyolojik yaşam formları olan besin zincirinin en alt katmanı plantonları öldürdüğünü kanıtlıyor. Bilim insanları son 10 yılda planktonların biyokütlesinde düşüş tespit etti. Bilim insanları 2000 yılından bu yana artan sıcaklıklarla birlikte okyanusların da ısındığını, deniz sularının katmanlaşarak ayrıştığını ve plankton üretkenliğinde düşüş yaşandığını uydu görüntüleriyle kanıtladı. Buna göre plankton fotosentezinde her yıl 190 milyon ton karbon’luk bir düşüş gözlemlendi.
PLANKTONLAR KÜRESEL ISINMA KURBANI
Planktonların fotosentez için ışığa ihtiyacı var, bu nedenle yüzeye yakın durmaları gerekiyor. Ancak, denizin sıcak ve soğuk katmanları arasında ciddi besin farkı oluşuyor, zira soğuk katman besin değeri açısından çok daha zengin. Dolayısıyla planktonlar ışık için yüzeye gelirken, besinlerden mahrum kalıyor.
KÜRESEL ISINMANIN KISIR DÖNGÜSÜ
İşin kötüsü küresel ısınmanın yarattığı kısır döngü, zira karbondioksit miktarı arttıkça yerküre ısınıyor, bu planktonların sayısını azaltıyor. Azalan plankton sayısıyla yaptıkları fotosentez azalıyor ve atmosferde daha çok karbon dioksit kalıyor.
Araştırmayı yürüten Oregon Eyalet Üniversitesi uzmanı Michael Behrenfeld, sonuçları “Küresel ısınmanın okyanuslardaki görünmez etkisi” olarak niteliyor. Behrenfeld araştırma sonuçlarını şöyle özetliyor: “Planktonlar fotosentez yapabilmek için, deniz suyunda Güneş ışığını gören en üst katmana hapsolmuş durumdalar, bu özellikleri onları küresel sıcaklık değişimlerine son derece hassas hale getiriyor. Araştırma son 10 yılı kapsıyor, ancak durumun ciddiyetini ortaya koymak için çok daha geniş bir zaman diliminde gözleme yapmak gerekecek.”
Warmed-up oceans reduce key food link
Study lead author Michael Behrenfeld, a biological oceanographer at Oregon State University, said Wednesday that the recent dramatic drop in phytoplankton production in much of the world's oceans is a "sneak peak of how ocean biology" will respond later in the century with global warming.
"Everything else up the food web is going to be impacted," said oceanographer Scott Doney of the Woods Hole Oceanographic Institute. He was not involved in the study.
"What's worrisome is that small changes that happen in the bottom of the food web can have dramatic changes to certain species at higher spots on the food chain," Doney said.
This is yet another recent scientific study with real-time data showing the much predicted harmful effects of global warming are not just coming, but in some cases are already here and can be tallied scientifically, researchers said.
A satellite commissioned by NASA tracked water temperature and the production of phytoplankton from 1997 to 2006, finding that for most of the world's oceans when one went up the other went down and vice versa, Behrenfeld said.
As water temperatures increased from 1999 to 2004, the crop of phytoplankton dropped significantly, about 200 million tons a year. On average about 50 billion tons of phytoplankton are produced yearly, Behrenfeld said.
During that time, some ocean regions, especially around the equator in the Pacific, saw as much as a 50 percent drop in phytoplankton production, he said.
Göçmen Kuşlar Göçten Vaz Geçti
Fransa'da kuşlar, mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları yüzünden Afrika'ya göçlerini erteliyorlar.
Kuşların Korunması Birliği, yaptığı açıklamada, "Kışı tropik Afrika'da geçiren uzun mesafe göçmen kuşlarının, bu sonbaharda ülkeden ayrılmakta geciktiklerini" bildirdi.
Açıklamada, kuş gözlemcilerinin, Fransa'nın her yanında kırlangıçlar ve genellikle ağustos ya da eylül aylarında göçen çalı bülbülleri belirledikleri belirtildi.
Fransa Meteoroloji Kurumu, Fransa'nın 1950'den beri en sıcak sonbaharı geçirdiğini, sıcaklığın mevsim normallerinin 2.9 derece üzerinde olduğunu açıkladı.
Aktif Haber
7.12.2006
Meteor Dünya Dışından Yaşam Getirdi
Kanada’da Tagish gölüne 2000 yılında düşen bir meteor üzerinde yapılan incelemede, Dünya dışından moleküler yapılar bulundu.
Bilim insanlarına göre, moleküllerdeki hidrojen ve azot gibi elementlerin izotoplarının Dünya’dakilerden farklı olması, Dünya dışı bir kaynağı gösteriyor. NASA uzmanları izotop oranlarının, kabarcıkların -260 santigrat derece’de oluşmuş olduğunu gösterdiğini vurguluyor. NASA uzmanı Scott Messenger, moleküllerin Güneş Sistemi’nin doğuş yıllarında sistemin dış bölümünde meydana gelmiş olabileceğini vurguluyor.
Kanada’nın Tagish gölünde bulunan meterodaki kabarcıkların Dünya’da da yaşamın gelişmesini sağlayan kimyasal süreçleri barındırıyor. Bilim insanları, bu bulguların Dünya’ya ipucu sağlamak kadar, uzayla ilgili de önemli bilgiler verdiğini düşünüyor.
-260 DERECE’DE OLUŞMUŞ ORGANİK MOLEKÜLLER
Meteordan saçılan damla boyutundaki küreciklerin Güneş Sistemi’nden daha eski olabileceği tahmin ediliyor. Kimyasal analizde bu küreciklerin Mutlak Sıfır’a yakın bir soğuklukta -260 santigrat derece’de şekillendiği varsayılıyor.
Kabarcıkların yüzeyinde organik moleküler yapılar bulundu. Kabarcıkların analizinde, bu kimyasalların Dünya’ya ait olmadığı ve kesinlikte Dünya dışında kaynaklandıkları sonucuna varıldı. Kabarcıkların ise organik moleküllere koruduğu anlaşıldı.
METEORDA MİLYARCA KABARCIK BULUNUYOR
Araştırmayı yürüten NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Üssü uzmanlarından Lindsay Keller, BBC’ye verdiği demeçte, Tagish gölündeki kabarcıkların henüz hücre halini almamış olduğunu ancak bu yönde bir gelişme gösterdiğini belirtti. Araştırma ekibinden bir diğer bilim insanı Keiko Nakamura-Messenger, kabarcıkları incelenmesinin zorluğu nedeniyle sadece 26’sının incelendiğini, meteorda milyarlarcasının bulunduğunu tahmin ettiklerini ifade etti.
Bir başka NASA uzmanı Mike Zolensky’e göre de, “Bu tip meteorların sürekli düştüğünü düşünürsek, bir yandan Dünya’da yaşam gelişirken, bir yandan da meteorların bıraktığı moleküller yüzeyde kendine yer bulmuş olabilir.”
Ntvmsnbc
NASA researchers at Johnson Space Center, Houston have found organic materials that formed in the most distant reaches of the early Solar System preserved in a unique meteorite. The study was performed on the Tagish Lake carbonaceous chondrite, a rare type of meteorite that is rich in organic (carbon-bearing) compounds.
The organic globules in the Tagish Lake meteorites were found to have very unusual hydrogen and nitrogen isotopic compositions, proving that the globules did not come from Earth.
"The isotopic ratios in these globules show that they formed at temperatures of about -260° C, near absolute zero," said Scott Messenger, NASA space scientist and co-author of the paper. "The organic globules most likely originated in the cold molecular cloud that gave birth to our Solar System, or at the outermost reaches of the early Solar System."
The type of meteorite in which the globules were found is also so fragile that it generally breaks up into dust during its entry into Earth's atmosphere, scattering its organic contents across a wide swath. "If, as we suspect, this type of meteorite has been falling onto Earth throughout its entire history, then the Earth was seeded with these organic globules at the same time life was first forming here." said Mike Zolensky, NASA cosmic mineralogist and co-author of the paper.
Bilim insanlarına göre, moleküllerdeki hidrojen ve azot gibi elementlerin izotoplarının Dünya’dakilerden farklı olması, Dünya dışı bir kaynağı gösteriyor. NASA uzmanları izotop oranlarının, kabarcıkların -260 santigrat derece’de oluşmuş olduğunu gösterdiğini vurguluyor. NASA uzmanı Scott Messenger, moleküllerin Güneş Sistemi’nin doğuş yıllarında sistemin dış bölümünde meydana gelmiş olabileceğini vurguluyor.
Kanada’nın Tagish gölünde bulunan meterodaki kabarcıkların Dünya’da da yaşamın gelişmesini sağlayan kimyasal süreçleri barındırıyor. Bilim insanları, bu bulguların Dünya’ya ipucu sağlamak kadar, uzayla ilgili de önemli bilgiler verdiğini düşünüyor.
-260 DERECE’DE OLUŞMUŞ ORGANİK MOLEKÜLLER
Meteordan saçılan damla boyutundaki küreciklerin Güneş Sistemi’nden daha eski olabileceği tahmin ediliyor. Kimyasal analizde bu küreciklerin Mutlak Sıfır’a yakın bir soğuklukta -260 santigrat derece’de şekillendiği varsayılıyor.
Kabarcıkların yüzeyinde organik moleküler yapılar bulundu. Kabarcıkların analizinde, bu kimyasalların Dünya’ya ait olmadığı ve kesinlikte Dünya dışında kaynaklandıkları sonucuna varıldı. Kabarcıkların ise organik moleküllere koruduğu anlaşıldı.
METEORDA MİLYARCA KABARCIK BULUNUYOR
Araştırmayı yürüten NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Üssü uzmanlarından Lindsay Keller, BBC’ye verdiği demeçte, Tagish gölündeki kabarcıkların henüz hücre halini almamış olduğunu ancak bu yönde bir gelişme gösterdiğini belirtti. Araştırma ekibinden bir diğer bilim insanı Keiko Nakamura-Messenger, kabarcıkları incelenmesinin zorluğu nedeniyle sadece 26’sının incelendiğini, meteorda milyarlarcasının bulunduğunu tahmin ettiklerini ifade etti.
Bir başka NASA uzmanı Mike Zolensky’e göre de, “Bu tip meteorların sürekli düştüğünü düşünürsek, bir yandan Dünya’da yaşam gelişirken, bir yandan da meteorların bıraktığı moleküller yüzeyde kendine yer bulmuş olabilir.”
Ntvmsnbc
NASA Scientists Find Primordial Organic Matter In Meteorite
NASA researchers at Johnson Space Center, Houston have found organic materials that formed in the most distant reaches of the early Solar System preserved in a unique meteorite. The study was performed on the Tagish Lake carbonaceous chondrite, a rare type of meteorite that is rich in organic (carbon-bearing) compounds.
The organic globules in the Tagish Lake meteorites were found to have very unusual hydrogen and nitrogen isotopic compositions, proving that the globules did not come from Earth.
"The isotopic ratios in these globules show that they formed at temperatures of about -260° C, near absolute zero," said Scott Messenger, NASA space scientist and co-author of the paper. "The organic globules most likely originated in the cold molecular cloud that gave birth to our Solar System, or at the outermost reaches of the early Solar System."
The type of meteorite in which the globules were found is also so fragile that it generally breaks up into dust during its entry into Earth's atmosphere, scattering its organic contents across a wide swath. "If, as we suspect, this type of meteorite has been falling onto Earth throughout its entire history, then the Earth was seeded with these organic globules at the same time life was first forming here." said Mike Zolensky, NASA cosmic mineralogist and co-author of the paper.
Mars'ta Su Gözler Önünde
Ağustos 1999 ile Eylül 2005 tarihleri arasındaki fark fotoğraflarda belli oluyor. 6 yıl içinde kanalların oyulması, suyun günümüzde de akar halde bulunduğu şeklinde yorumlanıyor
NASA Mars’ta suyun sıvı halde ve üstelik akar vaziyette bulunduğuna dair kanıtları açıkladı. Suyun açtığı kanallardan 10 yüzme havuzuna yakın su aktığı tahmin ediliyor.
KISACA SU VAR, BELKİ YAŞAM DA
Bazı bilim insanları ise, sıvı halde su yerine sıvı karbondioksidin kanalları açtığını düşünüyor, zira birçok bilgisayar modellemesine göre, sıvı halde su gezegen yüzeyinin ancak birkaç kilometre altında bulunabilir. Sıvı karbondioksit ise yüzeye daha yakın bölgelerde, sıcaklığın -107 santigrat derece olduğu noktalarda dahi bulunabiliyor. Suyun sıvı halde yüzeyin derinliklerinde bulunması dahi, en azından mikrobiyolojik yaşamın varlığına yetiyor.
NASA, şimdiye dek 240.000 fotoğraf çeken Mars Global Surveyor ile iletişimi Kasım ayında kaybetmiş, tüm çabalara karşın iletişim kurulamamıştı. NASA 1996’da gönderilen aracın yörüngede kaybolduğunu düşünüyor.
Ntvmsnbc
Scientists believe they found evidence of recent water on Mars
Water may have flowed on Mars within the past decade in short-lived streams that filled gullies now dry, NASA scientists said Wednesday.
The gullies likely carried "five to 10 swimming pools" worth of briny water down the 20- to 30-degree slopes of the craters, Edgett says.
The discovery "truly has changed our thinking about Mars," says planetary geologist Phil Christensen of Arizona State University in Tempe, who spoke at the briefing. "We're talking about liquid water on the surface of Mars today."
Chistensen added that planetary scientists are debating whether water hides in aquifers, frozen ice or snowpacks on Mars.
Edgett suggests that the gullies resulted from groundwater percolating through cracks in the Martian rock around the craters.
But some, such as Stephen Clifford of the Lunar and Planetary Institute in Houston, disagreed with the conclusions tied to the gully observations. The cold, dry terrain of Mars makes it hard to envision how water could possibly exist close to the surface, he says.
4.12.2006
Dev Tsunami Akdeniz'i Kaplamıştı
Sicilya’daki Etna yanardağında 8.000 yıl önce meydana gelen patlama, Akdeniz’de 40 metre yüksekliğe varan bir tsunami yarattığı ortaya çıktı. Dev tsunami birkaç saat içinde üç ayrı kıtayı birden sular altında bırakmıştı.
İtalyan Ulusal Jeoloji ve Volkanbilim Enstitüsü uzmanlarının yaptığı araştırmada antik çağlarda meydana gelen tsunaminin bilgisayar modellemesi yapıldı. Sicilya’da kıyıya yakın yer alan Etna yanardağı tonlarca kaya ve tortuyu denize fışkırttı. Göğe saatte 320 km hızla saçılan tortu deniz suyunu yerinden oynattı ve kilometre karelerce ittirdi.
İtalyan Ulusal Jeoloji ve Volkanbilim Enstitüsü uzmanları deniz tabanını solar cihazlarla inceledi ve tsunaminin 40 metre’ye yükseldiğini tespit etti. Tsunaminin hızı saatte 720 km’ye ulaşmıştı. Bu rakamlara göre, 8.000 yıl meydana gelen tsunami 2004’te 180.000 kişinin ölmüne yol açan Endonezya tsunamisinden çok daha kuvvetliydi.
AYNI TSUNAMİ BUGÜN GERÇEKLEŞSE
Etna yanardağında bugün de böyle patlamaların olması doğal. İtalyan Ulusal Jeoloji ve Volkanbilim Enstitüsü uzmanı Maria Pareschi, aynı tsunaminin bugün olması halinde güney İtalya’nın 15 dakika içinde sular altında kalabileceğini belirtiyor. Söz konusu tsunaminin bugün de gerçekleşmesi halinde, Yunanistan’ın batı kıyılarına da ulaşacak ve Kuzey Afrika’yı da etkisi altına alacak. İsrail, Lübnan ve Suriye de böylesine dev bir tsunamiden olumsuz etkilenecekti.
Ntvmsnbc
Akdeniz'de Tektonik Orijinli Dev Bir Tsunami Senaryosu Çalışması için TIKLA
Scientists: Towering Tsunami Hit the Mediterrean 8,000 Years Ago
Italian scientists say geological evidence suggests a giant tsunami resulted from the collapse of the eastern flanks of Mount Etna nearly 8,000 years ago.
The collapse of the volcano, located on Italy's island of Sicily, was studied by Maria Teresa Pareschi and colleagues at Italy's National Institute of Geophysics and Volcanology. They modeled the collapse and discovered the volume of landslide material, combined with the force of the debris avalanche, would have generated a catastrophic tsunami, impacting the entire Eastern Mediterranean.
Simulations show the resulting tsunami waves would have destabilized soft marine sediments across the floor of the Ionian Sea. The authors, noting field evidence for such destabilization can be seen in other studies, speculate such a tsunami might also have caused the abandonment of a Neolithic village in Israel.
Click for the Scenarios Of Giant Tsunamis Of Tectonic Origin In The
Mediterranean
Filipinlerde Hayat Çamur İçinde
Filipinliler'in başı tayfundan sonra şimdi de çamur selleriyle dertte. Ülkenin doğusunda etkili olan Durian tayfunundan sonra meydana gelen çamur sellerinde ölenlerin sayısının 1000'i aşması bekleniyor. Devlet başkanı Gloria Macapagal Arroyo, 'ulusal afet' ilan ederek, etkilenen bölgelerde arama kurtarma çalışmaları ve rehabilitasyon için 20 milyon dolar ayrılmasını istedi. Kızılhaç'a göre, bölgede 406 ölü bulunuyor ve 389 kişi hâlâ kayıp. Kızılhaç yetkilisi Richard Gordon, "Kayıpların 1000'e ulaşabileceğini, hatta geçebileceğini tahmin ediyoruz" dedi.
Tayfunun sebep olduğu saatte 225 kilometreye kadar çıkan şiddetli rüzgârların volkanik Mayon dağının külleri ve kayalarıyla yarattığı çamur selleri, dağ eteğindeki köyleri yerle bir etti. 500 köyü etkileyen afetten, 800 bin kişi etkilendi, 120 bine yakın ev zarar gördü. Pazar günü binlerce kişiye hâlâ yemek, elektrik ve taze su ulaşmamıştı. Durian, Filipinler'i üç ay içinde vuran dördüncü tayfun. (afp, Reuters)
Radikal
Rescue workers began Sunday to bury hundreds of victims of a landslide set off by a typhoon that loosened the slopes of a volcano in Albay Province in the northern Philippines, sending mud and debris down the mountain.
The death toll as recorded by the Red Cross stood at 406 on Sunday, but officials warned that it would certainly climb and that there was little hope of finding more survivors. The Red Cross said that with hundreds of people still missing, and perhaps with entire families buried under the mud, the final death toll could exceed 1,000.
"There are many unidentified bodies, there could be a lot more hidden below," Richard J. Gordon, the chairman of the Philippine National Red Cross, told The Associated Press. "Whole families may have been wiped out."
click to read more
Tayfunun sebep olduğu saatte 225 kilometreye kadar çıkan şiddetli rüzgârların volkanik Mayon dağının külleri ve kayalarıyla yarattığı çamur selleri, dağ eteğindeki köyleri yerle bir etti. 500 köyü etkileyen afetten, 800 bin kişi etkilendi, 120 bine yakın ev zarar gördü. Pazar günü binlerce kişiye hâlâ yemek, elektrik ve taze su ulaşmamıştı. Durian, Filipinler'i üç ay içinde vuran dördüncü tayfun. (afp, Reuters)
Radikal
Philippines Buries Dead; Typhoon's Toll at 406
Rescue workers began Sunday to bury hundreds of victims of a landslide set off by a typhoon that loosened the slopes of a volcano in Albay Province in the northern Philippines, sending mud and debris down the mountain.
The death toll as recorded by the Red Cross stood at 406 on Sunday, but officials warned that it would certainly climb and that there was little hope of finding more survivors. The Red Cross said that with hundreds of people still missing, and perhaps with entire families buried under the mud, the final death toll could exceed 1,000.
"There are many unidentified bodies, there could be a lot more hidden below," Richard J. Gordon, the chairman of the Philippine National Red Cross, told The Associated Press. "Whole families may have been wiped out."
click to read more
1.12.2006
James Lovelock : "Artık Yapacak Birşey Yok!"
100 yıl içinde dünya nüfusunun 10'da 9'u ölecek
Dünyanın 8 derece ısınacağını öne süren çevre bilimci Lovelock: Küresel ısınmaya karşı alınan önlemler boşuna! Artık yapacak bir şey yok!
Ünlü İngiliz yazar ve çevre bilimci James Lovelock, dünyanın gelecek 100 yıl içinde 8 santigrad derece daha ısınacağını ve bu koşullarda dünya nüfusunun ancak 10'da birinin yaşayabileceğini söyledi.
Reuters'ın haberine göre, küresel ısınmaya karşı alınan önlemlerin "övgüye değer olsa da boşuna olduğunu" savunan Lovelock, 8 derecelik ısınmaya yol açacak tüm koşulların çoktan oluştuğunu ifade etti.
Bazı araştırmacıların karbondioksit emisyonunu sınırlamak amacıyla alınan önlemlerin küresel ısınma artışını önümüzdeki 100 yılda 2 santigrat dereceyle sınırlı tutabileceğini ileri sürmesine karşın Lovelock, bu çabaları da "böbrek yetersizliği olan bir hastanın ölümden başka alternatifi olmadığı için yaşam ünitesinin fişini çekememesine" benzetti.
Dünya iklimi 7 kez değişti
87 yaşındaki bilim adamı, daha önce de dünyayı, 'varlığını kendi başına sürdürebilen bütüncül bir organizma'ya benzeten Gaia teorisinin yanı sıra nükleer enerjiyi destekleyerek meslektaşlarının tepkisini çekmişti.
Dünyanın yedi kez küresel iklim değişikliği yaşadığını ve hepsini atlatmayı başardığını kaydeden Lovelock, Buzul Çağı'nın sona ermesiyle dünyanın Afrika kıtası büyüklüğünde bir toprak parçasını kaybettiğini belirtti.
Yazar ayrıca, Çin ve Hindistan gibi kömür enerjisine dayalı olarak sanayileşen ülkelerin, ABD'nin soruna teknolojik bir çözüm getirilebileceği inancını boşa çıkardığını söyledi. Lovelock, mevcut sanayileşme koşullarının devam etmesi halinde yüzyılın ortalarına doğru Çin'in küresel ısınma nedeniyle halkını doyuracak yiyeceği üretemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Milliyet
James Lovelock'ın Sitesi için TIKLA
The earth has a fever that could boost temperatures by 8 degrees Celsius making large parts of the surface uninhabitable and threatening billions of peoples' lives, a controversial climate scientist said on Tuesday.
James Lovelock, who angered climate scientists with his Gaia theory of a living planet and then alienated environmentalists by backing nuclear power, said a traumatized earth might only be able to support less than a tenth of it's 6 billion people.
"We are not all doomed. An awful lot of people will die, but I don't see the species dying out," he told a news conference. "A hot earth couldn't support much over 500 million."
"Almost all of the systems that have been looked at are in positive feedback ... and soon those effects will be larger than any of the effects of carbon dioxide emissions from industry and so on around the world," he added.
Clik to James Lovelock Website
Dünyanın 8 derece ısınacağını öne süren çevre bilimci Lovelock: Küresel ısınmaya karşı alınan önlemler boşuna! Artık yapacak bir şey yok!
Ünlü İngiliz yazar ve çevre bilimci James Lovelock, dünyanın gelecek 100 yıl içinde 8 santigrad derece daha ısınacağını ve bu koşullarda dünya nüfusunun ancak 10'da birinin yaşayabileceğini söyledi.
Reuters'ın haberine göre, küresel ısınmaya karşı alınan önlemlerin "övgüye değer olsa da boşuna olduğunu" savunan Lovelock, 8 derecelik ısınmaya yol açacak tüm koşulların çoktan oluştuğunu ifade etti.
Bazı araştırmacıların karbondioksit emisyonunu sınırlamak amacıyla alınan önlemlerin küresel ısınma artışını önümüzdeki 100 yılda 2 santigrat dereceyle sınırlı tutabileceğini ileri sürmesine karşın Lovelock, bu çabaları da "böbrek yetersizliği olan bir hastanın ölümden başka alternatifi olmadığı için yaşam ünitesinin fişini çekememesine" benzetti.
Dünya iklimi 7 kez değişti
87 yaşındaki bilim adamı, daha önce de dünyayı, 'varlığını kendi başına sürdürebilen bütüncül bir organizma'ya benzeten Gaia teorisinin yanı sıra nükleer enerjiyi destekleyerek meslektaşlarının tepkisini çekmişti.
Dünyanın yedi kez küresel iklim değişikliği yaşadığını ve hepsini atlatmayı başardığını kaydeden Lovelock, Buzul Çağı'nın sona ermesiyle dünyanın Afrika kıtası büyüklüğünde bir toprak parçasını kaybettiğini belirtti.
Yazar ayrıca, Çin ve Hindistan gibi kömür enerjisine dayalı olarak sanayileşen ülkelerin, ABD'nin soruna teknolojik bir çözüm getirilebileceği inancını boşa çıkardığını söyledi. Lovelock, mevcut sanayileşme koşullarının devam etmesi halinde yüzyılın ortalarına doğru Çin'in küresel ısınma nedeniyle halkını doyuracak yiyeceği üretemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Milliyet
James Lovelock'ın Sitesi için TIKLA
The illness in Planet Earth
The earth has a fever that could boost temperatures by 8 degrees Celsius making large parts of the surface uninhabitable and threatening billions of peoples' lives, a controversial climate scientist said on Tuesday.
James Lovelock, who angered climate scientists with his Gaia theory of a living planet and then alienated environmentalists by backing nuclear power, said a traumatized earth might only be able to support less than a tenth of it's 6 billion people.
"We are not all doomed. An awful lot of people will die, but I don't see the species dying out," he told a news conference. "A hot earth couldn't support much over 500 million."
"Almost all of the systems that have been looked at are in positive feedback ... and soon those effects will be larger than any of the effects of carbon dioxide emissions from industry and so on around the world," he added.
Clik to James Lovelock Website
Filipinlerde "Süper Tayfun" Durian : 388 Kişi Öldü
Filipinler’in doğusunu 2 gündür etkisi altına alan şiddetli Durian tayfununun yol açtığı çamur selinde ölenlerin sayısının 388’e yükseldiği bildirildi.
Filipinler’deki Kızılhaç sözcüsü Teresa Arguelles, çamur selinde 96 kişinin kaybolduğunu ve kötü hava koşulları yüzünden kurtarma ekiplerinin bölgeye gidemediğini, bu yüzden de ölü sayısının artmasından endişe edildiğini belirtti.
Albay bölgesinde rüzgarın şiddetinin yer yer saatte 150 kilometreye ulaştığı ifade ediliyor.
388 dead' as Super Typhoon Duria hits Philippines
Tropical storm Durian, packings winds in excess of 150 kilometers (93 miles) an hour was upgraded to a typhoon as it swept across the Philippine Sea towards the northern island of Luzon.
Red Cross officials in Manila reported at least 388 people were killed when Typhoon Durian slammed into the Philippines Friday, triggering volcanic mudslides and flooding.
In addition, at least 75 people are trapped or missing.
"Rescue teams have been sent out by boat but many areas are inaccessible," said. Gwendolyn Pang, executive assistant to the Red Cross director in Manila.
The Philippine weather bureau said Wednesday the storm intensified overnight into a typhoon and is forecast to hit Manila in the next two days.
The presidential palace ordered all schools to be suspended in Manila and nearby suburbs Thursday, as well as provinces in the eastern seaboard expected to be affected by the storm.
Bureau forecaster Bobby Rivera said the typhoon had increased its threat to central Luzon.
30.11.2006
"Uzaydan Yüksek Enerjili Sinyal"
Avrupalı astronomlar, uzaydan gelerek dünyayı projektör gibi tarayan çok yüksek enerjiye sahip sinyal keşfetti.
Bugüne kadar tespit edilen sinyalden 100 bin kat daha yoğun olan bu gama ışınımı, LS 5039 adı verilen yıldız çiftinden geliyor.
Çift, güneşten 20 kat büyük bir yıldızla nötron yıldızı ya da kara delik olabilecek fazlasıyla yoğun bir gökcisminden oluşuyor.
Bu sinyalleri, genellikle kendi çevrelerinde çok hızlı dönen 'pulsar' adlı minik yıldızlar yayıyor. Bu yıldızlar, kutuplarından elektromanyetik parçacık saçıyor.
Yıldız kendi etrafında döndüğü için, bu enerji demeti, uzayı tıpkı deniz feneri gibi tarıyor ve dünyadan da belli aralıklarla tespit edilebiliyor.
'Pulsar' sinyallerinin aralığı birkaç saniyeyle birkaç milisaniye arasında değişiyor. Buna karşılık LS 5039'un yaydığı sinyal aralığı ise 3.9 gün. Uzmanlar, bu durumu anlamaya çalışıyor.
CNN Turk
New observations of LS 5039, a High Mass X-ray Binary comprising a massive star and compact object, were carried out with the High Energy Stereoscopic System of Cherenkov Telescopes (H.E.S.S.) in 2005 at very high energy (VHE) gamma-ray energies. These observations reveal that its flux and energy spectrum are modulated with the 3.9 day orbital period of the binary system. This is the first time in gamma-ray astronomy that orbital modulation has been observed, and periodicity clearly established using ground-based gamma-ray detectors. The VHE gamma-ray emission is largely confined to half of the orbit, peaking around the inferior conjunction epoch of the compact object. For this epoch, there is also a hardening of the energy spectrum in the energy range between 0.2 TeV and a few TeV. The flux vs. orbital phase profile provides the first clear indication of gamma-ray absorption via pair production within an astrophysical source, a process which is expected to occur if the gamma-ray production site is situated within ~1 AU of the compact object. Moreover the production region size must be not significantly greater than the binary separation (~0.15 AU). Notably, these constraints are also considerably smaller than the collimated outflows or jets (extending out to ~1000 AU) observed in LS 5039. The spectral hardening could arise from variations with phase in the maximum electron energies, and/or the dominant VHE gamma-ray production mechanism.
Bugüne kadar tespit edilen sinyalden 100 bin kat daha yoğun olan bu gama ışınımı, LS 5039 adı verilen yıldız çiftinden geliyor.
Çift, güneşten 20 kat büyük bir yıldızla nötron yıldızı ya da kara delik olabilecek fazlasıyla yoğun bir gökcisminden oluşuyor.
Bu sinyalleri, genellikle kendi çevrelerinde çok hızlı dönen 'pulsar' adlı minik yıldızlar yayıyor. Bu yıldızlar, kutuplarından elektromanyetik parçacık saçıyor.
Yıldız kendi etrafında döndüğü için, bu enerji demeti, uzayı tıpkı deniz feneri gibi tarıyor ve dünyadan da belli aralıklarla tespit edilebiliyor.
'Pulsar' sinyallerinin aralığı birkaç saniyeyle birkaç milisaniye arasında değişiyor. Buna karşılık LS 5039'un yaydığı sinyal aralığı ise 3.9 gün. Uzmanlar, bu durumu anlamaya çalışıyor.
CNN Turk
Signal From Space in High Energy
New observations of LS 5039, a High Mass X-ray Binary comprising a massive star and compact object, were carried out with the High Energy Stereoscopic System of Cherenkov Telescopes (H.E.S.S.) in 2005 at very high energy (VHE) gamma-ray energies. These observations reveal that its flux and energy spectrum are modulated with the 3.9 day orbital period of the binary system. This is the first time in gamma-ray astronomy that orbital modulation has been observed, and periodicity clearly established using ground-based gamma-ray detectors. The VHE gamma-ray emission is largely confined to half of the orbit, peaking around the inferior conjunction epoch of the compact object. For this epoch, there is also a hardening of the energy spectrum in the energy range between 0.2 TeV and a few TeV. The flux vs. orbital phase profile provides the first clear indication of gamma-ray absorption via pair production within an astrophysical source, a process which is expected to occur if the gamma-ray production site is situated within ~1 AU of the compact object. Moreover the production region size must be not significantly greater than the binary separation (~0.15 AU). Notably, these constraints are also considerably smaller than the collimated outflows or jets (extending out to ~1000 AU) observed in LS 5039. The spectral hardening could arise from variations with phase in the maximum electron energies, and/or the dominant VHE gamma-ray production mechanism.
29.11.2006
"Volkanın Yarattığı Domino Etkisi"
İzlanda’da 1783’de meydana gelen volkan patlamaları, atmosferde birbirine tetikleyen bir etki yaratarak Mısır ve Nil deltasında kuraklığa neden olmuştu.
Doğada donimo efektinin etkilerin araştıran bilim insanları, insanı hayrete düşüren bir sonuç buldu. Araştırmacılar, volkan patlamalarının küresel iklim üzerinde binlerce kilometre uzaklıkta etki yaratabileceğini vurguluyor. İzlanda’da 1783’teki patlamanın Mısır’da iklimi olumsuz etkilemesi, gelekte meydana gelecek volkan patlamalarının küresel iklim üzerindeki etkilerinin öngörülmesi için bir örnek oluşturacak
KÜKÜRT DİYOKSİT GÖLGE YARATIYOR
Söz konusu volkan patlaması Haziran 1783’te başlamış, Şubat 1784’e kadar devam etmişti. Patlamanın yaklaşık 12 milyar metre küp lava ve 100 milyon ton’dan fazla kükürt dioksit ve benzeri toksik gaz çıkardığı tahmin ediliyor. Patlama yaklaşık 9.000 İzlandalı’nın da ölümüne neden olmuştu.
1783’teki patlamanın ardından Mısır’ın Nil deltasında bulanan Fransız gezgin Constantin Volney günlüğüne şu gözlemleri yazmıştı: “Nil bu yıl hiç olmadığı kadar kuru, sulama yapılamadığı için tarım üretimi düştü. 1784’te , Nil eskisi gibi çoşmadı, bu sene kuraklık başgösterdi.”
...Devamı... Ntvmsnbc
Giant eruptions in Iceland led to Nile famine
A series of large volcanic eruptions in Iceland in 1783, an unusually cold winter in the northern hemisphere and a severe famine in Egypt were all linked by an atmospheric "domino effect", say researchers.
The scientists believe they could use the data to predict the climatic effects of large volcanic eruptions in the future, allowing people to prepare for them.
Luc Oman, Alan Robock and colleagues at Rutgers University in the US and the University of Edinburgh, UK, used computer models to simulate the gases released by the Laki fissure in Iceland, how they were carried by winds and how they interacted with the climate.
The eruptions began in June 1783 and lasted until February 1784, producing 12 billion cubic metres of lava and more than 100 million tonnes of sulphur dioxide and toxic gases. They are estimated to have killed 9000 Icelanders
Journal Referance : Geophysical Research Letters (DOI:10.1029/2004JD005487, 2005)
Endonezya'da 6.2'lik Deprem
Endonezya'nın Celebes adası açıklarında Richter ölçeğine göre 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Cakarta Sismoloji Enstitüsüne göre, Celebes adasının açıklarında meydana gelen depremde can ya da mal kaybı olmadı.
Depremin merkez üssünün Manado bölgesinin 376 km güneybatısında deniz tabanının 74 km altında olduğu tespit edildi.
Depremin ardından tsunami alarmı verilmedi.
ÜLKENİN KUZEYİNDE BİNALAR YIKILDI
Endonezya’da meydana gelen şiddetli depremde ülkenin kuzeyinde binaların yıkıldığı bildirildi.
Antara ajansının haberinde, Maluku Adalarının kuzeyini vuran depremde, Morotai adasında yer alan Sopi köyünde 10 evin, bir cami ve bir okulun yıkıldığı belirtildi.
Depremde ölen ya da yaralanan olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.
ABD Jeolojik Araştırma Dairesi büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6.1 olarak açıkladığı depremin merkez üssünün, Kuzey Maluku’nun başkenti Ternate’nin 216 kilometre kuzeybatısında, denizin 70 kilometre dibi olduğunu bildirdi.
Milliyet
Strong earthquake jolts Eastern Indonesia
A strong undersea earthquake jolted Indonesia's eastern islands Wednesday morning, but there were no immediate reports of casualties or structural damage done, officials said.
Measuring 6.2 on the Richter scale the quake rocked Ternate and nearby islands on eastern Indonesian province of North Maluku at 0132 GMT, an official at Jakarta's Meteorology and Geophysics Agency was quoted by DPA as saying.
The quake's epicentre was in the sea, about 228 kilometres northeast of Ternate, the provincial capital of North Maluku, and occured about 72-kilometres beneath the sea bed, according to the official, who identified herself as Eva.
There were no immediate reports of injury or structural damage from the latest earthquakes to jolt Indonesia in recent weeks.
28.11.2006
Kongo'da Nyamulagira Yanardağı Patladı
Afrika ülkesi Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Nyamulagira volkanı, dün akşam faaliyete geçti.
Goma Volkanoloji Enstitüsü uzmanları, yanardağdan akan lavların 22 km mesafedeki Goma'yı tehdit etmediğini bildirdi. Yetkililer, şehir üzerinde gökyüzünün kızıla döndüğünü, lavların volkanı çevreleyen Virunga parkına aktığını belirtti.
Nyamulagira, son olarak 2004 mayısında püskürmüştü. Nyamulagira'nın birkaç km kuzeyinde bulunan Nyiragongo yanardağı ise 2002 ocağında Goma'nın yüzde 80'ini harap etmişti.
Gomalılar, yanardağın patlamasını sakin karşıladı. Şehirde panik veya telaş havası yaşanmadı.
Milliyet
NYAMULAGIRA VOLCANO ERUPTED
Nyamulagira volcano has erupted near the eastern Congolese city of Goma. The latest eruption did not threaten the town, a senior vulcanologist at the scene said. "This seems like a big eruption. It is on the northwest side. The lava will be flowing to the north and not the south, where the town is." The Nyamulagira volcano last erupted in July 2002, hurling lava 200m into the air. Goma is not in the path of lava flows from Nyamulagira because its sister volcano, Mount Nyirangongo, protects the city. "Nyirangongo constitutes a barrier." Nyirangongo is about 13 miles northeast of Goma, while Nyamulagira is another 10 miles further to the northeast. They are the only two active volcanoes in the region. The larger Nyiragongo volcano erupted in January 2002, pouring lava over much of Goma and sending hundreds of thousands of people fleeing for their lives. The eruption of Nyirangongo destroyed about a fifth of the residential areas of Goma. About 100 people died as lava flows as deep as 10 feet overtook parts of the city of 500,000. Nyamulagira erupted later the same year, spewing plumes of lava 300 feet into the air, but without threatening Goma
23.11.2006
"Türkiye Kuruyacak"
Bilimsel tahminlere göre, Samsun'dan Adana'ya bir hat çizildiğinde, 2071-2100 yılları arasında bu hattın batısında kalan bölüm 3-4 derece, doğusunda kalan bölüm 4-5 derece ısınacak. 2030'da Türkiye'nin büyük kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girmiş olacak. Deniz seviyesi yükselerek tatlı su kaynaklarını ve deltalarındaki tarım alanlarını yok edecek...
Önay Yılmaz'ın araştırması devamını okumak için : "Türkiye Kuruyacak"
Önay Yılmaz'ın araştırması devamını okumak için : "Türkiye Kuruyacak"
Felaket Erken Geldi
Araştırmacılar, küresel ısınmanın olumsuz etkilerini öngörülenden çok daha çabuk göstermeye başladığını vurguluyor. Yüzyıl sonra yok olacak denen birçok canlının soyu şimdiden tükenmeye başladı.
University of Texas biyoloğu Camille Parmesan, son aylarda yayımlanan 866 adet bilimsel araştırmayı saygın Annual Review of Ecology, Evolution and Systematics dergisi için özetledi. Parmesan’ın çizdiği tabloya göre küresel ısınmanın şimdiye dek görünen maliyeti Dünya’nın başına gelmiş en büyük felaketin habercisi.
Araştırmalar, yüzlerce hayvan ve bitki türünün şimdiden yok olmaya başladığını gösteriyor. Bunların başında kurbağalar geliyor. Yeryüzünün yüksek kesimlerinde yaşayan ve alternatif habitatlara göç edemeyen 70 kurbağa türünün soyu tükenmek üzere. Soğuk iklimlerde yaşayan penguen ve kutup ayıları gibi yaklaşık 200 hayvan türü de yüzyıl sonuna dek yok olacak.
KÜRESEL ISINMADAN KAÇIŞ MÜMKÜN DEĞİL
Hayatta kalmak için bazı bitki ve hayvan türleriyse, doğal davranış değişikliklerini değiştiriyor. Bazı tropik hayvan türleri ılıman bölgelerde yaşamak için daha kuzeye göç ederken, kiraz ağaçları ve üzüm bağları daha erken çiçek açıyor. Kuşlar ise, 35 yıl öncesine kıyasla, 9 gün daha erken yumurtlamaya başladı. Hayvanlar hareketli oldukları için habitat değiştirebiliyor, ancak bitkiler sabit oldukları için küresel ısınmadan kesinlikle kaçamıyor.
Dünyanın en önemli evrim biyologlarından State University of New York-Stony Brook profesörü Douglas Futuyma, küresel ısınmanın canlıları üzerindeki etkilerini şöyle özetliyor; “Ciddi bir krizle yüz yüzeyiz, ancak bu kriz uzak gelecekte gerçekleşecek diye sanırken, 50 yıl içinde bizim hayatımıza girecek.”
Global Warming Increases Species Extinctions Worldwide
Global warming has already caused extinctions in the most sensitive habitats and will continue to cause more species to go extinct over the next 50 to 100 years, confirms the most comprehensive study since 2003 on the effects of climate change on wild species worldwide by a University of Texas at Austin biologist.
Dr. Camille Parmesan’s synthesis also shows that species are not evolving fast enough to prevent extinction.
“This is absolutely the most comprehensive synthesis of the impact of climate change on species to date,” said Parmesan, associate professor of integrative biology. “Earlier synthesis were hampered from drawing broad conclusions by the relative lack of studies. Because there are now so many papers on this subject, we can start pulling together some patterns that we weren’t able to before.”
Parmesan reviewed over 800 scientific studies on the effects of human-induced climate change on thousands of species.
“We are seeing stronger responses in species in areas with very cold-adapted species that have had strong warming trends, like Antarctica and the Artic,” said Parmesan. “That’s something we expected a few years ago but didn’t quite have the data to compare regions.”
22.11.2006
Jeolojide 120 milyon yıllık düzeltme
ABD’nin doğu kıyısında kuzey-güney hattında uzanan
Appalaş Dağları’nın deniz tabanından Meksika’ya ulaştığının keşfedilmesiyle, bilim insanları Dünya’nın jeolojik tarihinin güncellenmesini tartışıyor.
Appalaş Dağları, kuzeyde Kanada’nın doğusundan güneyde ABD’nin güney kıyısına kadar uzanan dağ sıraları. Bu dağ sırasının bir uzantısının Meksika’da Acatlan’da olduğunun görülmesi, jeolojik paradigmaların yenilenmesini gerektirdi. Okyanus tabanındaki araştırmalar, kayaların tahmin edildiğinden çok daha geç olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmayı yürüten Ohio Üniversitesi profesörü Damian Nance’e göre Amerika kıtasının jeolojik tarihinde değişiklikler yapılması gerekebilir. Bu bulgu, Appalaş’ların oluşumu ve dolayısıyla da gezegenimizin erken oluşum dönemiyle ilgili bilgilerin yenilenmesine neden olabilir.
DEV KITA GONDWANA
Bilim insanları, 420 milyon yıl önce Dünya’da iki dev kıta olduğun ve bu iki kara parçasının Rheic adlı bir okyanusla birbirinden ayrıldığını varsayıyor. Güneyde bulunan Gondwana kıtası, bugünkü Güney Amerika, Afrika, Hindistan, Avustralya ve Antartika’yı kapsıyordu. Kuzeydeki Larusya kıtası ise, bugünkü Kuzey Amerika, Grönland, Avrupa ve Asya’yı içeriyordu.
KUZEY AMERİKA VE MEKSİKA ÇARPIŞTI
Genel olarak kabul gören görüşe göre, Meksika’daki Acatlan bölgesi Gondwana dev kıtasının bir parçasıydı, ancak bu bölüm dev kıtadan 500 milyon yıl önce koptu.
Kopan Acatlan, kuzeye doğru kayarak o zaman geniş bir okyanus olan Iapetus’un önünü tıkadı. Acatlan kara parçası nihayetinde Kuzey Amerika ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle dev bir kara kütlesi olan Kuzey Amerika bir büzüşme meydana geldi, Appalaş Dağları’nın bu şekilde oluştuğu tahmin ediliyordu.
120 MİLYON YIL GEÇ
Buna karşılık yeni bulgular, Acatlan bölgesindeki kayaların varsayıldığı gibi Iapetus Okyanusu’nda değil, daha yeni olan Rheic Okyanusu’nda oluşmaya başladığını gösteriyor. Appalaş Dağları’nın 120 milyon yıl geç oluştuğu ortaya çıkıyor. Yeni senaryoya göre, Acatlan bölgesi Gondwana kıtasının bir parçasıydı. Kuzey Amerika’yla çarpışınca Rheic Okyanusu kapandı, Appalaşlar yükseldi ve dev kıta Pangea ortaya çıktı.
Ntvmsnbc
GEOLOGIST FIND NEW ORIGINS OF APPALACHIAN MOUNTAINS
Geologists have developed a new theory to explain how and when the Appalachian Mountain range was created. Their research redraws the map of the planet from 420 million years ago.
The scientists recently discovered a piece of the Appalachian Mountains in southern Mexico, a location geologists long had assumed was part of the North American Cordillera. The Cordillera is a continuous sequence of mountain ranges that includes the Rocky Mountains. It stretches from Alaska to Mexico and continues into South America.
For the past decade, geologists have collected information from Mexico’s Acatlán Complex, a rock outcropping the size of Massachusetts. As they uncovered each new piece of data from the complex, evidence contradicting earlier assumptions about the origins of that part of Mexico emerged.
“It was a story that had the Appalachians written all over it,” said Damian Nance, Ohio University professor of geological sciences and lead author of an article detailing the findings, which was published in the October issue of Geology. “This will change the way geologists look at Mexico.”
Yeni Zellanda'da Dev Buzullar
Yeni Zelanda’nın dondurucu sularında akıntıyla sürüklenen dev buzul kütleleri yarattıkları manzarayla nefes keserken denizciler için büyük tehlike oluşturdu.
Yeni Zelanda Hava Kuvvetlerine ait helikopterden çekilen görüntülerde dalga ve rüzgarın etkisiyle sürüklenen ve her biri bölgede bulunan evler kadar büyük olan buzul kütleleri gri denizin üzerinde erirken yaydıkları buz mavi çizgilerle olağanüstü görüntüler verdi.
Fotoğraflar için TIKLA
Milliyet
ICEBERG WARNING TO SHIPS OFF NEW ZEALAND
New Zealand's Maritime Safety Authority has issued a warning to shipping after an iceberg 200 metres long and 50 metres high was reported only 43 nautical miles off the Otago Peninsula and heading towards the coast, it was reported on Wednesday.
An iceberg that size could be picked up on radar but others as big as a house travelling with it were less easy to spot and posed a danger to ships, fishing boat skipper Gavin Pope told the Otago Daily Times.
Air force pilots on fisheries surveillance patrols last week reported about 100 icebergs from the Antarctic floating 260 kilometres off southern New Zealand, the closest the frozen masses have been to the country for 75 years.
Later reports said the icebergs, one said to be nearly two kilometres long and 1.3 kilometres wide, were breaking up as they drifted north.
CLICK for Photo Galery
21.11.2006
Küresel Isınmada 2012'den Sonrası Belirsiz
BM’nin Kenya’da düzenlediği çevre konferansına, katılan İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Yunus Arıkan, “Konferansta küresel ısınmanın bir insan hakları sorunu olduğu belirtildi ama sorunun aşılması için somut adım atılmadı. 2012 sonrası belirsiz” dedi.
"... Biliyorum 2012 tarihini duyunca gülümsediniz..." K.M.
Konferansa katılan 200 ülkeden yaklaşık 6000 uzman, küresel ısınmanın birinci kurbanının Afrika olacağı endişesini dile getirdi.
2012 SONRASI BELLİ DEĞİL
Küresel ısınmayla savaşım konusunda ise, iki kritik noktanın ön plana çıktığını belirten Arıkan, “Kyoto Protokolü sorumluluğu öncelikli olarak, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelere veriyordu. Ancak bu ülkelerin 2012 yılından sonraki sorumlulukları henüz belli değil. Görüşmelerden somut sayısal bir sonuç çıkmadı, ancak gelişmekte olan ülkelerin yoğun baskısı sonucu bu konuda ciddi adımlar atılması ve 2007 sonrası için bir eylem planı hazırlanması kararlaştırıldı” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İNSAN HAKKI SORUNUDUR
Arıkan’a göre, Nairobi’de üzerinde durulan önemli konulardan biri de, iklim değişikliğinin çevre sorunu olmasının ötesinde, bir insan hakları ve kalkınma konusu olduğu yönünde idi. ABD ve Avustralya başta olmak üzere, Kyoto’ya imza atmayan ülkelerin tartışıldığı konferansta alınan kararlar, çevre örgütlerince olumlu ancak yetersiz bulundu. Sivil Toplum Kuruluşları, bu konudaki gecikmenin uzun vadede geri dönülmez sonuçlar doğurduğunu ve bunun için çok acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
KENYALI ÇEVRECİDEN ‘İKLİM TURİSTİ’ PROTESTOSU
Arıkan, Kenyalı çevre örgütü temsilcisi Shoron Looremtto’nun konuşmasının bu açıdan dikkat çektiğini ve ayakta alkışlandığını belirterek; Looremtto’nun konuşmasını şöyle özetledi: “Ben Afrikalı bir anneyim, siz buraya bizim çevre sorunlarımıza çözmeye geldiğinizi söylüyorsunuz. Ama görüyorum ki, burada Safari’lere katılıp seyahat etmek, alışveriş yapıp fotoğraf çektirmekten başka bir iş yapmıyorsunuz ve ben sizi ‘iklim turistleri’ olarak değerlendiriyorum. Yarın çocuğum, ‘anne toplantıda ne kararlar alındı’ diye sorduğunda, ‘yavrum gelecek seneyi bekle’ demek istemiyorum. Ama sizler ne yazık ki, somut kararlar almadınız ve ben bunu protesto ediyorum.”
Ntvmsnbc
In respect of fighting with Global Warming, Arıkan who indicated that two break even points appeared in the foreground said "Kyoto Protocol was firstly delegating responsibility to developed and industrialized countries. But the responsibilities of those countries after 2012 are not evident yet.
Meetings have not yielded concrete numeric results, but by the result of intensive pressure of developing countries taking serious steps about this topic and preparing an action plan after 2007 were decided."
"... Biliyorum 2012 tarihini duyunca gülümsediniz..." K.M.
Konferansa katılan 200 ülkeden yaklaşık 6000 uzman, küresel ısınmanın birinci kurbanının Afrika olacağı endişesini dile getirdi.
2012 SONRASI BELLİ DEĞİL
Küresel ısınmayla savaşım konusunda ise, iki kritik noktanın ön plana çıktığını belirten Arıkan, “Kyoto Protokolü sorumluluğu öncelikli olarak, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelere veriyordu. Ancak bu ülkelerin 2012 yılından sonraki sorumlulukları henüz belli değil. Görüşmelerden somut sayısal bir sonuç çıkmadı, ancak gelişmekte olan ülkelerin yoğun baskısı sonucu bu konuda ciddi adımlar atılması ve 2007 sonrası için bir eylem planı hazırlanması kararlaştırıldı” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İNSAN HAKKI SORUNUDUR
Arıkan’a göre, Nairobi’de üzerinde durulan önemli konulardan biri de, iklim değişikliğinin çevre sorunu olmasının ötesinde, bir insan hakları ve kalkınma konusu olduğu yönünde idi. ABD ve Avustralya başta olmak üzere, Kyoto’ya imza atmayan ülkelerin tartışıldığı konferansta alınan kararlar, çevre örgütlerince olumlu ancak yetersiz bulundu. Sivil Toplum Kuruluşları, bu konudaki gecikmenin uzun vadede geri dönülmez sonuçlar doğurduğunu ve bunun için çok acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
KENYALI ÇEVRECİDEN ‘İKLİM TURİSTİ’ PROTESTOSU
Arıkan, Kenyalı çevre örgütü temsilcisi Shoron Looremtto’nun konuşmasının bu açıdan dikkat çektiğini ve ayakta alkışlandığını belirterek; Looremtto’nun konuşmasını şöyle özetledi: “Ben Afrikalı bir anneyim, siz buraya bizim çevre sorunlarımıza çözmeye geldiğinizi söylüyorsunuz. Ama görüyorum ki, burada Safari’lere katılıp seyahat etmek, alışveriş yapıp fotoğraf çektirmekten başka bir iş yapmıyorsunuz ve ben sizi ‘iklim turistleri’ olarak değerlendiriyorum. Yarın çocuğum, ‘anne toplantıda ne kararlar alındı’ diye sorduğunda, ‘yavrum gelecek seneyi bekle’ demek istemiyorum. Ama sizler ne yazık ki, somut kararlar almadınız ve ben bunu protesto ediyorum.”
Ntvmsnbc
AFTER 2012 IS NOT EVIDENT
In respect of fighting with Global Warming, Arıkan who indicated that two break even points appeared in the foreground said "Kyoto Protocol was firstly delegating responsibility to developed and industrialized countries. But the responsibilities of those countries after 2012 are not evident yet.
Meetings have not yielded concrete numeric results, but by the result of intensive pressure of developing countries taking serious steps about this topic and preparing an action plan after 2007 were decided."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)